1. 1.
    0
    Bize doğru gelenlerin sayısı artmış gibiydi, kalabalık. Sayıları elliye yakındı. Soldaki grup karakolun yakın mevzine girmiş ve orada vatan için nöbet tutan üç Mehmetçiği şehit etmişti. Hepsi ayaktaydı. Mevziye giren dağdakiler bizi fark etti, roket ve makineli tüfeklerle ateş etmeye başladılar. Bir roket kulağımın dibinden hızla geçti, arkaya düştü ve patladı. iyi nişan alamamıştı demek. Peşinden ikincisi geldi ama kısa düştü ve önümüzde patladı, gördüm. 100 metre kadar ilerde bir başka terörist grubu ayakta karakola doğru geliyordu. Mevzi görevini aldım. Nişan alarak hedefi izledim. Ben ateş ederken yanımdaki Mehmetçik, “Komutanım. Bana ver. Ben ateş edeyim” diye seslendi. Hiç ses çıkarmadan devam ettim.

    Dikkatimi çeken, gelen kalabalığın belki bir belki de yarım metre yakınlarına düşen mermilerin çıkardığı toz bulutunu görmeme rağmen, kalabalık başlangıçta hiç durmadı. Sonra tereddütle birkaçı eğildi. Sonra yavaş yavaş mevzilendiler. Sonra yok oldular.Ben ve üç Mehmetçik omuz omuza çatıdaki mevzide, üstümüze gelen dağdakilere üç bine yakın mermi atmışız hem de nişan alarak, sonradan öğrendim. Sonra helikopterler, uçaklar üstümüzden geçmeye başladı. Anladım, bunlar bize yardıma gelmişti. Su içtiğimi hatırlıyorum bardak bardak. Yalnızlığımızla altıncı saate girdiğimizde her şey bitmişti artık. Ateşler yavaşladı ve tek tük patlamalar akşama kadar sürdü.

    On sekiz şehit.

    Daha önce yazmamıştım sizlere bunları, anlatmamıştım gördüklerimi. inanın bana on sekiz şehidimiz mevzisinde kahramanca savaşarak şehit oldu atalarına yakışır şekilde, Çanakkale gibi. Beni öldüren çatışma değil, dağdakiler değil, gördüklerimin bende yarattığı düşünceler.

    Şehitlerimiz getirildi birer birer, bakamadık ama gördüm. Düşündüm, şehide mermi atılır mıydı hiç! insan olan insan bunu yapabilir miydi! Hangi güç bu hesabı sormaktan bizi engelleyebilir! Dolaştık tek tek şehidimizin kanının aktığı yerleri. Anlattı Mehmetçiklerim ne olup bittiğini. iran’dan gelen kalabalık mı kalabalık bir terörist grubu iran’dan gelerek Müslüman mı Müslüman iran’dan gelerek ülkemize geceden sızmış, yoğun roket atışları şaşkınlığında mevzilerimize gizlice girmiş, o anda belki anasını yarini düşünen Mehmetçiği haince vurmuştu!

    Yüreğiniz ferah olsun hepsi ama hepsi tek tek ödedi yaptıkları hainliğin hesabını, inanın bana ama ne fayda giden 18 Mehmetçik geri gelmiyordu hiç!

    Makineli tüfek mevziinden ayrıldım ve telsize indim. Yoğun bir muhabere vardı. Sürekli beni anons ediyorlardı:“Kartal-1 Kanat-6. Kartal-1 Kanat-6. Duyuyorsanız cevap verin, tamam.”“Dinliyorum Kanat-6. Konuşan Kartal-1.Tamam.”“Kartal-1. Takviye unsurlar var yanımda. Nereye inebiliriz? Tamam.”“Şu anda karakolun etrafı terörist unsurla çevrili. Yukarıdan dik bir iniş yapabilirseniz doğrudan karakola inin. Tamam.” pilot Haluk Binbaşı hiç ses çıkarmadı. Ben niye inmediğini anlamadım. Aradan yıllar geçecek ve bu pilotla karşılaşacaktık. Bana, “Az daha hepimizi öldürecektin Erdal. Nasıl dik inişle gelebilirdik?” dedi. “Komutanım. Ne yapayım. Karakol çevrilmiş. inecek bir yer yok. Ne diyecektim size başka” cevabıma güldü geçti. Teröristler, yapmış oldukları saldırı planında takviye kuvvetin gelebileceğini hiç hesaba katmamışlardı. Zira takviye karakola ulaşır ulaşmaz tüm terörist unsurlar iran’a doğru geri çekilmeye başladılar.

    Bulunduğum mevziden yardıma gelen helikopterleri görüyordum. Ancak olay bölgesi helikopterlerin yaklaşmasına elverişli değildi. Alan köyü bir vadi içindedir. Şemdinli’den gelen tek yaklaşma istikameti vardır. Bu istikamet de vadiden geçer. Etrafı yüksek dağ ve tepeciklerle çevrilidir. Çok iyi arazi etüdü yapan teröristler, havadan takviye geleceğini düşünerek vadiye bakan tüm yamaçları tutmuş ve gelecek yardımı kesmek istemişler ama karadan gelecek takviyeyi hiç hesaba katmamışlardı. Birçok kahraman pilotumuz bölgeye iyice yaklaştı ama kendisine yönelik yoğun ateşten dolayı inemedi. Daha fazla risk almanın pilotla birlikte birçok Mehmetçiği de ölüme zütüreceğini benim gibi onlar da biliyordu.

    Silahlı helikopterler sürekli etrafımızda dönüyor, cephanesi biten acele geri dönüp bir müddet sonra tekrar görünüyordu. Öğleyin gelen takviyelerle arazi arama ve tarama çalışmaları başlamıştı. Bu arada Asayiş Komutanı Özgen Paşa bölgeye geldi. Önceden talep edilen uçaklar bölgeye girdi ve benimle hava-yer teması kurdular. Hedef olarak iran karakolunun koordinatlarını verdim, hedef gösterdim. Gözetleyiciler bana, kaçan teröristlerin bir kısmının oraya gittiğini, bir kısmının da Urumiye’den gelen araçlarla iran’ın iç kesimlerine doğru taşındıklarını bildirmişti. Ancak pilotlar belki de iki ülke arasında gelişebilecek muhtemel bir kısmi savaşı önlemek için ateş etmediler. Ama iran sınır hattına ateşten bir duvar ördüler.

    Sonradan olay yerine gelen Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal’a bu durum anlatıldığında;“Ben olsaydım vururdum” diyecekti.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster