1. 3576.
    0
    inanın osmanbey'den 4.levent'e kadar salak bi güşüş vardı yüzümde.
    metrodan indik. yürüyen merdivenlerdeyken ona bakmaktan merdivenin bittiğini anlamamışım amk. düşüyorum az daha.
    yine güldü mavi. ben karizmatik olmaya çalıştıkça taka sarıyodu ama pek de gibimde değildi açıkçası. mavi gülüyo ya gerisi teferruat amk.
    4.levent'ten yeniköy'den geçen minibüslere bindik.
    ilk durak olduğundan oturacak yer de bulduk. ben hep en arka cam kenarına otururum minibüste. para uzatma derdi olmaz amk, en güzeli.
    yine öyle yaptım mavi'ye "geç arkaya oturalım" dedim.
    yan yana oturduk. bu yine çantasından para çıkarmaya çalışıyo.
    ben cepte hazırladım tabii bozuklukları.
    ön koltuktakine "2 yeniköy uzatırmısınız?" diyerek yolladım parayı.
    "adnan yaa" dedi kısık bi sesle.
    "ne var?" dedim aynı kısıklıkta.
    "sevmiyorum boyle şeyler" dedi.
    niye oyle bi mallık yaptım bilmiyorum ama "sen neyi seviyosun ki zaten? parayı uzatmamı sevmiyosun, yemekleri ısmarlamamı sevmiyosun.." cümleye devam ederken anladı ne diyeceğimi. resmen gözleriyle bana "sus" dedi ama aldım ben gazı kendimden mal gibi devam ettim.
    "... beni sevmiyosun!"
    cümlem bittiğinde ne gamze kaldı ne gülümseme ne bana bakan mavi gözler.
    hepsi gitti.
    sanki yalan soyledik amk. tribe girdi mavi.
    bi iki muhabbet girişimim olsa da giblemedi bile. hep camdan dışarı baktı yenikoye kadar.
    resmen benden gözlerinin rengini bile esirgedi o yol boyunca.
    ben de mal gibi saksı gibi oturdum yenikoye kadar yanında.
    yenikoy shell'in oraya gelince çevirdi kafasını.
    aha dedim tamam amk bitti tribi konusacak.
    konustu da.
    hem de yuksek sesle; "müsait bi yerde inebilirmiyim?"
    amk ben de bana bişey diyecek sandım da nasıl bekledim ne diyecek diye ama o inecek var demeyi tercih etti.
    ···
   tümünü göster