1. 3751.
    0
    1-2 saat oturduk mavi ile orada.
    öyle çabuk geçti ki saat.
    "gitmem lazım" dedi sonunda.
    "ben de geleyim hem yeni evinizin yerini de bilmiyorum" dedim.
    "ya şimdi babam gelmiştir belki. başka zaman öğrenirsin" dedi.
    istemeye istemeye kabul ettim.
    bunu minibüse bindirdim.
    tam kapının karşısındaki koltuğun cam kenarı kısmına oturdu.
    ben de onun oturduğu camın tarafına geçtim.
    bekledim minibüs kalkana kadar. bi iki defa eli ile "git" işareti yaptı. gitmedim.
    asker uğurlar gibi bekledim amk. bi minibüsün önünü kesip istiklal marşı söylemediğim kaldı.
    minibüs hareket etti.
    el salladı bana.
    ilk defa el salladı giderken.
    genelde mavi giderken hep papaz olurduk biz.
    içimi huzur kapladı amk.
    nasıl güzelmiş sevdiğinden karşılık görmek.
    hemen aldım elime telefonu "çok özledim lan seni" yazdım.
    ":)" yazıp göndermiş.
    bi sigara yaktım gittim vapur iskelesine.
    yolda o kadar çok mesaj attım ki kontorum bitmiş.
    hastaneye geçtim vardiyayı almaya. gidince volkan abiden 50 lira istedim. sağolsun bişey sormadan verdi amk.
    gittim mavi'ye de kendime de kontör aldım.
    ben mesaj yolluyosun da bi dünya mesaj hakkın oluyo ya onu yapmayı bile unutmuşum orda adama yaptırdım amk.
    maviye aldığım kontoru de yolda giderken kazıdım ona yolladım numarasını.
    5 dakika sonra mesaj attı.
    "niye bana kontor aldın ya" diye.
    "benim kontor bitmişti seninki de biter diye aldım" dedim.
    gülücük yaptı yolladı.
    amk millet adak adar da olunca kurban keser ya, ben de millete çay ısmarladım o gün bol bol.
    para olsa cebimde fil keserdim ama gücüm dukkandan çay ısmarlamaya yetti napam.
    ertesi gün buluşabilirmiyiz diye sordum tabii hemen.
    okulu varmış.
    "okula geleyim" dedim.
    "ya saçmalama" yazmış.
    ertesi gün ben de okula gittim.
    elimden telefon düşmüyodu amk artık. paso mavi ile mesajlasıyodum.
    hani millet oyle paso mesajlasanlara bi dünya laf ediyo da onun da zevki baska lan.
    sürekli yanında hissediyosun onu. tabii bi sure sonra bıktırıyo ama güzel lan yine de.
    onun boş zamanlarında buluşmaya başladık sürekli.
    bazen ders arası oluyodu 1 saat, bazen yarım gün, bazen okul çıkışı ama okuldan erken çıkarsa. yoksa buluşamazdık babası eve geç kalırsa kızıyomuş.
    buluşma yerimiz de belli amk. ben k.çekmecede çalışıyorum o sefaköy'de okuyo en yakın buluşma noktamız yenibosna airport.
    benim sürekli buluşma isteklerimle geçti ilişkinin ilk dönemi.
    bi de mavi'nin kıskançlıkları.
    yok efendim hastanede hemşireler varmış, okulda kızlar varmış...
    "ulan ben yıllarca peşinden koştum senin sence bu kadar kısa sürede seni kaybedecek bişey yapabilirmiyim?" diye sordum her kıskançlığında.
    ben ona açıklama yapınca inanıyodu ama yanımda yokken ya küsüyodu ya yine kıskançlık krizi.
    sebebini çok sonradan öğrendim.
    daha doğrusu bizim aramızda sırlar paylaşılabilecek seviyeye geldiği zaman.
    bunun babası biraz huzursuzluk çıkarıyomus evde. sebebi de baska bi kadın. yaklasık bi iki senedir bu durum böyle olunca kız bütün erkekleri babası gibi sanmaya başlamış.
    ama işte bunun peder yüzünden sürekli bizim aramızda huzursuzluklar çıkması canımı sıkıyodu benim.
    böyle böyle şubat ayına girdik.
    14 şubat denen dıbına koduğumun gününün haftası geldi çattı. zaten bu 14 şubat bi dert bi de mavi'nin doğum günü var o da 21 şubat.
    arada bi hafta var amk.
    ben yemedim içmedim mavi'ye bi hediye alabilmek için para bitriktirdim.
    tamam yıllardır peşindeyim ama ilk sevgililer günümüz sonuçta.
    hani bana kalsa gider yuzuk alırım falan. ama daha erken diye almadım.
    onun yerine kendim bişey yapmaya karar verdim.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster