0
metrobüsten inince aynı minibüse bindik.
ben okulun orada indim o bostancıya devam etti.
derse merse girmedim.
aklıma mı geldi amk, girsem aklıma mı girerdi ders?
girmedim derse.
o günde öyle geçti hatta ondan sonraki günde ve sonraki gün de.
aramadım.
o da beni aramadı.
ama arayacak diye bekledim hep.
bıkmadan bekledim.
pazartesi günüydü.
sabah saat 7de telefonum çaldı.
mavi arıyodu.
hemen açtım telefonu. sesi endişeli geliyodu.
"neredesin?" dedim hastanede dedi.
bu sefer benim de sesim panik oldu.
"noldu iyimisin?" gibi kombo sorular sormaya başladım.
"ben iyiyim de adnan arkadaşım var zehra onun annesi bugün bypass oluyo. kan bulamıyolar. sen hastanede çalışıyosun ya belki bi tandıığın falan vardır. yadırmcı olursun" dedi.
olmam mı lan?
"kan ne hangi kan grubu?" diye sordum.
"b negatif. çok az bulunuyomuş. birinci derece akrabalarından alınamıyomuş. 4 donör bulmaları lazım en az biri hastanede amliyat esnasında tutulması gerekiyo acil kan ihtiyacı için ama bulamıyolar, bulamıyoruz" dedi.
ben ona metrobüste söylemiştim; sen benden kaçtıkça bi şekilde bi araya geliyoruz diye de inanmamştı.
"hangi hastane geliyorum ben" dedim.
"adnan kan bul diye aradım gel diye değil" dedi.
"ya benim kan b negatif soyle geliyorum" dedim.
nasıl sevindi, nasıl sevindim.
söyledi hastaneyi. bu kadıköyde haydarpaşada siyami ersek kalp ve damar hastanesi varmış ordalarmış.
hemen çıktım evden üstüme başıma bişey giyip.
dukkana uğradım volkan abiden bi 100 lira aldım atladım bi taksiye.
sabah trafiğine şans eseri takılmadk çok.
ben yolda hafif tırstım amk, iğneden çok korkuyorum. ama mavi istemiş. kan istemiş lan.
can istese can veririrm bi kaç litre kırmızı suyun lafı mı olur?
yarım saatten biraz fazla sürdü orada olmam.
hastanenin kapısında indim.
maviyi aradım geldim kapıdayım diye.
hemen bu zehra dediği kızla buldular beni.
apar topar gittik içeri. kafeteryada oturuyodu bi sürü akrabası.
saat 9da ameliyata girecekmiş hasta.
onlarla tanıştıktan sonra beklemeye başladık.
saat 2ye kadar sürdü ameliyat. beni çağıırmadılar bi türlü. ben bi taraftan tırsıp kan vermek istemesem de "o kadar yolu boşuna mı geldim amk" diye düşünmedim değil. ama sonra o düşünceyi peydahlayan beyin kıvrıntımın dıbına koydum tabii.
ne demek lan boşuna?
mavi çağırdı.
maviye geldim.
maviyi gördüm.
sensin lan bosuna dıbına koduğum.
ameliyat esnasında ben bi kaç kere sigaraya çıkmak istedim ama sigara içmememin daha iyi olduğunu söylediler ben de içmedim.
başım ağrımaya başladı amk.
bi de kan verme ihtimalim olduğundan bişeyler yememi soylediler. kahvaltı etmeden çıktım amk. kan verince midem bulanırmış falan.
mavi ile gittik bana bisküvi falan aldım onu yedim.
mavi ile çok sohbet etme imkanımız olmadı. o hep arkadası ile ilgilendi arada sırada benim yanıma gelip "nasılsın?" gibilerinden bi kaç cins cümle kurdu.
saat 2 gibi ameliyatın bittiğini öğrendik. bunlar apar topar koştu yoğun bakımın oraya sanki yoğun bakıma girebilecek gibi. tabii maksat doktoru bulup ameliyat nasıl geçti diye sormak.
biz de mavi ile peşlerinden gittik.
bunlar bilgi aldıktan sonra bana biri gelip kan vermem gerektiğini söyledi.
yedek olarak mı ne tutacaklarmıs ya da kan bankasından kan mı ne temin edilmiş onun yerine vreceklermiş falan filan.
kan verme yeri dışardaydı.
zehra ben mavi gittik.
bi form doldurduk sonra beni kurbanlıuk koyun gibi yatırdılar kan verme kolduğuna.
kanımı erkek biri aldı.
kan aldırmadan önce ben içerdeyim bunlar dışarda ya perdeleri kapattırdım beni görmesinler diye.
kanımı alacak çocuğa da iğneden korktuğumu bişey dersem kendisine kızmamasını falan söyledim.
güldü herif.
ben kafayı diğer tarafa çevirdim. bu plastik eldivenli parmağını bi kaç kere vurdu kolumun iç kısmına. damarımı bulmak için.
bildiğin prezervatifli bi yannan ama vurur gibi.
nasıl korkuyorum kasmısım kendimi, kolumu da sıktık haliyle.
"hadi lan" diye bağırmaya başladım buna.
"tamam tamam" diye geçiştrdi bu.
iğneyi soktuğunu hissettiğimde ne ana bıraktım bunda ne avrat...
bayağı sert küfürler ettim ama çocuk sağolsun karşılık vermedi.
zaten işimiz bitince defalarca özür diledim kendisinden.
kan verdikten sonra bu bana "birader bi 5 dakka yat dinlen" dedi.
ben perdenin kapanmamış köşesinden bana bakan mavi ile zehrayı gördüm erkekliğe tak sürdürürmüyüm?
"yaa bana bişey olmaz" diye fırladım amk ayağa.
nasıl başım döndü zor kan verdiğim koluma pamuk bastırıyodum onla değil öbür elimle zor tuttum bi yeri de düşmekten kurtuldum.
bu eleman tabii "sana demedim mi?" tiriplerine girdi.
"bişey olmaz " diyerek doğruldum. hala başım dönüyodu ama gittim dışarı. bu arkamdan bi saat 2 saat sigara içmeyin dedi. o ara maviler de görüş alanımda tabii onlar da duydu. ben erkeğim ya inadına dışarı çıkar çıkmaz bi sigara yaktım.
beynimi gibeyim.
gözüm karardı düştüm amk yere.
Tümünü Göster