1. 26.
    0
    rahmetli eşimi istemeye gittiğimiz günün sabahı, yengemin yattığım çekyatı sarsmasıyla uyandım. fırladım babamın yanına gittim. tepiniyor, can çekişiyordu. baba daha değil dedim. ne olduğunu anlamadık. müdahale edemedik. sonra 112 geldi. pendik devlet hastanesi. acilde bekliyorum. kulaklarım uğulduyor. halamla eniştem de gelmiş. annemle halam dışarda betona oturmuş ağlıyolar. eniştem sağa sola koşturuyor. amcam bi bankoya yaslanmış, bana bakarak hıçkırıyor. yok diyorum ya. kurtulacak. 1-2 gün buralarda sürünürüz, sonra eve gideriz. o sırada arkamda kadın doktorun sesini duyuyorum. yanındakine şunları söylüyor; "yapacak bişey kalmadı, ayaklarını ve çenesini bağlayın." dizlerime kurşun sıkılmış gibi düşüyorum yere amcama bakarak ağır ağır. sonra kafamdaki uğultuya yenik düşüp bayılıyorum. kendime geldiğimde tekerlekli sandalyeye oturtmuşlar, tansiyonumu ölçüyolar, ağzıma bi hap sıkıştırmaya çalışıyolardı. annemi gördüm, amcamı gördüm. ilk kez acınarak bakılmayı gördüm. içim ağlıyordu ama kımıldayamıyordum. felç oldum sandım. sonrası günlerce süren, derin denizaltılardaki sonar sessizliği gibi sessizlik.

    5 sene oldu. yazları da sevmiyorum. kalpleri de.
    ···
   tümünü göster