1. 51.
    0
    Kopi peyst değil alın teri, alın da ingilizce görün.

    Böyle davranmak, Utterson için hiç de güç bir şey değildi; çünkü, aslında
    duygularını belli etmeyen bir adamdı. Dahası, dostluklarında bile böyle mezhebi
    geniş bir uysallık vardı. Dostlarını rasgele, oldukları gibi kabul etmek ancak
    alçakgönüllü bir insanın işidir. Bizim noter de böyleydi. Dostları, ya akrabası ya
    da çok eskiden beri tanıdığı kimselerdi. Sevgisi zamanla büyüyüp gelişen
    sarmaşık gibi, bağlandıklarını ayırdetmezdi. Belki de uzaktan akrabası ve kentin
    tanınmış kimselerinden biri olan Richard Enfield'e karşı duyduğu bağlılık da
    bundan ileri geliyordu. Bu iki hısım, birbirlerinde beğenecek ne bulur ya da
    konuşacak ne ortak konuları bulunabilir, kimse anlayamazdı. Pazar
    gezmelerinde onlara raslayanlar, "hiç konuşmadan, besbelli canları sıkılarak
    yürürler; bir dostlarına raslayınca sanki içlerinin açıldığı belli olur," derlerdi.
    Buna karşın, ikisi de bu gezintilere çok değer verirlerdi. Haftanın tek eğlencesi
    saydıkları bu gezintiler için yalnızca başka eğlence fırsatlarını bir yana
    bırakmakla kalmaz; iş için gelenleri bile geri çevirir, böylece bu gezinti zevkinin
    aksamamasına bakarlardı. =

    No doubt the feat was easy to Mr. Utterson; for he was undemonstrative at the best, and even his friendship seemed to be founded in a similar catholicity of good-nature. It is the mark of a modest man to accept his friendly circle ready-made from the hands of opportunity; and that was the lawyer's way. His friends were those of his own blood or those whom he had known the longest; his affections, like ivy, were the growth of time, they implied no aptness in the object. Hence, no doubt, the bond that united him to Mr. Richard Enfield, his distant kinsman, the well-known man about town. It was a nut to crack for many, what these two could see in each other, or what subject they could find in common. It was reported by those who encountered them in their Sunday walks, that they said nothing, looked singularly dull, and would hail with obvious relief the appearance of a friend. For all that, the two men put the greatest store by these excursions, counted them the chief jewel of each week, and not only set aside occasions of pleasure, but even resisted the calls of business, that they might enjoy them uninterrupted.
    ···
   tümünü göster