1. 26.
    0
    bu da benden olsun dostlar...

    Uzakta olsak da birbirimizden,
    acını hissediyorum kardeşim.
    O mağrur bakışlarının altında,
    sevgiden, oyundan, masumiyetten anılar olması gerekir de,
    bilirim,
    oracıkta
    yatar bir tuzlu gölet,
    ve sen yüzmeye çalışırsın
    karanlık ve soğuk.
    Yerde ve gökte
    akbabaların arasında kalmışsın.
    Biri sebebidir herşeyin,
    ötekisi sonucu.
    Karnın belki açtır,
    gözlerin kan çanağı,
    eklemlerin de nasıl kopmak üzeredir şimdi...
    Senin kardeşim,
    senin toprağında,
    tuttuğun
    ölüm orucu.
    Senin toprağında
    uyuduğun
    kan uykusu,
    senin toprağında kardeşim,
    toprak kırmızı,
    vahşetten, dehşetten, ihanetten,
    kıpkırmızı!
    Ve sen oturmuş,
    anadan doğma,
    yıkık bir duvarın dibinde,
    hani şarapnellerin
    üstünde,
    veyahut
    ekin bitmeyen çoraklarda
    acının gözüyle
    acının görüntüsünü görmektesin,
    tek başına!
    Belki sizinkiler kayıp,
    belki sakat,
    belki de çoktan,
    zorlandılar bu diyardan...
    O anda ne bir yat ne bir kat.
    Ne altın kumlarda bronzlaşan tenin,
    Ne koltuğunda viskin,
    Ne bir koşuşturma sokaklarında
    Oyuncak elinde!
    O anda çırılçıplak bir hayat geçer içinden
    biliyorum,
    buz gibi, dipdiri!
    O anda barutsuz havanın kokusu,
    berrak bir su,
    bir parça ekmek...
    Ve güneştir ısıtan senin,
    batmaya yüz tutmuş,
    içini...
    işte tam o anda
    içindeki feryat,
    ta buralardan duyulur.
    içime önce bir acı saplanır,
    acı öfkeye,
    öfke isyana...
    isyan yerini umuda bırakır.
    Umud bizim ekmeğimizdir bilirsin
    ve sen orda haberin yok belki ama,
    hastalıktan,
    kederden
    kıvranırken,
    şurda
    burda
    orda
    onurlu mücadelen sürmektedir,
    kardeşim...

    http://www.diegeneration....ntent/2007/11/hunger2.jpg
    ···
   tümünü göster