aldatılmış bir erkeğin başından geçenler

iremsu'ya yeni gelenler okulu iyice bozdular diye ortayı açtım, ayçın’a bakarak az-çok tahmin edebiliyorum metehan diyerek kafa topuyla fileleri havalandırdı. Ayçın’a tatlı-sert takılıyorduk. zeliha teyze, rahat bırakın küçümenimi diye seslendi. beni hemen benimsemiş gibiydiler. yavaş yavaş heyecanımı üzerimden atmaya başlamıştım. sofraya oturduğum da bir an gördüklerim hayal mi diye düşünmedim değil..

acayip çeşit vardı, zeytinyağlılardan tutun, çerkez tavuğuna, soğuk mezelere kadar. beni en çok şaşırtan şey 2 şişe kavunllu şirince şarabı oldu.. şaraplara baktığımı fark eden annesi sadece özel günlerde rahatsız olduysan kaldırayım dedi. ayçın; olur mu anne metehan şaraptan oldukça iyi anlıyor bakalım beğenecek mi diyerek imdadıma yetişti. ana yemek servis edilirken, ayçın dürttü, şarapları işaret ediyordu. centilmenlik yapmak aklıma gelmemişti. şarapları tirbüşonla açıp zeliha teyzenin ve iremsu’nun kadehlerini doldurdum, sıra ayçın’a geldiğinde zeliha teyzeye baktım doldur oğlum diyordu. kendi kadehimide doldurduktan sonra ayçın kadehini kaldırarak en kötü günümüz böyle olsun dedi, kadehler tokuşturulduktan sonra gözlerin üzerimde olduğunu hissediyordum. o an kendimi bir gurme gibi hissettim ve nedense bundan tuhaf bir zevk aldım