0
Misir, S. Arabistan ve Iran’in tepkileri
Su anda, Misir – Suudi Arabistan ve Iran’dan tepki gelmektedir. Bu ülkeler kendilerine alenen distan müdahaleyi kinamaktadirlar. Bu ülkeler kendilerine hiç danisilmadan, üzerlerinde bir takim plan ve projelerin yapilmasina da karsi gelmeye çalismaktadirlar. Ancak bu plana karsi gelmekte ne kadar basarili olacaklari da bilinmemektedir. Çünkü karsilarinda su ana kadar, – Iran hariç – hiç biri ABD’nin isteklerine karsi gelememislerdir. Fakat bu plan o devletlerin idarecilerini de tehdit altina almaktadir. Ellerindeki inançlarini, benliklerini, idare tarzlarini, yasam biçimlerini, kisacasi, ruhlarini, özlerini ve benliklerini bile ABD’liler degistirmeye kalkmaktadirlar.
Onun için, o ülkelerdeki idarecilerde halklarinda büyük öfre, kizginlik, telas ve belki de çaresizlik reaksiyonlari olacaktir!
Su anda onlar, biraz geç de olsa çikis yollarini aramaktadirlar. Ama aralarinda bölünmüslükler oldugu için birlikte hareket imkani bulunamamaktadir. Böylece bu bireysellikler kendilerini büsbütün zayif düsürmektedir.
Planda mali yardim da önerilmektedir
Ortadogu için bir nevi Marshal Plani uygulanilmak istenilmektedir. Bu yardimlar bir nevi Marshal Plani’ni andirmaktadir. Aslinda bu “Marshal Plani” 2. dünya savasindan sonra ABD tarafindan, Sovyetler’in disindaki bazi dünya devletlerine uyguladiklari plandir. Türkiye de o plandan zamaninda faydalanmisti.
Marshal Plani’nin içerdikleri
Marshal Plani, ABD ile birlikte hareket eden ülkelere yapilan bir nevi mali ve ekonomik yardimlardan ibaret olmaktadir. Ama herseyden önce bu plan uzun vadeli olacak ve büyük bir ihtimalle 10– 12 yil devam edecektir. Ayrica, bu planin safhalari da söz konusu olacaktir. Bunlar:
1– Bu plan G– 8 ülkeleri toplantisina sunulacaktir.
2– Plana mali destek saglanacaktir. Ayrica bu plana göre, 2010 yilina kadar asagidaki sonuçlar öngörülmektedir:
a– Bu ülkelerde okur yazar orani % 50’nin üstüne çikarilma istenecektir,
b– Egitimi ABS kontrollü olacaktir. Batili klagibler Arapça’ya çevrilecek ve onlar okutulacaktir,
c– Küçük girisimcilere özellikle kadinlara 500 milyon $’a kadar yardim yapilacaktir.
d– Kadinlara her bakimdan öncelik taninacaktir.
(Not: Çünkü kadinlar, daha duygusal olduklari için onlari yönlendirmek daha kolay olmaktadir. (“Kadin haklari” bahanesiyle, genellikle istenilen çizgiye, onlarin getirilmeleri çok daha az çabayla mümkün olabilmektedir.)
e– Bireysel refah artirilacaktir. Kendilerini destekleyenlere yardim edilecektir. (Isbirlikçilere yardimlar herhalde yogun olacaktir.)
f– Asiri dincilik, daha dogrusu “Dindarlik” takip edilerek adeta yasak edilecektir. Veya “Irtica” olarak damgalanacaktir.
(Su anda bile birçok ülkede bu durum, herhalde yogun bir sekilde uygulanmaktadir.)
g– Güvenlik saglanarak “terörizm” ortadan kaldirilmaya çalisilacaktir. Özel yasalar uygulanacaktir.
h– Suç isleme oranlari azaltilmaya çalisilacaktir.
i– Yasa disi “Göçler” azaltilmaya çalisilacaktir,
i– Proje bölgedeki tüm müslüman ülkeleri kapsayacaktir.
j– 80 yildan beri Demokratik rejimle idare edilen, “Türkiye Cumhuriyeti’nin” ayni kriterlerin içine alinmasi ise çok garip olmaktadir. Türkiye zamaninda hem meshur “Marshal Plani”ni uygulamis ve bazi kriterleri çoktan uygulamaya koymus bulunmaktadir.
k– Kendilerini bagimli, fakat kendi ülkesine karsi “Bagimsiz Özgür Medya” da olusturulacaktir.
l– Demokrasi adina, Bagimsiz Özgür seçimler uygulanacaktir.
