1. 1.
    0
    kaynak: sivil örümceğin ağında: project democracy, m. yildirim, toplumsal dönüşüm yayınları, istanbul 2004, 597 sf.

    project democracy
    21 adım’da bir ülke demokratikleştiriliyor diye nasıl bölünür? sömürgeleştirilir?

    kaynak: sivil örümceğin ağında: project democracy, m. yildirim, toplumsal dönüşüm yayınları, istanbul 2004

    1. iktisadi ortamı denetleme: borç ekonomisinde dalgalanmalar yaratmak üzere, para piyasalarının dışardan gelen uluslar arası vurkaç tefecilerine sonuna dek açılması.
    2. ulusal bunalımlar yaratılması: ülkede sık sık iktisadi dalgalanma yaratılarak bunalım aralarının azaltılması. ulusal devlet merkezinin elindeki en önemli güç olan para kaynaklarının, bankaların, devlet şirketlerinin kapatılması, yabancı şirket egemenliğine geçirilmesi.
    3. merkez devlete güvensizlik yaratma: kritik dönemlerde iktisadi bunalım yaratılmasıyla umutsuzluğa düşürülen yerel sanayicilerle ve üreticilerle konferans, sempozyum adı altında doğrudan ilişkiye geçilerek, devlet merkezine karşı güvensizlik aşılanması.
    4. işadamlarını örgütleme: yerel işadamı örgütlerinin ve ilişki bürolarının kurulması; başına buyruk, devlet denetiminden giderek uzaklaşan “serbest ekonomi” ve “serbest pazar” düzeninin kabul ettirilmesi.
    5. yolsuzluk kampanyaları: “yerinden yönetim” taleplerini yükselterek, devletin egemenliğinin zayıflatılması, yolsuzluk olaylarını abartarak topluma aşağılık duygusunun yerleştirilmesi, halkın çaresizliğe itilmesi.
    6. belediye hizmetlerinin yabancı şirketlere devredilmesi: yerel yönetimi güçlendirme adı altında, toplumsal hizmetlerin “karlılık” esasına oturan şirketlere devredilmesi, su-elektrik gibi kentsel işletmelerin yabancı şirketlere devredilmesi için gerekli düşünsel alt yapının oluşturulması.
    7. ulusal sanayinin yıkımı: ulusal iktisadın çökertilmesi için, ulusal sanayileşmenin ve enerji kaynaklarının yıkıma uğratılması için toplum ile devlet arasında çatışmayı da içerecek biçimde çevreci akımların, örgütlerin desteklenmesi ve ulusal madenciliğin, doğal yakıt üretim kaynakları işletmeciliğinin ulusal egemenlik alanının dışına çıkarılması.
    8. kamuoyu oluşturucuları -bizdeki adlandırmalarıyla, aydınlara, yazarlara, bilim adamlarına- yönelik içerde ve dışarıda, masrafları karşılayarak, konferanslara çekmek. katılımcılarla doğrudan ilişki içinde, ilgili ülke hakkında bilgi almak ve “düşünce” ve “örgütlenme” özgürlüğü başlığı altında yeniden yapılanma düşüncesini benimsetmektir.
    9. alt örgütler yoksa, hemen helsinki nihai senedi kapsamında helsinki yurttaşlar ve ortak zemin merkezleri örgütlemek ve koşullar olgunlaştıkça, uzaktan yönlendirilebilecek bir ilişkiler ağı altında insan hakları dernekleri ve benzeri örgütlenmelerin kurulması.
    10. bilimsel ve toplumsal konferansların çoğaltılması. yerel vakıf ve “think tank” derneklerinin kurulması.
    11. işadamları derneklerinin, sendikaların kurulması, varolanların içine bilim danışmanlarıyla sızılması. siyasi partilere eğitim programlarıyla, particilik dersleriyle yaklaşarak kadroların yönlendirilmesi, gençliğin “düşünce özgürlüğü” ve “siyasi katılımcılık” propagandasıyla örgütlenmesi.
    12. yeni propaganda aygıtlarının (radyo, gazete, dergi, televizyon, video yayını) devreye sokulması. bilimsel ve magazinsel içerikli, insan hakları ilkeleri üstüne sürdürülen yayınların yoğunlaştırılması. insan hakları ihlallerinin yaratılmasıyla sürecin hızlandırılması.
    13. casuslar yerine yayın muhabirleriyle yerinden bilgi elde etmek için yaygın bir yayıncı eğitim progrdıbının gerçekleştirilmesi.

