1. 51.
    0
    panpalarım ben de şöle bişi söyleyeyim.23 yaşındayım. hayatımın en büyük kararlarını alırken son sözü hep ailem söyledi.

    ve şu anda resmen sıçtım battım hayatım kaymış durumda.şu 3 günlük dünyadan ne kadar beklentim varsa

    ( güzel iş, güzel eş, gezmek, tozmak... vs ) hepsi kpss den atanabilmeme bağlı. cidden bitiğim.

    ailem beni çok bastırdıysa da ben yine de dört duvarda büyümedim şükür.tam sokak çocuğu gibi büyüdüm.

    pazarda su sattım, teneke kutu topladım, köpekçilik yaptım, balicilerle bile takıldım.

    sabah evden çıktım mı gece babamın bağrış çığrışlarıyla eve girerdim.o yönden bana bunların kattığı çok şey olduğunu

    söyleyebilirim. fakat şöyle bir şey var. benim annem babam öğretmendi. doğma büyüme taşralıdır bizimkiler. bağlı bahçeli,

    geniş aile, müstakil evde büyümüşler.ben 4 yaşındayken şehir merkezine taşındık. eğer ailemden ötürü bir sorunum varsa

    o da şudur ; aynı diğerlerinin söylediği gibi kıyaslama her zaman zaten oldu. ikincisi de özellikle liseden itibaren

    büyük bir baskı oluştu üzerimde. peder resmen şakirt olmamı istiyodu biraz eski kafadır. diğer yandan okuduğum lise de

    yaşadığım yerin en iyi lisesiydi.ve birazcık da sosyetikti. benim ailem ve büyüdüğüm çevrem daha muhafazakar kalıyordu.

    kendi dünyamda, kendi içimde çok büyük çatışmalar yaşadım.hep bi çelişki hep bi çelişki... benim gibi dindar ailelerin

    çocukları hep çok silikti. sanki yoktular. sesleri çıkmazdı ve ot gibi yaşamak onlara has bir durumdu bizim okulda.

    ben asla öyle olmayı kabul edemezdim ve etmedim veya edemedim.ama tamamen o diğer kodomanların, zenginlerin çocukları

    gibi de olamadım. okulun en güzel kızlarıyla onlar çıkarlardı.en popüler onlardı.en mutlu onlardı.en çok gülen onlardı.

    en karizma onlardı. hocalar onlara başka bize başka muamele yapardı. yani ben aynı ayakkabıyla 2 sene geçiriyorsam

    okula arabasıyla gelen çocuklarla nasıl yarışabilirdim ? Onlar varken ben hoşlandığım hatta aşık bile olduğum kızların

    çoğuna uzaktan bakmakla yetindim. Manitasını evine zütüren, beraber kalan çok çocuk vardı.Ben tabi ki bunları aklımın

    ucundan bile geçiremezdim öyle bi ailem yoktu. Arkadaş olmak bile belki ayıptı ya bir şey derlerse? sonra rezil olurum

    hem kıza hem çevreme. zenginlerin kodomanların çocukları ve çalışkanların toplandığı bi okuldu bizimkisi. böyle zor

    çelişkilerle bitti gitti lise. sonradan bu çelişkiler bittiyse de o zamanlardan kalan bi iz illaki var. peki bunu neden

    anlattım? eğer dediğim gibi daha zengin ve daha geniş görüşlü bi ailem olsaydı yaşadığım çok çelişkiyi ve çekinceyi asla

    yaşamazdım. çok daha atılgan, cesur ve özgüvenli olurdum. çoook şey farklı olurdu eminim. konfiçyüs geçmiş asla silinmez

    demiş.bir insanın bazı özellikleri ve nitelikleri kazanabilmesi için kesinlikle çocukluk ve lise döneminde aileden

    alması gereken şeyler var. bence o dönem deneme-yanılma veya tecrübe dönemi. orda ben büyük baskı gördüm

    olmak istediğim kişi olamadım hep arada kaldım.ve kendimde o dönemden kalan ekgiblikleri hala

    -6 sene geçmesine rağmen- tamamlayabilmiş sayılmam.

    ekonomik özgürlüğümü kazanmadan ve kendi hayatımı kuramadan hep bazı şeyler ekgib kalacak biliyorum.

    edit : beklediğim bi başlıktı o yüzden uzun yazdım. okumayan okumaz ak
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster