ankara gölge bardan kaldırdığım adam

içki teklif etmeme bozuluyor gibi davranmıştı ama bir yandan da cebimden çıkardığım para destesine gözü takılmıştı. onca içkiye rağmen, gördüğü bu para demeti onu ayıltmış gibiydi. hemen nerede çalıştığımı sordu. okuduğumu öğrendiğinde şaşırmıştı. kirli sakallı, saçları üçe vurulmuş barmen önümüze içkileri servis etmişti. hatun ise bu bedava içkiye yumulmuştu. sonra ne kadar kültürlü olduğunu gösterebilmek için sanırım, sarhoş ve yayvan ağzıyla nerede okuduğundan başlayıp, hangi kitapları okuduğuna kadar saydı. konuşurken ağzının bir tarafı aşağı doğru kayıyor, gözleri akvaryumdaki bir balık gibi bir oraya bir buraya hareket ediyordu. nedendir bilinmez bir ara kendi kendine tartışmalar içerisine girdi, sesi bir yükseliyor bir alçalıyordu. bu komedi karşısında gülmemek için kendimi zor tutuyor, ancak aklıma 15 gün sonra gireceğim mukavemet sınavını ve formüllerini getirerek biraz olsun zihnimi yatıştırıyordum. derken hatun kolumdan tutup dans pistine çekti beni. saçma sapan figürlerle, çakma mevlana gibi dönüp duruyor, insanlara çarparak nefret dolu bakışlara sebebiyet veriyordu...