1. 1.
    -2
    Oysa Amerika ve Avrupalılar’da bu erişkin tipi laktaz yetersizliği çok azdır. Bizdeki oran yüzde 50-70’ler civarındaysa, Orta Asya’da ya da Afrika’da yüzde 100’se, Avrupa ve Amerika’da yüzde 10-20 civarındadır. Laktoz entoleransı tam olarak nedir? Yeni doğan bebeklerde, süt şekerini, yani laktozu parçalayan laktaz enzimi en yüksek seviyededir. Çünkü anne sütünün içindeki temel şeker odur. Ama daha sonra azalır. Çünkü dediğim gibi atalarımız başka bir hayvanın sütünü kullanmazmış. Mesele bu! Yalnız sütün şöyle bir özelliği var; süt çiğ olarak alındığında laktoz entoleransı, yani laktoza hassas olma diye bir şey olmaz. Mesela Afrika’da, Arabistan’da birçok toplulukta deve sütünü hemen sağıp içerler. Onlarda bu yönden bir şey olmaz. Çünkü siz onu ısıl bir işleme tabi tutmadığınız sürece çiğ sütün içinde o laktazı parçalayacak laktoz enzimi tahrip olmaz. Yine çeşitli proteinleri sindirecek enzimler de vardır. Ama siz onu ısıl işleme tabi tuttuğunuz zaman yok ediyorsunuz. Prof. Ahmet Rasim Küçükusta, “Kutu sütler ölü sütler” demişti... Evde alıp kaynattığınızda da süt ölüyor. Çünkü ekşimeyi ve sütün kesilmesini engelliyorsunuz o sırada. UHT’de ise bunun daniskası yapılıyor. Çünkü normal şartlarda evde 135 derece sıcaklığa ulaşamazsınız. En fazla bir sıvıyı bir atmosfer basınçta 100 dereceye kadar kaynatabilirsiniz. Daha fazlası olmaz. UHT ile bu sütleri 135 dereceye çıkartıyorlar. Bunun için de yüksek basınç kullanmaları gerekiyor. Yüksek basınç kullandığınız zaman o süt proteinleri de çok ciddi tahribata maruz kalıyor. Bütün enzimler de ölüyor, ama böylece sütün ekşimesi engellenmiş oluyor. Geriye ne kalıyor? Geriye biraz protein parçacıkları kalıyor ama onların da yapısı değişiyor. O nedenle en alerjik gıda süttür. Açık ara! Son yıllarda ise muazzam bir artış göstermiştir. Diyelim ki Türkiye’de 20 yıl önce bir alerji varsa, şimdi bu 10 olmuştur. 10 katı artmasının sebebi ne? Bu UHT dediğimiz kutu sütlerin ve pastörize sütlerin daha fazla kullanılması! Ama siz sütü mayaladığınız zaman o tahrip edilen enzimlerin önemli miktarı geri geliyor, bu arada sütün içindeki laktoz miktarı da düşüyor. Çünkü mayalanmayla o faydalı mikroplar geri geliyor ve sütün içindeki süt şekerini parçalayan laktaz denilen enzimi üretiyorlar. Öyle olduğu için, çıkıp da erişkin bir insan olarak siz “Yarım kilo süt içeyim” derseniz genelde karın ağrısı yapar, ama bir oturuşta 1 bir kilo bile yoğurt yiyebilirsiniz, bir şey olmaz. Laktoz entoleransı işte odur. Aynı tip sütü verdiğiniz sürece bu olaylar olacaktır Peki sizce öğrenciler niye hastanelik oldu? Bazı veliler, “Bizim çocuğumuz zaten süt içerdi ama şimdiye kadar hiçbir şey olmamıştı” diyor. Bu yüzden bizim bu vakaların çok yüksek oranda enfeksiyon olduğunu kabul etmemiz lazım. O zaman problem çocuklarda değil, sütte? Tabii! iyi ama UHT sütlerde mikrop olmuyor dediniz. Öyleyse miadı dolmuş olabilir mi bu sütlerin? Bu sütlerde miadı dolmuş diye bir şey de yok. Dr. Yavuz Dizdar’ın dediği gibi, bu sütler dayanıklı beyaz eşya gibi! içlerindeki faydalı mikroplar, prebiyotikler ölüyor. Bu prebiyotiklerin birinci görevi sindirimi sağlamak, ikincisi ise bağırsaklarımıza gelen zararlı maddeleri elimine edip, aşağıdan atılmasını sağlamak. Böylece bağışıklığınızı güçlendiriyorlar. Bu probiyotikler olmadığında bütün bunlardan mahrum kalıyorsunuz. Artı bir de o