0
tekel bayisine içine sigara atılmış şişe vermek
işsiz gezdiğim 1 ay biteli 1 gün oldu tam. tam gece yarısı. aylar 31mi çekiyodu durmadan bana mı bakıyordu bunu yaparken bilmiyorum ama martın üçüydü. gereksiz gelen iş görüşmesine sabah dinç gitmek için içiyordum kolpa eylenceden kalan ve daha eylencesi bol bi geceye ayrılan şarabı.
cebeciden kızılaya yürüdükten sonra sabah dolmuşa binecek param yok.
evde 3-4 ay önce hiç bu kadar bira birikmezdi. her gelen kazmanın eline beşer onar verirdim içki almaya giderken.
yarın markete elimle 30 birayla giderken aklıma tek takılan içerisinde izmarit olması ayıp olur mu değil, öyle olunca alıp para verirelr mi acaba. yapmadığım çok az şeyden biriydi bakkla şişe zütürmek ve 4/3 bitmiş bi şiişede söndürdüm küllükte bulduğum şımarık serapın hap aşkıyla sadece yakılıp bırakılmış izmarit saydığı buruşmui sigarayı.
önceki gün 4de kalkmamdan gayrı 1 de sızıp dünyanın en saçma saati olan 5 de uyandım tekrar. gidip duş aldım. iştahım hiç yok gerçi ama ramazana denk gelen ay deolayısıyla gaza gelinip alınmıi sadece ucu yolda yenmiş pideden bi o kadar daha yedim. odamı olabildiğince karanlık tutarım. camı açmaya çok korkarım genelde. hafiften araladım koyu perdeyi allahtan karanlıktı hala gece sanıyodu sabah kendini.
birin çok beni gibme gazıyla uzun zuzn araştırıp, tavsiye ettiği bilgisayarımı açıp boş boş oynadım mausla saaat 7 olsa her şey çok süper olacaktı inceden poaça ve kızılay. ankaranın sabah saatleri ankaranın en sevimsiz saatleridir ki ankara her saat sevimsizdir alışık olmayana. hele ankaralı değilsen ve yeni inmişsen o şehire, neredeyim lan ben diye bnersin dolumuşa saçma sapan beklersin yarım saat. çünkü kimse kızılaydan bi yere gitmemektedir aslında herkes kızılaya geliyodur o saatte.
akşamda tam tersidir. kızılaya kolayca gidersin yukarı taraflardan ve ben 5 aydır hep rahatça gidiyordum akşamları yıldızdan kzılaya. yolunu unuttuğum evime yabancıydım 3 gündür.
ben gibsen uyuyamam sarhoş olmadan yabancı bi yerde. işkencelerin en güzelidirve 3 gündür nedin hesabını verdim acaba diye düşünerek çıktım evden ve sokağı görür görmez kayboldu bütün mutsuzluğum ve enerjim.
ankarayı bilmeyen anlamaz ama ankara sabahları çok güzeldir aslında lan. herkes tak atar durur her şeyine zavalının yemediği yannan kalmamıştır 1938den beri. kırsal adamlar sever bi tek. birazda karşıyakalılar tutar ankarayı. herkes terkeder. o yüzden dostluklar çok bakidir ankarada. hep kalanlar kalmıştır sadece.
dolmuşa uzun süredir almadığım dergiyi alıp ve limona içip bindim ykm'nin önüdeki büfeden. üstünce ankaragüü poları olan sarışın bebeyi gördüm gene büfede. ona gitmiş bi hal vardı poların. bursalıların eskişehirlerin giydiği gibiydi üstünde.
gibsen hatırlamıyorum kaç aydır yıldızdan nasıl gelip gitiğimi ama yıldız dolmuşundayum. o bindi bu bindi yola çıktık. atakuleden dönüp biraz inice indim. en sevdiğim yerleri ankaranın bu muhitler. 3 bayiyle kendini şirket sanan boş gazlı insan bilmem nesiyle görüşmeek için verilen 1.750000 ne kadar luzumsuzmuş ve bira şişeleri ne kadar çok para ediyomuş. 1 dolmuşa binikten sonra inice 2 bira daha içebildim ama kesecek gibi değil
2. birada anlıyorum ki, lan biriyle ayrılmayalı ne kadar çok olmuş fark edşyorum ki ilişki şart harbiden. sırf birinden ayrıl için bile lazım. sırf sirazum için lazım çok ihmal ettik sirozumu lan. onun ne zütünde extacyle parçöalanan uyku ilaçları oldu hayatında. hemen ayrılmam lazım karar veriyorum ve bu sebepten ötürü hemen bi adam bulmam lazım... sevmem lazım. işte bi hatunun yarraaa yediği an kim bilir nasıl bi am-züt başkanına vericem ilk sosyalleşmemde.
Tümünü Göster