1. 1.
    0
    Türkiye’nin karsisindaki ikilemler

    Türkiye Büyük Ortadogu’ya yaklasirsa; ABD planina geçmis olur. Bu demektir ki, AB’den uzaklasmis olur.

    Fransa: Bu tür bir durumdaki Türkiye’yi AB’ye zor kabul eder! Bu durumda Islamî eksenli hareketler de eklenince, Fransa, Türkiye Cumhuriyeti’ne büsbütün ters düser. AB de hayal olur. Zaten simdi de dikkat edilirse Fransa’nin sesi hiç çikmamaktadir. Almanya’dan büyük ilgi gören Türkiye, Fransa’dan ise hiç bir hareket görülmemektedir! Bu da gelecekteki olaylarin bir nevi bir göstergesi sayilmaz mi!

    Ya diger AB ülkeleri ne yapacaklar, onlarin tavirlari nasil olacaktir?

    Mesela, Isveç zaten öteden beri sol tarafin sözcülügünü yaparak Türkiye’deki PKK hareketlerini ve su andaki bazi Güneydogulu suçlularin destekçiligini yapmaktaydi. Simdi bu durumda, ABD tarafindan kendi menfaatlerine hizmet edecek bir Büyük Ortadogu Projesi’ne onlar nasil bakacaklar?

    Ingiltere’nin su anda büyük sorun çikaracagini zannetmiyorum. Çünkü su anda o ülke ABD’nin adeta Dominion’lugunu yapmaktadir. Biraz da akil hocaligina soyunmaktadir. Ingiltere bu durumda ters durumlarda bulunamaz gibi görülmektedir. Türkiye anlasilacagi gibi, su anda galiba bu plani kabulenme emareleri göstermektedir. Bakalim gelecek ne gösterecektir. Ama öyle görülmektedir ki; su andaki idarecileler, Mr. Bush’la birtakim konusmalarin etkisinde kalmis durumdadir.

    ABD’nin tutumunda yeni davranis sekilleri

    ABD, Kibris’a karsi degigib tavirlar takinmaktadir. Ayni zamanda Medeniyetler savasindaki tavirlarini da hizli bir sekilde kurmaylari tarafindan verilen direktifler sonucu olarak degistirmektedir. Mesela, Hungtington tarafindan verilen yönlendirmede Hiristiyanlik ile Islam savasinin taktigini de degistirmistir.

    11 Eylül 2000 tarihindeki ikiz kule ataginda Mr. Bush “haçli savasi”na adeta yemin ederek “Islam terörüne” karsi 10 yillik savas açmisti. Daha sonra ise çok sey degismeye basladi.

    Ilk saldiri Afganistan’da olustu. Orada nispeten isler – isgaller kolay oldu. Fakat 2. raunddaki Irak isgalinden sonra kendilerine karsi çikan direnisler ve verdigi kayiplar ABD’yi yeni stratejilere zütürmeye basladi. Böylece bu “Yeni Büyük Ortadogu Projesi” olusturulmus oldu.

    Devrim gibi silahli darbe ve saldirilarla degil biraz kurnazlik, biraz akil, biraz aldatmacali krediler – Marshall planlarina benzer yardimlari demokratiklesme sözcükleri ile kalkinma ve Insan haklari vaatleri, nurlu ufuklar v.b. düzmecelerle Fas bölgesinden Çin sinirlarina kadar kaplayan kisimlari, 22 Arap ülkesini, Pakistan’i dahil Banglades ve Iran’i da içine alarak medenilestirme projesi yürürlüge konmaktadir. 8 – 10 sayfalik bu projede medenilestirmenin altinda sunlar yatmaktadir :

    1 – ABD’nin kumandasi altinda Islam’i sulandirmak, içini bosaltmak, gençlerin egitimini ellerine geçirmek ve bir nevi Islam’dan uzaklastirmak,

    2 – Ilke hedefleri Arap ülkelerinde serbest seçimleri koymak ve kadinlara oy hakki tanimak,

    3 – Insan haklari perdesi arkasinda, kendi güdümünde kurulacak sivil kuruluslara mali yardimlarda bulunmak,

    4 – Medyayi bagimsiz duruma getirmek ve sonra da degigib mali yardimlarla kendi güdümüne almak,

    5 – Kadin haklari perdesi arkasinda onlarin örgütlenmelerini ve daha sonra da degigib haklarin verilmesini saglamak. Bütün toplumlarin temeli olan ev–aile yuvalarini içten ele geçirmek,

    6 – Kadinlara ve tüm topluma okuma yazma ile bati medeniyetini ve felsefesini okuma durumuna getirmek,

    7 – Ortadogu ülkelerinde en azindan 100 – 150 bin kendi güdümünde ögretmen yetistirerek onlarla bati medeniyetine dönük hizmet dagitmak,

    8 – Arap ülkelerinin ticaretini gelistirmek ve batiya daha büyük pazarlar açmak. Fakat Ortadogu’nun esas sorunlarina hiç dokunmamaktir. Mesela bunlar arasinda: Filistin – Israil kanli zorbaliklara, krallik diktatörlüklere, ABD ve batinin petrol yagmalarina ve fakir halkin perisanligina bu plan hiç dokunmamaktadir.

    Bu islerle özel olarak görevlendirilen Marc Crossman ise Ortadogu’ya özel yetkilerle bu planin uygulanmasi için zemin hazirliklarina girisimlere girecektir.

    Bu Büyük Ortadogu Projesi aslinda üç temel unsuru içermektedir. Bunlar:

    1 – Bu büyük bölgenin ABD ve dünya sermayesine uygun sekle dönüstürülmesi, demokratik düzene sokulmasi, insan haklarinin gelistirilmesi, sosyal yapilarin uygulanmasi, yabanci sermayeye açik – küresellesmeye uygun hale sokulmasi,

    2 – Ekonomik kalkinmaya açik olmasi, idari tarzlarinin feodal yapidan kurtarilmasi ve bati sistemine uygun hale getirilmesi,

    3 – Güvenligin saglanmasi – terör odaklarinin kurutulmasi (Su andaki ABD’ye karsi uygulanan karsi gelmelerin yok edilmesi).

    Kisacasi Hungtington medeniyetler savasinin yumusak sekilde uygulanmasidir. Çünkü ABD su anda Irak’ta çok agir duruma gelmis haldedir. Ne yapacagini pek bilmemektedir. Üstelik yakinda baskanlik seçimleri de vardir. Seçmenlerin karsilarina yeni bir planla çikilmasi istenmektedir!

    Ekonomik sömürü sisteminin devami için bütün bu bölgeyi kendi istedigi kivama getirmek arzusundadir ABD. Lakin Irak’taki hadiseler gittikçe sertlesmekte ve ABD aleyhine dönüsmektedir. Su anda bir nevi Sii – Sünni çatismalari baslamis gibidir. Her Allah’in günü patlamalarla beraber yüzlerce insan ölmekte ve onun birkaç mislisi de yaralanmaktadir.

    Bu planda büyük ihtimalle Arap dünyasinda büyük bölünmeler olacaktir.

    Su anda bile sert tepki verenler gittikçe çogalmaktadir.

    ABD ve AB arasinda da büyük çapta olaylara bakis açisindan farkliliklar görülmektedir.

    Rusya, Hindistan ve Çin de keza tamamen bunlarin disindadir. Onlar bu olaylara tedirginlikle bakmaktadir.

    Birçoklari Israil – Filistin kanli olaylari bitmeden o meseleler halledilmeden bu tür bir isleme girisilmesinin dogru olmadigini düsünmektedirler.

    ABD ise 1975 yillarinda benzeri uygulamalarla “Dogu blokunu çörekttigini” düsünerek simdi bu bölgeye de bir taraftan baski, diger taraftan Marshall plani gibi yardimlar (sopa–havuç) misali basariya ulasacagini zannetmektedirler.

    Su anda ABD’de bazi kimseler ve baslarinda Mr. Bush da olmak üzere Islam’i sanki 1 numarali düsmanmis gibi görüyorlar. Hatta bazilarinin deyimine göre, Islam’a "yesil fasizm" gibi de bakmaktadirlar. O sebeple onu da komünizmi yok ettikleri gibi uzun vadeli yok etmeye hazirlanmaktadirlar. Yani Islam’i kominizm gibi dünyadan kaldirmayi planlamaktadirlar. Ama burada birsey unutulmaktadir. Islam bir "dindir–bir inançtir" din ve inançlar ise öyle zorbaliklarla yok edilemezler. Inançlar maneviyattir, ideolojiler ise menfaat için çetelesmis nefaatpreset insanlarin idealleridir. Iste bu farki onlar görememektedirler.

    Islam’a "yesil fasizm" denmektedir. Bundan da hakikaten korkmaktadirlar. Çünkü Islam’da sehit mertebesi mevcuttur.

    Güya, Islam dünyasi mensubu olan Pakistan’da bir darbe olup da kökten dincilerin eline bu atom bombalari düserse, onunla bati dünyasi tehdit altina girecekmis.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster