kız arkadaşım kulak kirlerini biriktirmiş

ya cindy bunların zütlerinin arası niye sapsarı dıbına koyım ?
bunlar sıçıyorlar taharet almıyolar mı ?
zütünü bol suyla yıkamıyorlar mı dıbına koyım ?
kokulu mendille siliyorlarmış zütünü ya, tırnaklarının arası...
doğru diyom dimi ? doğru doğru dıbına koyım.
yemiş makarnayı, gözlemeyi, bazlamayı dıbına koyım 10 bardak da çay vurmuş üstüne.
he...
süslü köseoğlu sucuğu gibi anasını gibiyim.
tuvalete, omzuna bağlamış reno 12 aynası geri geri giriyo, tuvalete de sıçamıyo; zütü alafranga tuvaleti almıyo, ananın leşini gibiyim, küvete sıçıyor.
sordum, sordum burda kadına sordum; hanımefendi dedim "o tırnaklar nasıl ?" dedim.
"siz fredinin kabusu musunuz dıbına koyım ?"
"bir bayanda öyle tırnak olur mu ?" dedim,
"sizin yaptığınız yemek yenmez, ben bi erkek olarak;
-hemen canım bırakıyorum-
senin yaptığın yemeğe yemem dedim."
"niye?" dedi.
"yav dedim senin tırnağının altında tak, toz, mikrop, pislik herşey var" dedim. "o ne biçim tırnak ?"
e dedi nerden biliyorsu..
sen dedim zütünü yıkamıyor musun ?
ben diyo "kokulu meendille siliyorum"
senin dedim zütünün yanaklarını öpiyim ben
hı hıhı
çokomel gibi sıçıyormuş,
ananı arvadını gibiyim.
bak şimdi inan itimat et, bak;
bir tane, bir tane çinli yavuklum var, iki üç sene falan takıldım ben ona.
şimdi çine gitti bilmiyorum vize alınca tekrar geri gelcek buraya.
kız çay tabağını doldurmuyor, sıçıyor; çay tabağını doldurmuyor, doldurmuyor.
yanına maydonoz koy ye.
çinli kız, çinli kız...
sıçıyor böyle küçük, küçük birşey kedi kadar sıçıyor.
koy çay tabağını ye,
dıbına koyım bizimkiler de bir gidiyor moruk kokudan evin içini pompala ki; kapıları, camları, çerçeveleri aç ki koku gitsin.
"ayy diyor midemi bozmuşum."
mideni gibiyim senin genin bozuk zaten gibik.
bütün gün at gibi gibişiyon dıbına koyım, ye-iç-yat, ye-iç-yat.
zütün dört köşe olmuş anasını gibiyim.
yürürken kamyon gibi yürüyorsun, gibtiğimin yavşağı seni.