1. 126.
    +1
    sıfırın içine giren bir cadıyım ben
    anlaşılmaz olan yalnızca,
    sonranın ilk bilançosu
    tek kişilik bandosuyum terkedişin!
    sabır.
    ve sabır bir coğrafya hocası gibi
    terliklerini giymekte mat saadettin!

    kışkırtan soylu ölümün
    gitgide sıklaşan soluk alış verişlerinde
    gizlenen
    dünsüz bir sen
    kimsenin sözünü edemediği
    yılan!
    serüvenin çocuk yokeden güzelliği
    yakalamış seni o sokakta, bıçak çekmiş, üzerine yürümüş
    titrek ateşler arasından,
    kimi babaların infilak etmiştir ya oğulları
    kimi yalnızlıklar boşunadır
    kimi aşklar bitmesi için yaşanır
    sen bunları hiç önemseme
    git gülümse başkalarına
    beni burkulmuş bırak
    beni ısırılmış
    beni emilmiş
    beni intiharlardan çokca korkulan ideolojilerde bırak
    biliyorsun
    istanbul'un koynuna ancak şarapla girilir
    benim koynuma titrek ateşler arasından,
    üzerine yürünmüş
    alkol kileri oğlanlardan bana ninniler getir
    bana eş zamanlı kırılganlıklar, kırmızı alınganlıklar
    cumhuriyet sonrası sepyalar getir
    konuşan eşyalar getir bana
    koku alan cisimler, takla atan hacimler
    normali hiç anlatma bana
    uzak dursun sistemin kalıcı terimleri
    ben zamanın en tuhaf geometrik şekli olarak
    bütün otellerinde sevişerek bu sonrasız kentin
    bütün aynalarında tükürdüm kendi yüzüme
    yüzümü ayna üzerinde boyadım
    ki ben gittikten sonra kalsın orada
    sahte suretim,
    bu suskunlugun ortayerinde başlayan şarkılar gibi
    hani o çok sevildiği halde, dinlenirken hep ağlanılan
    nedensiz,
    ben olanların en fuzuli yanıtı olarak
    verildim bütün sorulara,
    önemsemediniz

    yani
    bir ayrılık sonrası suçlamaları
    iade edilen buz tutmuş armağanlar
    iade edilen öpüşmeler, sevişmeler
    çok özlediğin birinin ölümünü duymak gibi aniden
    çekip giden bir sevgili
    çekip giden bir düş
    çekip giden bir sıfır

    iççekişler, dışçekişler içinden
    sana uzatılan uslu bir gül peşinden
    koşarak giden sen
    kimsenin sözünü edemediği
    yılan!
    serüvenin çocuk yokeden güzelliği
    yakalamışken seni o sokakta, hafif dokunulmuş
    biraz okşanmış
    titrek ateşler arasından, koşarak giden sen
    kimsenin sözünü edemediği
    yılan!
    serüvenin çocuk yokeden güzelliği
    yakalamışken seni o sokaktai, hafif dokunulmuş
    biraz okşanmış
    titrek ateşler arasından, koşarak giden sen
    kims...
    ···
   tümünü göster