1. 3726.
    0
    bu şeklilde devam etti herşey.
    aslında tam gibi hep biraz ekgib.
    okul başlayınca işdeki vardiyam da değişti.
    kapanışçı olmuştum.
    derslerim de süperdi.
    neden bilmiyorum bıktılar heralde benden hazırlıktaki derslerimi borçlu olarak geçtiğimi ilerde onları vermek üzere birinci sınıftan başladığımı söylediler. ben de onlar ne soylediyse aynısını yaptım.
    arada vedatla, salihle falan görüşüyodum. hatta bi iki kere seçili de gördüm ama uzaktan.
    sabah okula gidiyo saat 6 gibi vardiyayı alıyo 1-2 gibi kapatıyodum dukkanı.
    hastanede ve k.çekmecede de bayağı çevre yapmıştım. artık adnan diyince çoğu insan bi iki cümle söylüyodu hakkımda.
    halamlarda kalıyodum. bi iki kere bu hastane personelinin kaldığı lojmanlara geçmeyi denedim ama halam ve volkan abi çok sert çıktı bana. o yüzden onlarda kalmaya devam ettim.
    arada annemi aramalarım zamanla arada annemi ziyaret etmelere dönmüştü.
    babam hala soğukdu ama o eski "gibtir git bu evden" tavrı da kalmamıştı.
    yine çok sıkı fıkı değildik ama bazen izin günlerimde sarıyerde kalıyodum.
    böyle böyle herşey biraz düzelir gibiyken bitti 2008.
    girdik 2009'a.
    ben yine sabah okul akşam iş devam ediyorum tabii.
    ocak ayının ilk salısı idi.
    ayın altısı.
    metrobüse atladım cennet mahallesi durağından.
    baştan ikinci kapının tam karşısındaki boşluğa attım kendimi. dayadım zütü rahat rahat giderim edirnekapıya aktarma yapana kadar diyerek.
    2-3 durak sonra sefaköyde bişey oldu.
    tüylerim ürperdi önce. üşüdüm mü bilemedim. üşümüüyodum. üşüsem terlemezdim. ama sıcak da değildim, soğuk soğuk terledim.
    istemeden yumruklarımı sıkmışım.
    gözlerim deseniz ergenlerin instagram ftoğrafları gibi bi noktaya odaklanmış gerisini bulanık görüyodu.
    sebebi bu soğuğun, sebebi terlememin, sebebi titrememin o idi yine.
    beni başka ne titretir lan?
    mavi bindi metrobüse.
    tam da karşımdaki kapıdan.
    tam da gözlerime bakarak.
    gönlümün akbil sayacı öttü resmen.
    önünde "ayazağa garajına" gider yazan boş otobüs misali ortalıkta gezen, millet "ne olur bomboş otobüs işte alsana ayazağaya kadar yolcu" dese de hiç bi durakta yolcu almayan yeşil otobüs misali gönlüm kapılarını sefaköy metrobüs durağında açmıştı.
    hem de ne açmak, bildiğin sonuna kadar.
    ···
   tümünü göster