1. 326.
    0
    iççi
    Vikipedi, özgür angiblopedi
    Kontrol edilmemiş
    Eski inanışlara göre, her bir dağın, akarsuyun ve ormanın kendi koruyucusu vardır. Aslında sahipler (iyeler) sistemiyle bir çizgide birleşen bu ruhlar iyiliksever olup insanlara yardım ederler. Karşılığında da onlara karşı saygılı davranılmasını isterler. Saygısızlık gördükleri zaman da o insana zarar verebilirler. Bulundukları yerin temizlik ve güvenliğine çok önem verirler, hatta insanlara örnek olsun diye bunları bazen kendileri gerçekleştirirler.[1]
    Yakut dilinde "sahip, koruyucu, eşyalara sahip olan ruh, nesnenin içindeki gizli güç, içerik, başlangıç, maya" gibi birçok anlamda kullanılmaktadır. Araştırmalara göre bu sözcük "nesnelerin içinde olup onun gizli gücünü, olağanüstü doğasını aktaran güç" anlamında kullanılır. Yakutlarda "iççiler" arasında en çok saygı görenler, Yol Koruyucusu (Suğol içite), Dağ Koruyucusu (Haya içite) ve Göl Koruyucusu (Küğel içite) gibi ruhlardır. Onlann gazabına uğramamak ve gönüllerini hoş tutmak için çeşitli kurbanlar verilir.[2]
    idi/izi [değiştir]

    idi (izi, Idı) - Türk dinsel ve mitolojik düşünce tarihi boyunca bilinen en eski anlayışlardan biridir. Belli doğal nesneleri koruyan, onların sembolü olan varlıkların (iye ve iççi), daha çok islâm devri Türk metin ve sözlüklerinde rastlanan biçimidir. Ancak bu kavram anlam genişlemesine uğrayarak "Tanrı" anlamında da kullanılmaya başlanmıştır. Karahanlı ve Harezm Türkçesindeki kaynaklarda (örneğin "Kutadgu Billg"de) "idi" şekliyle, "Tanrı" (sahip, efendi) anlamında kullanılır. "Divan-ı Lügat-it Türk"de ise "izi" (Idhi) şekliyle geçmiş ve hem "sahip" hem de Tanrı" anlamında kullanılmıştır.[3] Kuran'ın eski Türkçe baskılarında ise "Rabbena" sözü "Ey izi'miz" olarak çevrilmiştir.
    ···
   tümünü göster