1. 3726.
    0
    o günün ertesi günü çalışmaya başladım volkan abi ile.
    çalıştığım yer k.çekmecede bi özel hastanenin kafeteryası.
    5 kişi çalışıyoduk.
    volkan abi, salim abi, murat, hasan ve ben.
    volkan abi'yi tanıyosunuuz ama özelliklerini açayım biraz.
    eğlence sektöründe yıllarca beyoğlu'da bar işletmiş, gecesi gündüzü olmayan o işten sıkılınca oradaki müşterilerinden birinin bağlantısı ile bu kafeteryayı almıştı. iş konusunda mükemmeliyetçi biriydi. iş saati herhangi bi olumsuzlukta küplere binse de 15 dakika sonra gider gönlünü alırdı kalbini kırdığı kişinin. yazmadan olmaz; fenerbahçeliydi.
    salim abi. 45 yaşlarında evli bi oğlu olan, saçları bembeyaz bi emekli. o da fenerbahçeli, ama bunların hiçbiri onu tanımlamaya yetmiyo. adamın utanmadan sıkılmadan söylediği en belirgin özelliği; adam zütçü beyler...
    öyle karı zütü falan değil bildiğin erkek gibiyo. hatta oradakilerden duydum ndıbını. o çalıştığımız hastanede eskiden cinsiyet değiştirme ameliyatları olumuş ve kalite kontrolü her daim salim abi yaparmış.
    murat, allahın adamı. ne etliye bulaşır ne sütlüye. galatasaraylı olduğunu söyler ama fener bize koyunca fenerli fenerli konusur. tam bi skor taraftarı... 30 yaşlarında zayıf ama pire gibi. atlar nasıl yotulduğunu hissetmez, bu da öyle amk. haa bi de millete lakaplar takardı sürekli. bana "kaka" dedi yıllarca. futbolcu kaka leite var ya o amk.
    hasan ise züt, huur evladı, yavşak... yıllardır volkan abi ile arkadaşmış. hatta çocukluktan beri diyolardı. züt kadar boyu var türlü türlü huyu var. kafasına eser işe gelmez, ona buna terslik yapar. bardak sayısı bellidir kafe türü yerlerde. atıyorum sabah sayım olur 50 bardak mı var akşam da 50 bardak olacak. kayıp ya da kırık olursa hesabını servise giden elemanlar verir. bizde de en çok servise murat giderdi. bu züt hasan her akşam 2-3 bardak ekgib der, ve bunu özellikle volkan abinin yanında söyler murata fırça yedirirdi. 20 gün sonra çözdüm olayı. bu züt bardakları muratın çıkma saatine yakın saklıyo. sonra çocuğa dört döndürüyodu hastaneyi. bu fırçasını yiyip morali bozulduktan 10 dakka sonra da bi yere gidip sakladığı bardakları getirip "aha da ben buldum. her taku ben yapıyorum. önemli adamım ben"e getiriyodu. bi gün ben 3. kata boş toplamaya gittim. orada bu yangın dolabından bardak çıkarırken çıktı karşıma. anladım ben durumu. daha murat yeni bardak fırcası yemişti. "abi muratın aradığı bardaklar mı bunlar?" dedim. pis pis sırıttı. "arasın arasın biraz. aklı orda burda kalmasın" dedi. sinirlendim amk. ptrondan da torpilliyim ya aldım o bardakları attım yere kırdım. hep abi diyodum ona o zaman kadar. o gün ilk defa demedim. "hasan. bu bardakları senin zütüne sokarım. hem de kırıkken. dıbına koduğum ne sucu var o adam herdün senin yuzunden fırça yiyo" dedim.
    tırstı züt. durduğumuz yerde sote bi yer odluğundan kimse rahatsız etmedi. rahat rahat çöktüm buna. "bu sefer bırakıyorum kimseye de soylemiyorum ama bi dahakine zütünü giberim senin" dediö ittirdim bunu. zaten boyu kısa, kısacık ayakları zütüne vura vura gitti kafeteryaya. o günden sonra hep ezdim muallakyi. ne dese tersini yaptım. ben senden üstünüm haddini bil'e getirdim mevzuyu.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster