1. 1.
    0
    TAKi: Günahtan kaçınan, dinine bağlı
    TALAT: Yüz, surat, çehre
    TALAY: Deniz, büyük nehir
    TALiP: istekli, isteyen, talep eden
    TAMAY: Dolunay
    TAMER: Tam erkek
    TAN: Şafak vakti
    TANAY: Şafak ve ayın birarada olması
    TANBERK: Şafak çizgisi - Parlayan şimşek
    TANER: Aydınlık erkek
    TANJU: Türk imparatorlarına Çinlilerce verilen ad
    TANKUT: Kutlu aydınlık
    TANSEL: Aydınlığa ait, sabahla ilgili
    TARHAN: Oğuzlarda demirci ustası - Tüccarlar - Han ve komutan ünvanı
    TARIK: Sabah yıldızı
    TARKAN: Eski Türk adı / Dağınık
    TAŞKIN: Taşmış durumda olan, aşırı
    TAYFUN: Çok zorlu bir fırtına
    TAYFUR: Küçük bir kuş türü
    TAYGUN: Çocuk, torun
    TAYLAN: Uzun boylu
    TAYYAR: Uçan, uçucu
    TAYYiB (P): iyi, hoş çok temiz
    TEKCAN: Değerli, eşsiz
    TEKiN: Uğurlu
    TEMEL: Kök, esas, dayanak
    TEOMAN: Oğuz Han'ın Babasının adı
    TERCAN: Genç, delikanlı - Kırmızı buğday
    TEVFiK: Allah'ın yardımı, uygunlaştırma, başarı
    TEZALP: Çabuk, hızlı yiğit TEZCAN Telaşlı, heyecanlı
    TEZCAN: Canı tez olan
    TEZKAN: Kanı kaynayan, heyecanlı
    TINAZ: Ot ya da saman yığını
    TiMUÇiN: Türk Moğol imparatoru Cengiz Han'ın asıl adı
    TiMUR: Demir'in eski Türkçe'deki yazılışı
    TOKCAN: Gönlü Tok
    TOKER: Gözü, gönlü tok
    TOKTAMIŞ: Bir yerde yerleşik oturan
    TOLGA: Bir tür savaş başlığı, kask
    TOLUNAY: Dolunay
    TONGUÇ: En büyük çocuk
    TOPRAK: Yer kabuğunun yüzey bölümü
    TOYGAR: Çayır kuşu
    TUFAN: Şiddetli, sürekli yağmur ve getirdiği su baskını
    TUGAY: iki alaydan oluşan askeri birlik
    TUĞRUL: Güçlü bir masal kuşu
    TUNA: Avrupa'da bir nehir
    TUNCA: Tunç gibi / Meriç nehrinin bir kolu
    TUNCAY: Tunç renkli ay
    TUNCEL: Tunç gibi el
    TUNCER: Tunç gibi er
    TUNÇ: Bakır, çinko ve kalay karışımı bir maden
    TURAÇ: Bir tür küçük av kuşu
    TURAN: Dünyadaki tüm Türklerin yaşayacağına inanılan ülke
    TURGAY: Çayırkuşu / Toygar
    TURGUT: Oturulacak yer, belde
    TURHAN: Soylu seçkin
    TÜMAY: Dolunay
    TÜRKAY: Ay gibi parlayan Türk
    TÜRKER: Türk erkeği
    TÜRKEŞ: Orhun yazıtlarında adı geçen bir kahraman
    UÇAR: Sezgi, anlayış, dikkat
    UÇHAN: Sert, çatık kaşlı veya Aslan
    UÇKAN: Allah'ın kulu
    UFUK: Yerle göğün birleşmiş gibi göründüğü sınır
    UĞUR: iyilik müjdesi, nesnelerde varolduğuna inanılan iyilik kaynağı
    UĞURALP: Dünya, varlık
    UĞURCAN: Doğruluk gösteren-Adaletli davranan
    ULAÇ: Cennette ölümsüzlüğe kavuşan
    ULAŞ: Çok övülmüş, methedilmiş
    ULUÇ: Büyük Türk Denizcisinin adı (Uluç Ali Paşa)
    ULUNAY: Dürüst, güvenilir
    ULVi: Yüce, yüksek
    UMUR: Görgü, tecrübe
    UMUT: Ummak, beklemek, ümit etmek
    URAL: Aydınlık gece
    UTKAN: Din uğruna çalışan
    UTKU: Zafer, üstünlük sağlama, yenme
    UYGUR: Şanı şerefi en yüksek olan
    UZAY: Sonsuz boşluk
    UZEL: Sevdalı, aşık
    UZER: Kahraman, cesur,savaşçı
    ÜLGEN: Yüce, ulu - iyilik tanrısı
    ÜLKEM: Yurdum, vatanım
    ÜLKER: Boğa burcunda yedi yıldızdan biri
    ÜMiT: Umut / Ummak, beklemek, ümit etmek
    ÜNAL: Ün almakla ilgili
    ÜNALP: Tanınmış, ünlü yiğit
    ÜNAY: Ay gibi tanınmış, ünlü
    ÜNER: Tanınmış, ünlü
    ÜNKAN: Tanınmış soydan gelen
    ÜNSAL: Adın duyulsun, ünlen
    ÜNVERDi: Adını duyuran, tanınan
    ÜSTAY: Ay gibi yüce, yüksek
    ÜSTER: Baş yiğit
    ÜZEYiR: Kur'an da adı geçen bir kişi
    VAFiT: Elçi, temsilci
    VAHAP: Çok bağışlayan, bol ihsan edici
    VAHDET: Bir ve tek olma
    VAHDi: Bir ve tek olmayla ilgili
    VAHiT: Tek, yalnız
    VAKUR: Ağırbaşlı, temkinli
    VAROL: Var olmakla ilgili / yüceltme ünlemi
    VASFi: Nitelikle ilgili
    VECDi: Coşkunlukla, vecd ile ilgili
    VECiHi: Soylu, asil
    VEDAT: Dostluk, sevme, sevgi
    VEFA: Sözde durma
    VEFi: Vefalı, bağlı - Tam, mükemmel
    VEFiK: Yoldaş, aynı fikirde olan
    VEHBi: Tanrı vergisi
    VELi: Sahip, eren, ermiş
    VELiT: Yeni doğmuş çocuk
    VEYSEL: Kurt
    VEYSi: Yoksul, muhtaç
    VOLKAN: Yanardağ
    VURAL: Vurup almakla ilgili
    YAĞIZ: Esmer - Doru - Yiğit
    YAHYA: Meryem Ana'nın amcasının oğlu olduğu söylenen bir peygamber
    YAKUP (B): Bir Peygamber adı
    YAKUT: Parlak kırmızı, değerli taş
    YALAZ: Alev - Bayrak
    YALÇIN: Sarp ve dik
    YALIM: Alev, ateş uzantısı
    YALIN: Sade, çıplak, katışıksız
    YALINAY: Ayın en güzel, sade görünümü
    YALMAN: Kılıç, kama gibi şeylerin ucu - Sarp, dik
    YAMAÇ: Dağın ya da tepenin bir yanı - Karşı - Yan, yakın
    YAMAN: Güç etki ve beceriklilik sahibi
    YASiN: Kuran-ı Kerimde bir surenin adı
    YAŞAR: Yaşayan, yaşamakla ilgili
    YAVUZ: Yaman, pek sert
    YAZGAN: Yazar, yazıcı
    YEKTA: Tek, eşsiz
    YENAL: Galip gel, kazan
    YENER: Üstün gelen, kazanan
    YETKiN: Olgunlaşmış, kemale ermiş
    YILDIRAY: Ayla ilgili / yıldır yıldır parlamak ay gibi
    YILDIRIM: Buluttan buluta ya da yere elektrik boşalması
    YILMAZ: Korkusuz, yılmayan
    YiĞiT: Güçlü, cesur
    YORDAM: Rehber, kılavuz - Beceri - Anlayış, davranış - Kural, yöntem
    YUNUS: Bir takım yıldızının adı / Denizde yaşayan bir memeli türü
    YURDAER: Yurdu için doğmuş
    YURDAKUL: Yurdu için canını veren
    YURTCAN: Yurduna canını veren
    YUSUF: Eklenecek, ilave edilecek
    YÜCEL: Yücelmiş olan
    YÜKSEL: Manevi anlamda yükselmek, yücelmek
    YADiGAR: Bir kimseyi ya da olayı hatırlatan şey veya kişi YAĞIN Yağmur - Yiğit
    ZAFER: Savaş ve uğraşla elde edilen başarı, sonuç
    ZAHiR: Parlak yıldız
    ZAHiT: Günahtan kaçınan
    ZEKAi: Akılla, zeka ile ilgili
    ZEKERiYA: Erkek
    ZEKi: Akıllı olan
    ZEYCAN: Candan, cana yakın
    ZEYNEL: Zenelabidin'in kısaltılmışı
    ZiHNi: Zihnin gücüyle, kavrayışla ilgili
    ZiKRi: Zikirle, ayinle, ilgili, zikreden
    ZiRVE: Doruk, tepe noktası
    ZiYA: Aydınlık, ışık
    ZORLU: Güçlü, tuttuğunu koparan
    ZÜHTÜ: Her türlü zevke karşı koyup kendini ibadete veren
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster