yine o sevmediğim pahalı restoranlardan birindeydim. bana hiç çekici gelmiyordu aslına bakarsanız. hala çekici gelmez ya neyse... baş başa yemeğimizi yedik şarap eşliğinde. güzel bir muhabbet geçti aramızda. ciddi konulardan bahsetmek yerine hep güncel olaylardan konuşmuştuk. ortam artık beni boğuyordu. aklıma mirayı yemeğe getirdiğim gün geldi... tüm neşem alt üst olmuştu, teyzeme belli etmeye çalışsam da...

+teyzecim burdan kalksak ya?
-nereye gidelim?
+gençlerin arasına karışmak ister misin?
-ahahah ne işim var gençlerin arasında. diskoya gidip oynatcak mısın kız beni ahahha
+meyhaneye gidelim mi?bildiğim çok şirin bi yer var.ne dersin?
-bu kıyafetlerle mi?
+merak etme tanıyorum ben sahibi. şahabettin amca çok iyi bi insandır.

suratı değişti birden... gerilmişti.

-sen meyhanelere mi gidiyorsun?
+ya 3-5 kere gittim işte. onur zütürmüştü bi kere. miraylarla toplanıp gittik. sonra beğendim orayı bi kaç kez tek gittim.
-annenin haberi var mı bundan? nasıl tek başına meyhaneye gidebiliyorsun merve ya?
+teyze sıkılmaya başladım. kalkalım mı?
-bana cevap vermeni istiyorum. senin yaşında bi kızın meyhanelerde tek başına ne işi var?!
+öyle bi yer değil. gençler gidiyo.hem ufacık görsen çok hoşuna gider. sahibinide tanıyorum diyorum sana teyze.saf değilim ben. kötü bi yer değil gerçekten.
-senin yaşın kaç benim yaşım kaç merve. benden iyi mi bileceksin?
+gidelim gör olur mu?daraldım zaten. hadi.
-konuşucaz seninle merve...

hesabı ödedi. kalktık... o küçük meyhaneye doğru yola koyulduk.