1. 26.
    -2
    Okulun 3. haftasına giriyorduk Aleynaya olan platonik hislerim ( belkide karşılıklıydı ama ) günden güne artıyordu. Geçen süre içinde bir kaç kez tenefüste 3-5 kelime sohbet etmiştik fazla birşey olmamıştı. Fakat artık kendimi pek kasmıyordum çünkü normal birer arkadaş gibiydik bazen yanıma gelip selam verir halimi hatrımı sorar olmuştu. Ama artık biyerlerden başlamak gerekiyordu daha fazla arkadaşça takılmaya niyetim yoktu. Daha yakından tanımalıydım onu her tenefüs onunla takılmalı hakkında daha çok şey öğrenmeliydim. 3. Haftanın sonlarına doğru günün ilk tenefüsünde Aleynanın yanına gittim. Yalnız kalmak istiyordum onunla ama şulenin geleceğinden emindim. Aleynayla naber nasılsın fasılları bittikten sonra şuleyi gördüm karşıda yanımıza geldi ve ha madem sycamore var yanında benim müdürün yanına gitmem gerekiyor siz takılın dedi. Çok kral yalancı şule dıbına koyim. Fırsat bu fırsat ee dedim kendinden ne yaparsın ne edersin nerde yaşarsın kimsin necisin anlat bakalım biraz dedim. Direk sormuş olmam hoşuna gitmiş olsa gerek peki dedi. Kendinden bahsetmeye başladı Çankayada babasıyla birlikte yaşadığını söyledi. Annenle baban ayrımı diye aptalca bir soru sordum ve ne kadar aptalca olduğunu verdiği cevapla tekrar anladım. Hayır, aslında annemi hiç görmedim sadece fotoğraflardan tanıyorum onu ben çok küçükken ölmüş. Anasını gibiyim şansımın dıbına koyduk ortamın derken bende babamı kaybetmiştim küçük yaşlarda ortak bir yönümüz olabilirdi bu.
    ···
   tümünü göster