1. 3776.
    0
    mavi'lerin kapının önüne giderken mavi bi daha mesaj attı.
    "aşkım araba ne renk?"
    "ne renk olabilir???" yazdım en 3 soru işaretlisinden.
    "mavi * " yazmış.
    "yok be kırmızı. kırmızı olsun 3 kuruş fazla olsun" yazdım muallakliğine.
    gelen cevap takdir edersiniz ki "peki :(" oldu.
    apartmanın önüne gelince "geldim ben aşağıdayım" yazdım yolladım.
    "çizmelerimi giyiyorum" yazmış yollamış.
    ulan arabayla gidicez, dışarda kar yok, tamam biraz atıştırıyo yağmur ama sağanak da yok, bu kızlar neden bi saat uğraşıp o çizmeleri giyer arkadaş?
    abartmıyorum tam 10 dakika sürdü 5. kattan apartman kapısına inmesi.
    apartman kapısı tam solumda kalır gibi ayarlamıştım duracağım yeri.
    çıkınca hemen beni gördü tabi.
    baktı ki araba mavi, sevindirik oldu. gamzeleri belirdi 20 metre öteden. e tabii benim de salak bi gülümseme peydahlandı yüzümde.
    koşar adım bindi arabaya.
    öptüm ben bunu hemen, hoşgeldin hoşgittin falan derken bastım marşa ilerledik bi 10-20 metre.
    "ya dur anneme el sallayayım" dedi.
    hemen baktım dikiz aynasına arkadan gelen giden yok zınk diye durdum yolun ortasında.
    mavi baktı tabii mal mal napıyo bu mal diye.
    "niye durduk aşkım?" dedi ama hiç cevap bile vermeden açtım kapıyı indim aşağıya.
    camdan bize bakan annesine el salladım geri bindim arabaya.
    mavi gülsem mi gülmesem mi triplerindeyken "ya geçen sefer utandık anandan küstü bize. bi daha el sallamazsam valla vermez kızını bana" dedim.
    güldü.
    "vermezse kaçarım ben sana aşkım" dedi.
    bu sefer ben güldüm.
    eline uzandı elim. çekti elini "ama o zaman geldiğinde bana güzel bi evlenme teklif edeceksin" diyerek.
    ilk defa evliliğe dair, geleceğimize dair 3-5 kelimelik de olsa bi sohbet etmiştik. ne güzeldi.
    "ya sen boşver teklifi meklifi de şu ön camın orda bi cd var tak sunu da biraz müzik olsun arabada" dedim.
    bozuldu hafiften. eee tabii benden "senle evlenirim" mesajına daha büyük bi tepki bekliyodu haklı olarak ama şimdi sırası mı?
    değil amk.
    şu doğum günü mevzularını halledelim de sonra çooooook hayal kurarız biz senle.
    yola baktığımdan tam yüz ifadesini göremedim ama hissediyodum, tahmin edebiliyodum az çok. kocaman açılmış gözler, kalkık kaşlar, "bişey diyeyim de onun da canı sıkılsın" düşüncesi ile konusmaya hazır yarım aralık bir ağız ve pek tabii ki "hiç bişeyim yok yae" havası...
    cd'yi taktı. arkasına yaslandı.
    hani bu cd'yi takınca bi 3-5 saniyelik "reading... " mevzusu var ya o anda bizimki kolları da bağladı.
    bağladı da çok sürmedi o bağlılık.
    melodinin girmesi ile anlaşıldı tabii ki çalan şarkının ne olduğu.
    sağa çektim.
    "iyi ki doğdun canımın içi" dedim.
    sarıldı.
    ben daha sıkı sarıldım.
    arka koltukta hediyesi vardı onu verdim.
    zaten poeşeti görünce az çok anlamıştır amk ne olduğunu.
    tahmin ettiğimden daha çok sevindi.
    "beğendin mi?" dedim.
    "aşkım çok beğendim ya" dedi.
    bi daha sarıldı.
    ben bastım marşa solumu kontrol ederek, sola da sinyali vererek tekrar koyulduk yola.
    "nereye gidiyoruz aşkım?" dedi.
    "kuruçeşmeye" dedim.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster