yarım saat sonra şenesenevler'deydim.
mavi ile yolda mesajlaşmadık hiç. muhtemelen o da hazırlanıyodu.
o mesaj atana kadar atmayayım mesaj da kızın iki ayağı bi pabuca girmesin dedim, atmadım mesaj falan. oturdum arabaya bekledim mesaj atmasını.
arabada otururken az ötedeki cd satan bi dükkan çekti dikkatimi.
lan dedim gideyim en happy birthday'li şarkı neyse onu çektireyim cd'ye.
atladım arabadan hemen girdim dukkana.
bi kız oğlan koymuşlar tezgaha o bakıyo dukkana msn ve facebook'tan arta kalan zamanlarında.
"selamün aleyküm" dedim.
amk allahın seldıbını "buyrun" diyerek aldı züt.
"birader cd yapıyomusunuz?" diye sordum.
"evet" dedi.
"ya benim arkadaşımın doğum günü bugün. bana bu doğum günü şarkısı var ya happy birthday to you diye onu çeksene cd'ye" dedim.
"tamam" dedi kurcaladı bilgisayarı. mp3lerin olduğu dosyayı falan aradı ama bulamadı şarkıyı. internetten indirdi hemen amk.
koydu cd-room'a bi cd, "başka ne koyalım?" dedi.
amk başka ne koycan? dediğimizi koy işte.
"yok birader sadece o şarkıyı koy sen" dedim.
"isterseniz cd'de çok yer var başka şarkılar da koyabiliriz" dedi.
amk mesaj gelcek hemen gitmem gerekecek, işim acele halimden belli daha laf kalabalığı yapıyo amkcık.
sanki korsan cd'ci değil de şenesenevler müftüsü dıbına koduğum, bana cd'yi israf etmeme vaazı veriyo.
"iyi o zaman aldığı kadar o şarkıdan koy. öbür senelerdeki doğum günlerinde de dinletirim" dedim.
bozuldu yavşak. pis pis baktı amk. ama önce o başlattı. ben kaşınanı kaşıdım.
5 dakka sürmedi çıkardı cd'yi koydu cd poşetine verdi elime.
lavuk bana kıl oldu ya amk dedim dur şu zütü deneyeyim.
"birader sen bi çalsana şunu pc'den. sonra uğraştırma beni" dedim.
hepten gıcık oldu. ama gibe gibe de kontrol etti.
"borcum kaç para?" dedim verdim parasını çıktım amk.
bindim arabaya.
normalde hiç öyle huylarım yoktur ama dur dedim bi de ben deneyeyim cd'yi. nasıl olsa vakit var. mavi mesaj çekene kadar bekleyecez.
cd'yi çıkardım itinayla poşetinden. sanki cd değil de kaşıkçı elmasını tutar gibi tuttum. hani çizilmesin hesaabı.
ulan bunu taktım teyipe ama bi tak çalmıyo.
çıkardım geri taktım. yok amk yine yok.
bi daha çıkardım, hoh'ladım cd'ye sildim geri taktım, yok amk yine yok.
hemen fırladım cd'ciye.
girdim içeri.
"birader bu çalışmıyo" dedim.
yavşak oflaya poflaya başını kaldırdı monitörden.
aldı cd'yi taktı bangır bangır çalıyo amk.
ulan mahçup da oldum tabii.
"birader valla şimdi arabaya taktım çalmadı" dedim.
"beyefendi desenize arabada diye. ben mp3 olarak yaptım. track yapalım arabada dinleyecekseniz" dedi.
ulan dıbına koduğum, sen bana cd yaptırmadan önce bilgi formu mu verdin de ben onu yazacam oraya?
sor işte amk nerde dinleyecen diye.
karşılıklı suratlaşmalarla tekrar yaptı cd'yi.
borcumu sorunca bişey istemez dedi ama ben o gavata borçlu kalırmıyım?
5 lira uzattım, "sen de iş yaptın olmaz öyle" dedim çıktım dükkandan.
hemen arabaya atladım amk.
tekrar denedim cd'yi.
tamaaam. bu sefer çalıyodu.
bu cd'ciye kıl oldum ya dedim dur bunun dukkanı yakınında beklemeyeyim ileri gideyim daha.
biraz ilerledim. 14 şubatta mavi'ye tweety oyuncağı aldığım dukkanı gördüm.
hemen çektim kenara arabayı. gittim dukkana.
amk o dukkanı çalıştıran adamı da bi görseniz, yarım dunya muallak. yemiş yemiş sıçmamış.
o looney tunes oyuncaklarının dibine yanaştım hemen.
tazmanya canavarı olana takıldı gözüm. amk benim jenerasyondan her erkek çocuğu, hatta bazen kız çocukları, illa ki kendini tazmanya canavarı sanıp abidik gubidik sesler çıkararak etrafında dönüp tazmanya canavarcılık oynamıştır heralde.
onu da aldım bi hediye paketi yaptırdım tekrar arabaya bindim.
arabaya binince telefon öttü.
"aşkım nerdesin?" yazmış mavi.
"seni bekliyorum pıtırcık" yazdım yolladım.
o pıtırcık nerden çıktı, nasıl yazdım hiç bilmiyorum amk.
doğaçlama yavşadım sevgilime.
"pıtırcık
* " yazmış yollamış. hoşuna gitmiş çok.
ben daha cevap yazamadan bu ikinci mesajı da attı; "pıtırcık mıyım ben?"
ulan dedik amk bi kere, gibe gibe öylesin diyecez.
"evet şüphen mi var?" diye cevap yazdım.
":)" gülücük yapmış sadece yolladığı cevapta.
ulan biz birbirimize yavşıyoruz ama bu hala gel falan demedi bana.
"hazırsan sizin apartmanın oraya geliyorum" yazdım.
"gel aşkım" yazdı.
o değil de, ulan ben mavi'ye hiç aşkım demedim.
şimdi farkettim amk.
hani mesaj yazarken ı harfi dusuk "askm"lar kullanırdım ama öyle aşkım falan demezdim hiç.
kamuya mal olmus sevgi sözcüklerini kullanmayı tercih etmediğimdendi sanırım. ben daha çok kendi imalatım olan sevgi sözcükleri kullanırdım.
ama şimdi düşününce,
keşke deseydim amk...