aldatılmış bir erkeğin başından geçenler

vukuat yönünden pek aktif olmadığım bir kaç aydan sonra eski günlere dönmek heyecan vericiydi. olayı duyan yanıma geliyordu, sınıf adeta nato karargahına dönmüştü her kafadan bir ses çıkıyordu. eğer çok kalabalık olursak okul idaresi kesin duyacaktı. o yüzden sadece bizim sınıfın kapışmasına karar verdik. amaç o binleri ibret-i alem yapmaktı. tenefüste faruk geldi;

kısaca hacı napıyorsunuz siz sakin olun vs diyordu. sen karışma faruk yoksa arada sende güme gidersin deyip yolladım bini. çıkış geldiğinde 2'li, 3'lü gruplar halinde geniş bir alana dağılmış avlarımızı bekliyorduk.. tam 12 kişiydik karşı taraf bizden 1-2 kişi fazlaydı. okuldan uzaklaştıktan sonra talha;

+şimdi eşit şartlarda dövüşme zamanı huur çocukları diyerek karşısına ilk çıkan çocuğa kafayı gömdü.. 30 saniye içinde herkez bir birine girmişti. talha ve fatih yanımdan ayrılmıyorlar benim vurmama fırsat bırakmadan hallediyorlardı. evet o bini tekrar görmüştüm vuruyor bir türlü hıncımı alamıyordum bu arada diğer binler kaçmaya başlamış bizim çocuklar akıncı misali peşlerine düşmüşlerdi. ben çocuğa her vurduğumda özür dileyip duruyordu. en sonunda talha'dan bir tokat geldi yeter dıbına koyayım başımızı belaya sokacan diyordu.

talha ile ödeşmiştik, o tokadı beni sakinleştirmek için değil meyhanede ki tokadın intikdıbını almak için atmıştı.. bundan adım gibi emindim.

gülerek; bin kurusu hiç bir şeyi unutmuyor diye düşündüm.

bir kaç yırtılan gömlek, yerlerde ezilmiş test kitabı ve hafif sıyrıklardan başka hasarımız yoktu. binleri iyi benzetmiştik. hemen koalisyon kurulup (herkez ortaya olduğu kadar para atar) sigara, bira ve abur-cubur almak üzere tekel bayiye gönderildim.. ekgib olan parayı tamamladıktan sonra daha önce ayçın’ı zütürmüş olduğum metruk eve geçtik. durum değerlendirmesi ve taşşak muhabbeti yaptıktan sonra evlere dağıldık