1. 101.
    0
    lafı çok uzatmadan okula gittim. sema'yı görmeye tahammülüm yoktu. en konuşmak istediğim zamanda konuşacak birilerinin olmaması çok kötü bir histi. üstelik sema'yla otursak konuşsak ekstradan ilgi göstermem gerekecekti. neyseki o gün çok kapris yapmadı. okuldan palaspandıras çıkıp eve geldim. annemle biraz daha konuşmam lazımdı. hakkı dayınin bize gelip gelmeyeceğini sordum. bir kaç gün daha eski mahallede olacağını söyledi. şu düğünde kaybolma hadisesiyle ilgili konuşulanları sordum. detayları bilmediğini tekrarladı. çok endişeli olduğumu görünce eski mahallede bizim köyde zamanında muhtarlık da yapmış olan kelleci memet'ten bahsetti bana. kelleci memet'i bilirdim ama diğer köylüler gibi anca bilmekle yetindiğim biriydi. oğulları şehirde iş tutunca kelleci memet de onların yanına gelmiş, mahallede kahvede takılmakla günlerini geçiriyordu. hep takıldığı kartal kahvehanesi vardı yeğeninin işlettiği. dış cephesi siyah beyaz çizgili şekilde boyalı, içerisi de sametli ulvili solmuş beşiktaş posterleriyle doluydu ciksenlerden kalan. yeğeni tıknaz bir adamdı ve mahalledeki amatör maçları organize ettiği için lakabı federasyondu. hasta beşiktaşlıydı. kahveye uçar gibi gittim, kapısındaki federasyon abi'ye selam verdim. "vay sarı pipi naber lan" dedi umursamaz ve alışıldık bir sesle. beni pek kaale almasa da milyonda bir orada görünmem hatırına "naber" demişti bana.
    ···
   tümünü göster