1. 101.
    0
    Hayalimdeki yol. Aslında böyle hani cennet yolu gibi derler ya. Renkli ışıklı, çayır çimen falan o tip bişey.

    Su billur, parlak, akıyor dere sanırım. Sudan içiyorum ben. Ama su önceki gördüklerimden değil, hani sıvı ama katı gibi. Yani değişik bişey. Suya girmiyorum , girecek kadar da büyük değil. Dere yani. Ama koşmadan üstünden atlayamayacağım kadar da geniş.

    Fincan bi çin porseleni. Tabağı da var. Çok büyük değil. Yeterli diyelim. Çok fazla mozaiği yok, ama olanları da üçgen şeklinde gibi ve kahverengi. Kahverengi kırmızı desenler, ama kendisi beyaz. Porselenin bir süsü yok, yani düz fincan, olan işte mozaiği var sadece. Tabağı da aynı şekilde, onda da aynı grafik var.

    Anahtar gördüm, bu anahtar büyükçe, eski zaman kapılarını açan cinsten. Sarı ama parlak değil çok. Hani eskiden kalmış belli. Onunla nereyi açacağımı bilmiyorum ama cebime koysam da iyi gibi. Hiç olmadı deseni falan var mı diye bakarım. Nereyi açtığı hakkında fikir edinebilirim diye yanıma alıyorum.

    Ayı bana koşunca ben de kaçtım. Bayaa kovalaştık, sonra gitti. Yani sanırım bölgesini işgal ettim gibi. Yani benle birebirde derdi yok. Ama tedirgin etti tabi başka ayılar da olabilir.

    Çıktım duvara. Sırf merak. Birinin evi varmış böyle büyük konak gibi. Terkedilmiş gibi değil ama bakımsız. ilginçtir bahçesi de bir o kadar bakımlı. Eski böyle heybetli konaklardan. Yazı da paslıydı zaten hani zamanında asmışlar, ama şimdi o kadar da bi ehemmiyeti kalmamış.
    ···
   tümünü göster