0
aslında söylemek istediğim "mavi nasıl? iyi mi? çok özledim lan. napıyo şimdi? oyle cok zaman oldu ki görmeyeli. aynı yerde mi çalışıyo? canı sıkkın değil di mi? vs vs vs... " idi ama ben sadece "ne konustunuz ki?" diyebildim.
"hiiç öyle işte" dedi
yemin ediyorum kadınlar olmasa dünyada savaş olmazdı.
ulan benim gibi bi adama demişsin ki "mavi ile seni konustuk" sonra da ne konustunuz diyince "hiiç öylesine" diyosun.
"nasıl hiç?" dedim
"öyle işte. sır" dedi
ulan nasıl bi umut hasıl oldu amk içime. dedim heralde bu mavi benim kıymetimi anladı özledi beni falan filan.
"nasıl sır?" dedim bu sefer de.
mala bağladım ya aklıma ilk gelen soru cumlesinin dibine onun soylediği cümleden 3 harfli bişeyler secip ekleyerek soru cumlesi kuruyodum.
"ya sır işte. sen arkadasınla konustuğun seyleri baskasına anlatırmısın?" dedi
"arkadasına göre değişir" dedim
"ama benden duymadın tamam mı?" dedi
"tamam tamam anlat" dedim ve dedikodu dinleyen sevim teyze durusumu aldım hemen.
bu batu denen zütten ayrıldı ya. salya sümük ağlıyomus. tabii tuğçeyle ikisi bi arada her zaman olduğu gibi.
"ben onu çok severken o beni nasıl aldatır" demiş buna.
tuğçe tam burayı anlatırken ben "sonunda öğrendi demek" dedim amk mal gibi. sandım ki ben secille yeşilköy sahilde bunu bi kızla gördüm de kavga ettik falan ya onu öğrendi.
amk yoksa anlatırmıyım? mavi beni aradı "sen benim sevgilimle nasıl kavga edersin diye, kıskandığın için mi yaptın böyle" dediğinde bile soylemdim amk o zaman mı soyliycem?
ama tabii "sonunda öğrendi demek" ladını duyunca tuğçe koca bi "nasıl yani" çıkardı koca koca gözlerle.
o an anladım durumun başka bi aldatma ile alakalı olduğunu.
"boşver yaa" falan diyip geçiştirsem de ısrar etti tabii.
ben de anlattım amk.
dedim böyle böyle böyle.
kızlar küfür edince itici olur ama tuğçenin çektiği "orrrroooosssspu çocuguuuu" o an bana çok bi sempatik gelmişti.
ben dedikodu yapan erkek mahcupluğu yasarken tuğçe sorulara devam etti.
"niye maviye soylemedin?" dedi
soruya bak amk.
niye soylemedinmiş...
o sorunun cevap taaa kaç zamandır içimde olduğu için başladım hemen amk "niye mi soylemedim? sence soylesem bana inanırmıydı? tak atıyo sevgilime derdi. gözünde iftiracı olurdum, kıskanç olurdum. bunlar inanmasa olacaklar.
inansa, ayrılsa bu zütten o zaman da ben fırsatçı, ispiyoncu gibi üvanlar alacaktım. gerçi o batu benim ona saldırdıgımı soylediğinde yedim kıskanç damgasını ama neyse... " dedim.
"bana neden soylemedin?" dedi
"sana neden soyleyecektim ki?" dedi
"çünkü sen bana o kadar yakın değilsin tuğçe" dedim. mantıklı gelmiş olacak ki alınmadı.
"uğura soyleseydin bana soylerdi" dedi bu sefer de
amk sanki babamı biri öldürdü de ben de gittim polise haber vermeden adamı öldürdüm. öyle bi sorgudayım
"ya uğura neden soyleyecem ki? ben onlar ayrılsın diye dalmadım o lavuğa. benim maviye hislerimi senle konusmadık belki oturup hiç ama az cok biliyosundur. ben o mutlu olsun istedim. benle olmasa da mutlu olsun. o yuzden ne o iti görünce ona soyledim, ne de bana telefonda sövünce. ben o lavuga daldım ki hatasının farkına varsın bi daha yapmasın. ama mavi ona inanıp bana sövünce artık benden gelecek her ihbar kıskanc bi iftiracının palavrası konumuna gelecekti. o yuzden sustum. daha yapmaz sanıyodum ama yapmış. boşver erkenden kurtulmuş işte" dedim
"malsın sen. hatta salaksın" dedi tuğçe.
"ay sen çok akıllısın. kalk hadi kayıt yaptıralım seni okula" dedim yalandan gülerek
hesabı domaldım,
istikamet haydarpaşa kampüsü...
Tümünü Göster