1. 1.
    0
    ama birden aklıma geldi.. bizi burada, oniki kişiyi birden öldüremezlerdi.. o kadar da alçaklık yapmaya korkarlardı.. mahkumda olsak, on iki kişiyi birden öldürmek kolay degildi.. bizi burda bogazlayamazlardı.. anlaşılan bize iyi bir ders vermek istiyorlardı.. böyle düşününce ferahladım vearkadaslarıma bagırdım..

    "korkmayın! dayanın arkadaslar! bizi burada çok fazla bırakamazlar.. hepimizi öldürmeye cesaret edemezler.. aman ha dayanın! aman gayret sabredin!bir ikimiz telef olmayalım! olmayalım ki, bu alçaklıgın hesabınıda soralım.."

    arkadaslar dayanıyorlardı ama,iş öyle kolay degildi.. kısa boylu arkadasların durumu çok kötüydü.. pisligi yutuyor, yutuyor kusuyorlardı.. duvarlara tutunarak batmamak isteyenlerkaygan duvarlara tutunamıyorlar, gene pislige gömülüyorlardı..

    öyle bir işkenceki bu insanlık görmemiştir.. orada sekiz saat kaldık, sekiz asır gibi saat.. artık hiçbirimizin dayanacak hali kalmamıstı.. idamlık koca mustafa bile dayanamaz hale gelmişti..o b.k çukurunun içinde hepimiz dönüp duruyorduk.. artık çözülüyorduk.. kendimizi koyverip pisligin içinde gömülüp bogulacaktık.. boyu küçük üç arkadasımız batıp batıp çıkıyor, durmaksızın bagırıyorlardı..

    ögle üzeri kapı açıldı, asagıya tahta bir merdiven saldılar..

    "hadi bakalım, çıkın yukarı"diye bagırdılar..

    fenalaşmıs olan, kısa boylu arkaadsları arkalarından destek vererek çıkardım. ardından digerleri çıktı.. koltuk altlarıma kadar b.kun içinde kalmıstım, gerçekten benimde halim kalmamıstı..ya pisligi yutanlar ne yapsındı?en son ben çıktım.. hemen orda, zemin kattaki kolidorda üzerimize hortum ile su sıkarak vücudumuza cıvık bir sekilde yapısmıs olan kaba pisligi aldılar..ama üç arkadasımızın durumu iyi degildi.. üzerlerine su sıkılırken ayakta duramıyorlardı.. idamlik koca mustafa ve ben onları ayakta durdura bilmek için kollarından tutuyorduk.. kollarından çıktıgımız anda yere yıkılıyor ve sürekli olarak ögürüp kusuyorlardı..

    baktım eli sopalı gardiyan su sıkanların en arkasında duruyor.. çırıl çıplak durumdayım.. vucudum sıkılan sudan sırılsıklam.. dehsetli bir ayaz var.. bu rezaleti gördükten sonra insan yasamıs ne olacak ölmüş ne olacak..? eli sopalı gardiyanın başgardiyan oldugunu anladım..

    bagırdım ona:

    "bak! durumu görüyormusun başefendi? beyendin mi olanları? insan ogluna bu eziyet yapılır mı? seni kim alet etti buna?"

    baş gardiyan önce bir durdu, ne diyecegini bilemez bir hali vardı.. sonra birden yüreklendi:

    "ben yaptım be!" dedi.."ne yapacaksın?ben kimseye alet olmam.. istersen bir daha göndereyim sizi oraya.."

    "tabi gönderirisin.. istersen simdi hemen bir hada at oraya beni.. at ama sunuda unutma.. bunun hesabı sorulur.. kuş olup uçsan, bulut olup göçsen, duman olup kaybolsan, bunun hesabı sorulur ki nasıl sorulur.. bakalım ozamn ne diyeceksiniz. günü gelende göreceksin bunu baş efendi.."

    hiç ses etmedi. oysa birden dikilmiş, korkusuz gibi davranıyordu..

    bizi alıp üst kata çıkardılar. durumu kötü olan arkadaslarımızı kollarına girerek, biz tasıyorduk.. üst katta bizi tas zeminli, içinde hiç bir esya olmayan bomboş bir odaya kapadılar.. odanın cepesinde demir parmaklıklar vardı.. önüde maltaydı.. mahkumlar maltasdan gecerek gidiyor, volta atıyor, ama h,iç birisi bize geçmiş olsun bile diyemiyorlardı.. üç arkadas ise yerde uzanmış inliyordu.. anlasılan diger mahkumlara ibret olsun diye"antep canavarını da arkadaslaerınıda ne hale getirdik, görün" demek isitiyorlardı..

    üzerimize hortum ile su sıkmışlardı ama, pisligin çogu duruyordu.. hem pislikten ve hem sıkılan sudan dolayı rezil bir durumdaydık.. yerde yatan konyalı cafer,

    "abdullah ben ölüyorum" dedi..

    ağzından yesil köpüklü pis bir şeyler sızıyordu.. inleyerek konusuyordu.. biraz nefeslendi.. gözleri yarı acık, yaerı kapalıydı. aglıyordu konyalı cafer, konusacak hali bile yoktu. zorlukla:

    "abdullah! benim acımı al. koma bunlara can bedelimi.." dedi..

    yerde yatan diger iki arkaadasta seslendiler:

    "benim acımıda al abdullah.."

    "benimkinide. koma sakın yanlarına sor bunların hesabını.."

    demir parmaklıklara dayanıp var gücümle bagıdım:

    "bir maşrafa su verin bari, ALLAHSIZLARRRRRRRRRRRRR!!"

    arkamdanda idamlık koca mustafa bagırdı:

    "ulan hepinizin dinini, kitabını... alın lan, gelin alın canımızıııııııııı!"

    tam o sırada ilerden asker bozmasi kaputtan paltoyu omuzlarina atmis, saclari karmakarigib, gozleri cakmak cakmak dev gibi bir adam demir parmakliklarin onune geldi. demir parmakliklara tutunup iceriye bakti. yerde yatanlari gordu. bizim halimize bakti. sonra kosarak gitti. biraz sonra elinde bir testi ve bardakla geri geldi. testinin parmaklıklar arasından geçmesine imkan yoktu.. oda bardaga su doldurup içeri uzattı.. acele ile konyalı cafer'in yanına gittim.. yüzünü yıkadım.. agzını calkaladım.. bende susuzluktan yanıyordum ama, onlar yani yerde yatan arakaadslar b.k yutmuşlardı. agızları bile b.k içindeydi.. onun için onların hacetini önceden görmem gerekiyordu..

    o dev gibi adamın, parmaklıklar arasından doldurup doldurup verdigi bardakla, diger fenalasmış arkaadslarımıda temizledim.. sonrada bizler elimizi yüzümüzü yıkayıp birer bardakta su içtik..

    "sagol abi" dedim o dev gibi adama.. "sagol allah razı olsun.." o hicbir sey demeden cebinden yesil renkli bir sigara paketi cikarip icinden uc tanesini kendine ayirdi, gerisini bize verdi. koylu sigarasiydi verdigi. kibritini cakip sigarami yakti. bende diger arkadasların sigaralarını benim sigaramdan yaktım.. o sigara bize sanki cennet tamı gibi geldi.. onbeş saattir azımıza hiç bir sey girmemişti.. sigarayı yer gibi içiyorduk..

    "gecmis olsun agalar' dedi. o dev gibi adam, 'gecmis olsun, gene gorusuruz"
    arkasini dondu gitti...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster