1. 3751.
    0
    o bana doğru gelince ben dehareketlendim haliyle. anası da çıkmış balkondan bizi kesiyo.
    tabii hemen benim göbek çekildi içeri.
    babası da yok ya piyasada biz kapının önünde rahat hareket edebiliyoruz.
    ben ve elimdeki kocaman poşet, bi de mavi ortada buluştuk sonunda. ama mavi nasıl görmemezlikten geliyo o çantayı. yalan bi görmemezlik ama . ulan bildiğin evden kaçmış kezban gibi dolanıyorum elimde çantayla, görmemesi imkansız.
    ben buna hemen tweety'yi çıkardım poşetten.
    hani romantiğiz ya anası görsün hesaabı.
    o kadar beğendi ki.
    gamzeleri çıktı yine. annesine doğru salladı oyuncağı. utandım valla.
    tutuştuk el ele yuruyoduk minibüs yoluna doğru o ara bu arkasını döndü bi daha el salladı annesine. ben de takoz gibi duruyorum tabii. bakamadım bile anasına. utanıyorum amk. ara sıra kaçak gözlerle baktım ama saniye sürmedi bu kaçak bakışlar.
    "ya kadına el sallasana bi saattir sana bakıyo camdan" dedi mavi.
    "ya mavi ben utandım ya" dedim. yuzumden anlamıştır zaten. bildiğin kıpkırmızı amk.
    tuttu elimi, kaldırdı havaya salladı.
    bu daha da taktan bi durum oldu bana sorarsnız. hani sanki ben tenezzül etmedim el sallamaya da zorla salladı gibi oldu. daha da mahçup oldum.
    döndük zütümüzü anasına yürümeye devam ettik.
    minibüs caddesine gelince "ee nereye zütürcen beni?" dedim mavi'ye.
    suratıma bi baktı allahın öküzüne bak der gibi ama gülerek.
    "kzım ben bilmem buraları. sen nereye istersen biz oraya gitcez" dedim.
    "yürü be yürü" dedi gülerek.
    indik bostancı sahile doğru.
    tren istasyonunun orda hemen bi cafe vardı, istasyon cafe.
    oraya gittik.
    içeri girdik boş bi masa bulduk. oturduk.
    içerisi bizim gibi çiftlerle dolu amk. herkes birbirine hediye veriyo falan. bizim gibi tazeler karsı karsıya, belli bi aşamayı geçmiş olanlar yanyana, artık ilişkinin dıbına koymuş olanlar ise sarmaş dolaş oturuyodu.
    bizim oturma şekli ise pek tabii ki; bi tarafta mavi, karşısında ise ben.
    ···
   tümünü göster