1. 51.
    0
    ilkokul üçüncü sınıf olması lazım.

    güler öğretmenim tahtaya kaldırıp önce türkiye haritasını çizdirmişti bana, ardından bölgelere ayırıp dağlar nehirler gösterilecekti kara tahta üzerinde. nehirler mavi, dağlar kahverengi, ovalar yeşil tebeşirler ile belli edilecekti.

    marmara, ege, iç anadolu derken sıra akdeniz bölgesi ne gelmişti. şöyle martı gibi toroslar çizmiştim, seyhan ceyhan amanos ve diğer dağlar ... derken hafiften bir gülümseme ardından kahkaha bastı sınıfı baktım güler hoca'mda hafiften bıyıkaltı gülüyor bana, döndüm:
    - ne gülüyorsunuz oğlum?

    dedim, ön sırada oturan ahmet'lere. daha da güldüler hep berabercene, kafamı eğdim pantolonuma filan baktım, yooo dükkan da kapalı, ne derdi var lan bu muallaklerin diye düşündüm.

    sonra ayşe geldi tahtaya gülerek, sınfın en güzeliydi kendisi, aldı tebeşiri bolkar dağlarını gösterdi, taklar dağları yazmışım. görünce rengim bozarmıştı birden, bir şey demeden hızlıca sınıftan çıkıp eve gitmiştim. annem sorunca da:

    - başım ağrıyo, öğretmen de eve gönderdi.

    demiştim. sonraki gün de okula gitmemiştim. ileriki günlerde tahtaya kalkmamak için elimden geleni yapmıştım, sonraları öğretmenim de anlamış olacak ki, fazlaca yinelemedi.

    gel zaman git zaman koca adam oldum, böyle iki slayt sunmayı beceremiyorum hala, sorun o günlerden kaynaklanıyor sanırım. kimi zaman sorunu bulmak için çocukluğuna inilmesi de gerekiyordur belki de.

    teşekkürler, şimdi ayağa kalkıp birbirimize sarılmamız gerekiyor sanırım.
    ···
   tümünü göster