aldatılmış bir erkeğin başından geçenler

hatice çok ama çok değişmişti. gözleri ışıl ışıl parlıyor, kırmızı elbisesi ile bir ateşböceğini andırıyordu. saçları, makyajı
bakışları ile insanı şuh eden bir hali vardı. hatice'yi birden bu şekilde karşımda görünce şok oldum. birkaç saniye sessizce bakıştıktan sonra herhalde sıkılmış olacak ki, içeri girsene metehan diyerek sessizliği bozdu. kapıdan içeri adım attığımda parfümünün iç gıdıklayıcı kokusunu doya doya içime çektim. içimde kabaran bir şehvet ateşi vardı ve ben o ateşe engel olmalıydım..

hatice beni direk odasına zütürdü. içeride 20'li yaşlarda bir kız daha vardı. hatice birden kolumdan tutup beni yatağına oturttu gülümseyerek;

+kusura bakma metehen odam biraz incin, idare et

-benim odama göre gayet intizamlı kendine haksızlık etme

kuzeniyle (daha sonraları kuzeni olduğunu öğrenecektim) bakışıp gülümsediler. hatice'nin yüzü hafifçe kızarmıştı. 4 yıl boyunca mecbur kalmadıkça hatice'ye güzel söz söylemeyen ben nedense bugün ona çok sıcak davranıyordum. birşeyler ters gidiyordu. sessizliği dağıtıp kendimi toparlamam için hatice'ye bana bir su getirsene dedim. ismini vurgulamama rağmen beni duymazdan gelip kuzenine canım bize içecek birşeyler getirebilir misin ya sana zahmet diye rica etti. kuzeni tabiki diyerek odayı terketmiş, içeri doğru gitmeye başlamıştı. birden hatice'nin eline telefonu alıp bir şeyler yazdığını farkettim. 1 dakika geçmeden daire kapısı açılıp-kapanmış ve hatice'nin telefonuna bir mesaj gelmişti. hatice mesajı okuduktan sonra gözlerimin içine bakarak; pelin bakkala soğuk birşeyler almaya gitmiş, bana yardım edecek kimse yok. rica etsem sırt fermuarımı açar mısın metehan

bu sözler üzerine junior istemsizce kabarmıştı. hatice'nin gözlerinden bu hareketlilik kaçmamış gözleri oraya kitlenmişti. gülümsüyordu. birşeyler yapmazsam, sonuçlarına bir ömür katlanabilirdim. içimde iki ayrı fikir çarpışıyordu. biri git, diğeri kal ne istiyorsa yap diyordu. gitmeliyim diye düşünürken, hatice oturduğu yerden kalkarak yanıma oturdu ve kalçalarını adeta sol bacağıma dayadı. sıcaklığını hissedebiliyordum. tam kaçacaktım ki, elleriyle başımı tutarak kendine çevirerek;

+bu kadar yakışıklı olacağını kestirseydim, taa 9. sınıfta seninle çıkmaya başlardım metehan''

-bende seni ilk defa öyle görüyorum

+demek öylee

-(pot kırmıştım) biz neyin kafasını yaşıyoruz ya biran önce hazırlanda gidelim

+balonun başlamasına daha 2.5 saat var metehan

ok yaydan çıkmak üzereydi. kalkmışın dini imanı olmazdı. artık içimde tek bir istek vardı. junior'un isteklerini dindirmek ve haticeyle sertçe, aşağılayarak birlikte olmak ve onu cezalandrmak. isteğimin gerçekleşmemesi için hiçbir neden yoktu. lakin vicdanım bunu yapmamam gerektiğini söylüyordu..