1. 26.
    0
    artık işler çok karışmıştı... kafam çok karışmıştı... ne yediğimi ne içtiğimi biliyordum artık. ruh gibi dolanıyodum ortada. sabah iş akşam ev... ne sanal ne real sosyal hayat diye bişey kalmamıştı. o sıra içkiye başlamıştım. tabii para tak ya, çalışıyoruz ya, şekiliz yhammına... neyse son aradığından bir buçuk hafta kadar geçmişti ki yine birisi arıyo. anladım onun olduğu ve heyecanla aşkım diyerek açtım telefonu. öhhööm gibi boğaz temizleme sesi duydum önce sonra -ben annesiyim, sesi... -pardon efendim ben... -bana efendim deme demiştim ve sizin şu ilişkiniz hakkında bir daha konuşmak istiyorum, dedi. -konuşulacak birşey kaldı mı ki, dedim. artık patlamıştım, pimim çekilmişti, durmadım konuşmaya devam ettim. -kızını düşündüğünüz için belki biraz üstüne düşüyorsunuz fakat bence üstüne düşmeden onun fikirlerine saygı duyup onun seçtiği yolda önüne düşseniz olmaz mı, dedim. -benim bugüne kadar tanıdığım en güzel kızı, bana aşk gibi bir duyguyu tattıran bir kızı doğurup büyüttüğünüz için teşekkür ederim, gerçekten teşekkür ederim fakat, lütfen onunla aramıza girmeyin lütfen onu benden almayın. dedim ve dolan gözlerim ve boğuklaşan sesimle zar zor konuşuyordum artık. -ben ona aşığım. dedim ve bir ağlama sesi duydum. annesi değildi bu kesinlikle oydu. sanırım hoparlör açıktı. annesi bu sözlerim üzerine burnunu çekti ve derin bir nefes alıp verdi... ben sadece sustum, ağladığımı duymasın diye sustum... annesi -yavrum zaten ben artık benim kontrolüm altında görüşebileceğinizi söylemek için aramıştım fakat görüyorum ki benim kontrolüme gerek yok, senden tek istediğim onu sakın bırakma, dedi ve telefonu ona verdi. ağlayarak ve burnunu çeke çeke -alo jesus, dedi. kekeleyerek -e..efendim, diyebildim sadce. -seni seviyorum, dedi ve kapattı. -bende seni... dedim.
    ···
   tümünü göster