    14. gizli ve yarı gizli istihbarat çalışmalarının azaltılması, buna karşılık medya muhabir ağıyla açık ve yaygın istihbarat toplanması, olanaklıysa amerikan televizyonlarının yerli şubeleriyle yayına geçilmesi, ekgib-yanlış bilgilendirmeyle kitlelerin yönlendirilmesi, eğitim-konferans-gezi düzenleyerek yerel medya ile kalıcı bağlar oluşturulması.
    15. yanlış ve ekgib bilgilendirme: kitlelerin akıl denetimlerini ele geçirmek üzere yoğun propaganda ve yanlış bilgilendirmeyle tarihsel devlet kurumlarının ve etnik sürtüşmeleri önleyen geleneksel kurumların yıpratılması, toplumsal kimliği karıştırmak için tarihsel ve toplumsal gelişim gerçeklerini tahrif ederek, yeni kimlikli topluluklar yaratılması.
    16. etnik kışkırtıcılık: etnik ayrılıkları güçlendirmek üzere kültür anımsatma programlarına başlanarak yerel toplantılardan uluslar arası toplantılara adam taşınması, ulusal-bölgesel tarihin bütünleştirici özelliklerinin azımsanılarak, yerel tarih, yerel kültür araştırması adı altında en eskiye özlem yaratılması.
    17. kültürel kaynaşmanın yıkımı: “çok kültürlülük” propagandasıyla toplumsal ortak kültürün temellerinin yıkılması. uluslararası karşı kampanyalar ile ulusal kurtuluşun simgesi olan anma günlerini ve toplumun tarihten kalma bağımsızlık ve onur simgesi özelliklerini sözde dostluk adına silikleştirerek güdülebilir bir topluluğa dönüştürmek. din kültürünün parçalanması, geleneksel akışın kesilmesi ve ulusal dayanışmayı pekiştirici etkisinin yok edilmesi için, “medeniyetler/dinler arası diyalog” programıyla, batı’nın dinsel kurumlarının güdümünde eritilmesi. böylece azınlık din kurumlarıyla, ulusal egemenliğin karşısında ortak, dinsel cephe oluşturulması
    18. inanmış örgüt liderlerinin yetiştirilmesi: liderlik programlarıyla, güdümlü yeni dünya düzenine tapınan ultra-liberal önderlerin üretilmesi ve yeni partiler kurulması, varolanlara yeni liderler yerleştirilmesi; parti programlarının rejimle hesaplaşmaya yönelik, birer kışkırtma progrdıbına dönüştürülmesi.
    19. silahlı gücün zayıflatılması: iktisadi bunalımı bahane ederek, toprak bütünlüğünü koruma aracı ulusal ordunun, silah donanımlarında, komuta kontrol ve iletişim sistemlerinde yenilenme alımlarının kısıtlanarak, zayıflatılması ve ulusal sınırların gevşetilmesi.
    20. orduları ulusal savunma kimliğinden koparma: güvenlik güçlerinin ulusal yapıların korunmasına yönelik müdahalelerini önlemek için, profesyonelleştirmek. devlet egemenliğine sahip çıkmaya çalışan orduları geriletmek için, kışkırtmalara başvurularak, ordu yönetimlerinin günlük siyasete çekilmesi, ordu içinde politik tartışma, ordu ile halk arasında cepheleşme yaratılması.
    21. devlet yönetiminin kargaşayla ele geçirilmesi: seçim darbesiyle egemen devletin ele geçirilmesi. merkezi direniş olursa, yaygın ve sürekli kitle gösterileri düzenlenmesi. bu sürecin hızlandırılması için halkı ikna edici etnik çatışmaların düzenlenmesi, ölümle sonuçlanan kışkırtmalarla etnik yada mezhepsel kimliklerin kemikleştirilmesi.

    …”ulusal egemenliklerinden ödün vermeye yanaşmayan bu tür devletlerin sınırlarının eleğe döndürülmesi işi, örtülü, kirli işlerle becerilemez ve ilgili ülkelerin insanlarının onayı alınmadan gerçekleştirilemezdi. bu nedenlerle, “hür dünya” işlerinden, “insan hakları” ve “din hürriyeti” bekçiliğine evirilen operasyon ile abd’nin uygun göreceği türden demokrasiler kurulmalıydı.
    demokrasi ihracını konu edinen bu incelemenin amacı, adı “project democracy” olarak reagan tarafından konulan ve 1980’lerin başından bu yana 92 ülkede uygulanan ve yeni-mandacıların işbirliğiyle örülen ağ’da, yani “örümcek ağı” içinde çırpınmakta olan türkiye’de olan bitene az da olsa ışık tutmakta ve toplumsal-siyasal yaşamın yabancılar tarafından ele geçirilişini bir parça olsun sergilemektedir.”…

    …“yabancı bir devletin, bir ülkenin içinde örgütler kurmasının, eski örgütleri, sendikaları, odaları yönlendirmesinin, onlardan raporlar almasının, bu raporlara göre o ülkeye yön vermesinin bir tek anlamı olabilir. o da, ülkede varolan devlete paralel, merkezi dışarıda bir yönetim oluşturmak. bunun tek sonucu da operasyon nesnesi olan devletin egemenliğinin örtülü olarak yok edilmesidir.”

    …”içine sızılan devletin bürokratlarının da yardımıyla, yaygın bir “medyatik” ve “entelektüel” yedek güç operasyonuyla, amerikalıların “manifacturing public perception” dedikleri ‘kamuoyunun algılama dizgesini üretme’ sürecinde, aşamalar bir bir geçiliyor. ‘algılama dizgesi üretimi’ sonucunda, o ülke insanları, aslında kendilerine benimsetilmiş olan düşünceleri, ya da eylem planlarını, bizzat kendi kurumlarının, kendi beyinlerinin ürünüymüş gibi algılayıp, eyleme geçiyorlar.”
    ···
   tümünü göster