0
Islam ülkelerindeki genel durum
Islam ülkelerindeki genel duruma gelince: Bu ülkelerdeki halkin durumu, issizlikler, düsük hayat seviyeleri, düsük kültür ve medeniyet, çok düsük egitim düzeyleri, ekonomik yetersizlikleri, Monargib ve Oligargib idari sistemleri ve buna benzer daha nice özellikler pek iç açici sayilmamaktadir. Fakirlik diz boyu sürmektedir. Bütün bu veriler ABD merkezlerine zütürülerek, yakindan degerlendirilmelere alinmaktadir. Daha sonralari ise bu verilere göre stratejik hareketler planlanmis olmaktadir.
Hedef olan devletlerin tutumlari
Su anda bu bölgedeki devletlere iki seçenek kalmaktadir:
1 – Ya ABD ile bu plan dahilinde isbirligi yaparak onlarin yaninda olacaklar,
2 – Ya da ABD’ye karsi gelerek bu plana karsi koyacaklardir. Kisacasi, Mr. Bush ve su andaki ABD’nin, sahinler yönetimindeki tutumunda: Orta yol veya tarafsizlik yoktur.
Sahinlerin anlayislari su sekilde olmaktadir: “Ya Dost ya da Düsmansin”. Zaten ABD’nin karsisina çikabilecek ve engel olabilecek belirli bir güç su anda görülmemektedir.
Avrupa Birligi ve ABD
Su anda AB’nin ekonomik gücü çok yüksek, fakat siyasi gücü henüz tam olarak gelismemis durumdadir. Ayrica askeri gücü de ABD ve NATO’ya göre çok düsüktür. O sebeple simdilik AB ülkeleri, özellikle Almanya ve Fransa, bireysel olarak Rusya, Çin, Ortadogu ülkeleri, Suriye, Iran, Libya ve digerleri ile ancak, dostluklarin yenilenmesine, ticari anlasmalara ve yatirimlara giden sözlesmelere yönelmektedirler. AB’nin su anda büyük bir askeri gücü ve kapasitesi de yoktur. AB, NATO’daki güçlerine de henüz sahip çikamamaktadir.
Çin ve Japonya’nin durum ve tutumlari
Çin su anda kalkinmayi ve güçlenmeyi düsünmektedir. ABD ile bu sekildeki bir sürtüsmeyi ise hiç düsünmemektedir. Henüz bu maceralar için hazir görülmemektedir. Ama Çin’in ekonomik gücü patlama seklinde büyüme göstermektedir. GSMH’si bugün ABD’nin hemen arkasindan gelmektedir. Dünya piyasalari, Çin mallariyla neredeyse istila edilmis bulunmaktadir. Ama Çin bu devresini tamamlamadan ve kendisi güçlü duruma gelmeden, böyle bir siyasi savasi göze alamamaktadir. Kendisine dokunmadikça sessiz kalmayi yeglemektedir. “Istikbal nasilsa benim olacaktir”i düsünerek, simdilik ses çikarmamaktadir.
Japonya’da ise ABD’ye karsi gelecek güç yoktur. Kendisi için de Çin’in devlesmesi zaten büyük ekonomik ve siyasi tehlike arzetmektedir. Su anda O’na karsi tedbir almakla mesgul bulunmaktadir. Hatta Japonya yatirimlarini ucuz maliyet sebebiyle Çin’e aktarmaktadir. Bu bakimdan Japonya’nin gelecegi de pek parlak sayilmamaktadir. Bir nevi stratejik düsmanina istemeden de olsa yardimci olmaktadir.
ABD istedigini uygulamaktadir
Su andaki dünyada, ABD’nin serbest hareket etmesini engelleyecek herhangi bir güç bulunmamaktadir. Bu sebeple ABD, bütün isteklerini serbestçe ve korkusuzca yerine getirmektedir. Ancak ABD’nin korktugu bir durum var ki; o da “terörün acimasizca saldirilaridir.” O sebeple kendisini fazla tehlikeye atmadan baska ülkelerin güçlerini “Masa ve Jandarma” olarak kullanmak istemektedir. Bu yeni stratejilerle de bu gayelerine kolayca ulasmasi mümkün olmaktadir.
Hareket yogunlugu Ortadogu’dadir
“Büyük Ortadogu Projesi” yakinda fiilen baslayacaga benzemektedir. Bunun ön hazirligi da Kibris sorunu olmaktadir.
Kibris meselesi de yakinda istedikleri sekilde halledilecek gibidir. Bütün belirtiler o yöndedir.
Ortadogu’da zayif ve fakir devletler mevcuttur. Fakat, toprak altinda olan servetleriyle zengin stratejik topraklardir. Bu nedenlerden dolayi bu bölge masaya yatirilarak, ABD strateji uzmanlari tarafindan en kolay yoldan zaferin nasil elde edilebilecegini arastirmislar ve bu projeyi üretmislerdir.
Projenin içine alinacak devletlerin iç düzenlerinde ve yapilarinda, Türkiye – Israil – Pakistan ve Afganistan” dahil, Tüm ülkelerde, birtakim ön degigibliklerin yapilmasina gidilmek istenmektedir. Bu degismelerin içeriginde ise:
1 – Demokratik adimlarin atilmalari, yeniden yapilanmalari ve liberasyona dogru süratle yol almalarinin saglamasi,
2 – Modern Emperyalizm sayilan “küresellesmeye dogru” itilmeleri ve hazirlanmalari, Açik Pazar’a dönüsmeleri,
3 – Iç idarelerinin terörden arinmasi, güvenligin saglanmasi ve ABD çikarlari ile uyumlu hareket etmelerinin saglanmasi.
Türkiye bu planin neresinde olacak?
Türkiye’ye bu planin içinde degigib yerler öngörülmektedir: Bunlari kisaca söyle özetleyebiliriz:
1 – Ilimli Islam’in gelistigi ve demokrasiyle Islam’in bagdasmasini gösteren “model ülke” rolü olabilir,
2 – Bazilari da Türkiye’yi “cephe” ülkesi olarak görmek istemektedir,
3 – Kimileri ise Türkiye’ye her iki rolü birden, yani “merkez ülke” görevinin verilmesini beklemektedir,
4 – Bazi kimseler “ Türkiye – Israil – Ürdün” merkez ülkeler olarak rol oynamalarini istemektedir.
5 – Türkiye’nin pasif olarak bu projede yer almasi da mümkün olmaktadir.
6 – Bu projenin tamamen disinda kalarak, hatta karsi durumda olmak da baska bir seçenektir.
Tümünü Göster