+13
uyandım amk dün naptık oğlum biz nası bişeymiş bu filan diyorum. hatırlıyor musun herşeyi dedi. durdum ne diyor bu amk dedim. heee hatırlıyorum. son söylediğim şeyi hatırlıyor musun dedi. lan harbi bişey demişti bu ne demişti tam anlayamamıştım. yok dedim hatırlamıyorum bişey dedin ama anlayamadım uyudum. bak kardeşim gel senle bi konuşalım. tuncay önce kendi sfli durumunu özetledi filan. sonra benden bahsetti. yani her işimde yardımcı oluyorsun, beni dışarı çıkarıyorsun, siparişlerimi bile sen veriyorsun filan dedi. ee dedim tuncay. abi bu böyle olmuyor ben bu hastalığı yenmeliyim. bunu yenmem içinde tek başıma olmam lazım. mesela sen siparişimi veriyorsun ben aynı kalıyorum. sen olmasan siparişimi kendim vermem gerekir ve zamanla telefondan da olsa biraz kendi işimi görmeye başlarım. sonra sen olmasan mecburen tek başıma dışarı çıkarım filan. durmadan sıraladı bunlar anlattı durdu. ne zamandır düşünüyordum dedi artık tek olmam lazım. dedim tuncay istemiyorsan rahatsız etmem daha. işte bundan korkuyordum o yüzden söyleyemiyordum dedi. konuşmayalım demiyorum, sen benim en iyi arkadaşımsın gerçekten öylesin. ama tek başıma yenmem gereken şeyler var benim hayatımı kolaylaştırma dedi. daha da çok konuştuk yaklaşık 1 saat konuşmuşuzdur amk iyice derdini anlattı. yani diyor ki ben seni yemek yemeye filan çağırırsam gelme, tek başıma çıkmak zorunda kalayım filan. her konuda tek olmak istiyor. tamam dedim tuncay haklısın. açıkçası yine biraz kırılmıştım. ama çocuk haklıydı. sorun şuydu ki ne tuncay ne tuğba vardı. murat zaten ben ararsam arıyor yokse evde rastlarsam görüyordum.
çktım sabah eve geldim beklediğim gibi murat uyuyor. çıktım dışarı, kahvaltı yapılcak 2 tane yer var zaten. birine oturdum bi baktm benden sonra tuncay geldi amk. ahahha gerizekalı benden kurtuluş yok dedim gülerek. ama içim kan ağlıyor amk resmen. oturduk beraber kahvaltı yaptık. hesabı ödedik. benim işim var görüşürüz dedim direk ayrıldım çocuktan. kırıldığımı biraz anlasın diye. gittim boş bi park vardı uzakta bi yerde, biraz o bölgenin dışında. genelde çok insan olmaz. oturdum yaktım sigarayı düşündüm. lan ne acayip şeyler oluyor amk. 1 hafta önce esra huursu peşimdeydi, sınıftan en az 3-4 tane yavşayan kız vardı, tuğba neredeyse köpeğimdi, zaten tuncay murat hep yanımdaydı sıkılınca arayıp takılıyordum. tuğbadan ayrılınca, murat durumu bilmesine rağmen hiç merak etmeyin msja meşgulum filan diye cevap verince ona da kırılmıştım. kimse yoktu şimdi amk. ee dedim napıcam. haftasonuydu zaten dedim eve gidicem napayım. belki faceden tuğbaya rastlarım belki yazar yada ben yazarım amk düştüğüm duruma bak. hiçbiri olmasa tuğba olsa yeter bana. gittim açtım pcyi tuğba offline. kimbilir nerde kimle takılıyor amk. bana sinirini eğlenerek atmaya çalışır, bi sürü yavşayan apaçi olur şimdi amk. lan tuncay da yok. yani çocuk takılmayalım demedi kesinlikle ama tek başına işini görmek istiyor haklı amk. tuncayla o günden sonra yine hergün görüştük. ama önceden günümün en az 10 saati tuncayla geçerken şimdi 4-5 saati geçiyordu işte.
mal gibi kalmıştım ortada. tuğba gibi saf temiz bir kızın gözünde de pisliğin teki olarak imajım yerleşmişti. o günden sonra uzun süre hiç ortamım olmadı ve sfnin en ağır dönemini yaşadım. sürekli okula giderdim ama binbir zorlukla. okuldan birilerini bulurdum içerdik amk. sadece içki arkadaşlarım olmuştu. anlatırdım durmadan derdimi. mal gibi geziyordum ortada. okuldan eve evden okula. bi tak yaptığım yoktu. o dönem böyle bitti memlekete dağıldık... ikinci yılın ilk dönemi iyi başlayıp hiç olmadığı kadar kötü bitmişti yine
Tümünü Göster