1. 51.
    -2
    Göz temasını kaybetmeden yavaşça yaklaştım, ve bir kaç hafta önce ismini bile bilmediğim bu gizemli meleğin dudaklarını öpüyordum. Nazik bir şekilde yaklaşık 1 dk kadar öpüştük ( ilk seferinde dilimi boğazına kadar sokacak değilim ya amk, hem ergeniz daha yeni öğreniyoz öpüşmeyi ). Kalbim yerinden çıkacak gibiydi o kadar güzeldiki dudaklarını öpmek işte o şekilde bir ömür kalabilirdim o an için. Kendimi yavaşça geriye doğru çektim, dudaklarım dudaklarından ayrılmıştı. Biraz daha çekilip gözlerine baktım, gözlerinin içi gülüyordu. Hızlıca yaklaşıp dudaklarına küçücük bir öpücük daha kondurdum ve tekrar geri çekildim. Kendini düzeltti biraz hareketlendi ve tekrar bana doğru döndü. Ne hissediyorsun dedi ? Kalp krizinden ölmediğim için kendimi şanslı hissediyorum sanırım dedim. Yine o masum gülümseme ve dalga geçme lütfen cidden ne hissediyorsun ne düşünüyorsun dedi. Ciddi olduğunu anladım ve sanırım aşık oluyorum, hatta oldum. Peki ya sen ? dedim. Bilmiyorum karışık duygular fakat mutluyum dedi. Birşey diyemedim o an... Hadi şunları bitirip biraz dışarı çıkalım dedi ve ekledi sol tarafıma geçermisin. Kalkım ve sıranın sol tarafına geçtim. Sol eliyle elimi tuttu diğer eliyle kalemi aldı ve. Başla bakalım dedi. çok mutluydum anasını avradını gibiyim o an. Kağıtları önüme çektim ve okumaya devam ettim...
    ···
   tümünü göster