(Not: Bu “Özgür” lafi bazi ortamlarda asiri derecede forse edilmektedir. Çünkü bagimsiz adiyla anilan medya, bazen bu medyalarin “Esas Sahipleri” Yurt disinda olmakta ve adeta disaridan “Sahibinin sesiyle (Paranin Sesiyle) idare edilmektedir.
m– Orta ve yüksek okullardaki egitimi de istedikleri sekilde kendilerine dönük biçimlendirdikten sonra, okur yazarligin arttirilmasi saglanarak kendilerine dönük yeni nesiller yetistirilecektir. Bu konuda hedef ülkelere baski da yapilmasi mümkündür!
Bu plan "Islam' i yok etme plani" midir?
Aslinda Islam’i deforme etmek mümkün degildir. Islam’da reform yapmak da mümkün olamaz. Islam, Allah’in kelami ile kurulmus ve öyle olacaktir. O’nu insan eliyle degistirmek mümkün olamaz. O zaman din olmaz. Insanin düzmecesine dönüsmüs olur. O da Islam olamaz.
Ancak büyük baskilarla, beyin yikamalariyla, aldatmacalarla, vaatlerle ve menfaat karsiliklariyla, bazi insanlarin düsüncelerinin degistirilmesi mümkün olmaktadir. Eger bu tür degismeye çok müsait insanlar da idari sistemlerde bulunurlarsa, o takdirde ülkenin içinde büyük tutarsizliklar ve dengesizlikler olusabilmektedir. Öyle ülkeler de bu planlarla kolayca av olmaktadir.
Büyük Ortadogu’nun kara delikleri
Su anda Büyük Ortadogu Plani’nin uygulanmasinda çok büyük bosluklar mevcuttur. Bunlar arasinda en ön planda gelen bölgesel çatismalar ve durmayan kanamalar ve katliamlardir. Bir nevi devlet terörlerinin uygulanmasidir. Bu dengesiz kanamalar özellikle:
A – Filistin çatismalari ve Israil’in saldirilarinda,
B – ABD’nin idaresinde olan Irak’taki idari batakliklar ve mezalimlerinde bulunmaktadir.
Gerek bütün Islam aleminin, gerekse demokrasi banisi sayilan bütün medeni dünyanin gözleri önünde olusan bu katliamlar durmadan bu plan nasil uygulanacaktir? Ona kim inanacaktir?
Ülkeleri nasil kandirp planin içine alacaklardir?
Mr. George W. Bush ve ABD seçimleri
Mr. Bush seçimlerden önce bunlarin dertlerini acaba hasil halletmeyi düsünmektedir?
C – Planin adi disinda tam olarak henüz resmi içerigi bile belli degildir. Simdilik bir taslak ve isim halinde ortada dolasmaktadir. Aslinda planda neler yok, yani ne olmadigi yaklagib olarak belli olmaktadir. Ama tam olarak ne yapmak ve nasil yapmak istedikleri pek belli olmamaktadir.
Plan, gençlere ve gelecege dönük olmaktadir
Galiba yoksul Ortadogu halki gençlerinin siyasi Islam’dan ve teröre kapilmaktan uzaklastirip, ABD’ye baglanmalari istenmektedir. Ancak bunun nasil yapacaklar? Çünkü bu en azindan bir neslin yeniden kendi istekleri dogrultusunda yetismesine bagli kalacaktir! Acaba ABD’nin hele Mr. Bush’un bu kadar zamani var midir? Hatta siyasi ömrü bunlari uygulamaya yetecek midir?
TÜRKIYE NEDEN ÇOK ÖNEMLI?
Demir Perde çöktü, Türkiye’nin NATO’daki önemi azaldi denmisti. Ama son zamanlarda olaylarin akisinda öyle bosluklar olusmaktadir ki, bunlari ancak Türkiye gibi köklü millete ve geçmise sahip büyük bir ülke doldurabilir. Kisacasi, Türkiye’nin gerek stratejik mevkisi, gerek nüfusunun büyüklügü ve yerlesimi, gerekse nispeten her bakimdan farkli olarak kalkinmis olmasi ve güçlü durumu, ona duyulan ihtiyaci olmazsa olmaz durumuna getirmektedir. Türkiye bu bölgede vazgeçilmez bir ülke olmaktadir.
Tümünü Göster