1. 7426.
    +7
    Tip tip bakıp koluma girdi, beni banka doğru sürükledi, oturup denizi ve iyice kızıllaşan ufku izlemeye başladık, az açıkta, ne iş yaptığı belirsiz, irili ufaklı gemiler demirlemiş, küçük tekneler aheste aheste salınıyorlar suyun üzerinde..bir kaç dakika oturduk öyle, iyice sokulmuştuk birbirimize.. sıcaklığı kolumdan, omzumdan başlayıp bütün vücuduma yayılıyor, tatlı tatlı ısıtıyordu hücrelerimi.. yeniden kolumu omzuna attım, o da iyice sokuldu bana, saçlarının üzerine bir öpücük kondurdum (artık doğal halleri olan düz şekildeler).

    Biraz sonra ayça konuştu tekrar,

    “mutlu musun şu an?”

    Aslında bu soruya “mutluluk göreceli bir şey” gibi gıcık ve felsefik bir yanıt vermek isterdim (zaten genelde benden beklenen de budur x) ) ama ilk kez işi basitleştirmek istedim,

    “evet, sen?”

    “ben de..çok mutluyum..” dedi ve boynuma küçük bir öpücük kondurdu, sonra tekrar yasladı yanağını..

    “yatağın dışında da bir şeyler paylaşabilmemiz güzel bence” dedi cıvıldayarak,

    Hay ebenin be…yok abi, kaçamayacağız.. illa o romantik konuşmalara giricez.. illa şu güzel ortamı bozucaz aq..tamam lan.. tamam, madem öyle, madem kaçış yok bu toz pembe muhabbetlerden, okey anasını satayım…yaparız…ama sonra “sen bana böyle böyle diyordun hani, sonra niye böyle oldu” dersen ağzının üstüne vurrum sümsüğü..
    ···
   tümünü göster