0
alla alla, ne skime arıyor lan bu
- ne oldu lan
- olm elamanlar sizi tanımış heralde, birbirlerine sizi gösteriyolar, bişey yapın çıkın ordan, ben kafeteryadayım.
hassktirr böyle olacağını beklemiyordum lan
- tamam amk tamam, sen onları takip etmeye devam et, bişey olursa...
- bişey olursa ne amk
- kafana göre takıl aslanım
plan böyle değildi ama napalım, ikinci bölümden başlıcaz anlaşılan
- olm o tarafa bakma, elemanlar bizi tanımışlar
- amıına koyiimm, nerden tanımışlar lan
- ne biliyim ben amk
- neyse desene uzatmaya gerek yok o zaman, lan tam da alışmıştım bu spor işlerine
- ne dersin
- başlayalım
- bismillahirrahmanirrahim
klimacıyla ben arayı açtık biraz, sanki başka aletlerde çalışacakmış gibi
çantalarımızdan yeni havlularımızı çıkardık
aynı anda döndük bunlara doğru, aramızda 5 metre var yok
çalışmayı bırakmışlar, normalde iki kişi olmaları gerek ama salonun yarısı bunların yanında
sonra klimacı elini dudaklarına zütürdü, elemanların gözlerine baka baka parmak uçlarına büyük, en ıslağından bir öpücük kondurdu ve ardından elini onlara doğru uzatarak avuç içine doğru üfledi
yani film sahnesi olsa güle güle mideme krampların saplanacağı bu sahnenin akabinde elemanlar ana avrat kalaylaya kalaylaya klimacıya doğru atıldılar.
havlunun arasından çektim zigzaverimi (sigsauer)
gümmmm, tek el
- arkadaşlar, meraba
lan bu silah çıktı mertlik bozuldu derler ya, inanmayın. mertliğin bozulması insanoğlu üremeye başladığı ana dayanır.
oysa bu silah var ya bu silah, zamanı durduruyor amk
az önce önlerine kamyon çıksa devirecek arkadaşlarımız, dondu kaldı, put kesildiler adeta
hoş bodrum katında olmamızdan soktuğum merminin kulak zarımı patlatacak kadar ses çıkaracağını ben de hesaba katmamıştım
allahtan ortamda hatun kalmamış, yoksa kulağımdaki bu çınlamayla onların sesi, eyvah eyvah
- sakin olun sakin olun, biz polisiz, her şey kontrolümüz altında
bu repliğin insanlar üzerinde böyle etkisi olmasına oldum olası şaşmışımdır, yesen de yemesen de rahatlıyorsun, polislermiş, tamam lan sorun yok o zaman...
olayın iki tarafı haricinde herkes normale döndü bi anda
ama ikinci taraf hala sessiz sedasız çakılı vaziyette bekliyorlar
diplerine kadar girdi serkan
arkadakilere bi kafa işareti
bir iki adım geriye çıktılar
sonra o iki ayıdan birinin kulaklarına uzandı
ayıcık önce kafasını çekmeye çalışıp ekmek gibi yerim seni diye baksa da, klimacının elini sardığı havludaki parıltıyı görünce saldı kendini
- sakın kımıldama
klilimacı koca adamın kulağını öyle bir kavradı ve kımıldama dediği diğeriyle kafalarını öyle bir tokuşturdu ki ben daha dayanamadım.
bu kenarlara sopa koymuşlar, böyle uzun, iki ikibuçuk metrelik sanki kızılcık misali sağlam sopalar
bunlardan kaptım bitane, geçtim karşılarına, çatttt
- adam öyle dövülmez aslanım
çatttt
toplasan üç dört dakka sürmemiştir başından sonuna kadar
acele de ettik biraz ne olur ne olmaz, yunuslar kol geziyor kadıköyde,
allah ellerine düşürmesin çok severiz kendilerini de karşılaşmamak en iyisi tabi diyerekten ha bir de laz sadık kardeşimize orjinal olmayan kızılcık zannettiğim sopaların bir parçasını nacizane hediyemiz olarak göndererekten çıktık oradan
üç beş ne oluyor diye toplananın arasından önce tabanvayla sonra sakin sakin atladığımız ve gece boyunca değiştirdiğimiz taksilerle güle eğlene evin yolunu tuttuk.
o gece başımıza o kadar çok dert açtık ki aslında, hani laz bi tarafa, alinin bile çete yüzünden dgm yle tanışmasını sağladık.
allahtan garibanın şansına dgm kapatıldı da, şimdi içerden yazmak zorunda kalmıyorum.
Tümünü Göster