süt proteinlerinin tahrip olması, parçalanması nedeniyle, bağırsak da her maddeyi geçirmezken, geçirir hale geliyor ve süt proteinleri kana geçiyor. Kana geçtiği zaman vücut bunları düşman geldi diye tahrip etmeye çalışıyor. Tahrip ederken en basiti alerjiler oluyor. Döküntüler, kurdeşenler gibi... Ama o işin sadece küçük bir boyutu. Daha büyük boyutu, otoimmün dediğimiz çok sayıda, triod, astım, Multiple Skleroz gibi hastalıklara yol açıyor. Çünkü vücut o proteinleri zararlı diye tahrip ederken kendisini de tahrip ediyor. Bir de, artık dikkat incinlığı ve otistik çocuk vakaları çok geliyor. Binlerce çocuk baktığım için biliyorum, bunlarda da çok ciddi süt bağımlılığı var. Nasıl? Aslında birçok çocukta vardır süt bağımlılığı. Sütten bir türlü ayrılmak istemez çocuklar. Bu çocuklara baktığımız zaman ağrı hislerinin de çok yoğun olmadığını görürüz. Yani düşer, bir yerini vurur, başka çocuklar bas bas bağırırken, bu çocuklar ‘uf’ der, kalkar gider. Niye? Çünkü, kazein dediğimiz süt proteini iyi parçalanmadan kana geçince morfin gibi etki yapıyor. Bu da çocuğun algılamasını çok değiştiriyor. işte UHT sütlerin en hafifinden başlayarak yaptığı etkiler bunlar; dikkat incinlığı, hiperaktivite, daha da ilerisi otizm. Gıda alerji testi yaptırırsanız bunları çoğu zaman tespit ediyorsunuz. Sütü diyetten çıkarttığınızda da çocukta ağrı hissinin geri geldiğini, algılamanın ve konsantrasyonun daha iyi olduğunu, hiperaktivitenin de azaldığını görüyorsunuz. Süt UHT olduğu zaman mı bunları yapıyor? Tabii. Şunu da söyleyeyim, artık günlük süt kalmadı. Utanmadan günlük süt diyorlar. Bakıyorsunuz, 5 günlük miadı var. Peki hocam bu vakalar laktoz entoleransı değil dediniz. Laktoz entoleransında ne tür belirtiler oluyor? Laktoz entoleransında o süt şekerinin sindirimi son derece zor oluyor. Bunun için de etkileri çocukta ya da erişkinde aşırı gaz, karın ağrısı, yellenme, pis koku şeklinde çıkar. Nadiren, çok fazla alınıyorsa ishal de olunur ama insanlar artık daha fazlasını almazlar, o sütten rahatsız oldukları için... Onun için böyle bir tablonun birdenbire salgın olarak sadece belli bölgelerde, belli okullarda olması ve ishal olması bunun laktoz entoleransı olmadığını gösteriyor. Elbette o öğrenciler içinde bir grup, laktoz entoleransı sebebiyle de rahatsızlanmış olabilir ya da diğer çocuklara bakıp pgibolojik olarak da etkilenmiş olan çocuklar da vardır ama bunları ön plana çıkartmak hiç de doğru değil. Bu vakaları ancak enfeksiyonla açıklayabilirsiniz. Yani kutu sütler bozuk mu? Evet bozuk ya da paketlenirken mikrop bulaşmış. O kadar UHT işlemine rağmen? Yanlış anlaşılmasın, UHT sütte mikrop olmaz. Ama paketleme sisteminde mikrop bulaşmış olabilir. Çünkü 7 milyon tane kutu süt yapıyorsunuz. Çok hızlı bir şekilde yapıyorsunuz ve bir de bu işi ihaleye çıkarıp, en ucuz fiyat verene veriyorsunuz... Bu yüzden de bu olay enfeksiyon olarak kokuyor. Yoksa 200 ml sütle bu kadar çocuk hastaneye düşmez. Sadece gaz sancısı olur... Olsa olsa çocuk biraz yellenir, biraz “karnım ağrıdı” der. Bu büyüklükte bir hastane olayı olmaz. Bu da gösteriyor ki enfeksiyon kaptılar? Çok muhtemelen enfeksiyon. Bir de besin zehirlenmesi bu şekilde ishal tarzında çıkar. Tabii mühim olan aynı tip sütü siz verdiğiniz zaman bu olaylar devam edecek demektir. Bunun tedbiri alınmalıdır.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster