-5
CDO’lar... Çeşitleri ve yatırımcıları
iki çeşit CDO tanımlayabiliriz. Birincisi nakit CDO. Cebinizden 100’ü çıkarıp bir bono portföyü satın alıyorsunuz. Yanda da açıkladığımız gibi bu portföyün geri ödememe risk dilimleri var. Yani hem portföydeki bonoları seçeceksiniz... Hem de ne kadar default riski yüklenmek istediğinizi. Bu CDO nakit gerektiriyor.
ikincisinde, nakit sadece bir teminat olarak yatıyor. Bunun adı sentetik CDO ama mantığı aynı.
Bizi bu aralar ilgilendiren birincisi, yani nakit karşılığı satın alınan CDO’lar. Çünkü kargaşa buradan çıkacak.
Şimdi bu CDO kavrdıbına bir örnek verelim ve risk dilimlerinden ne kastettiğimizi açıklayalım.
Bir örnek
Bir Türkiye Eurobond yatırımcısı alacağız.
Dikkat ederseniz bir Türkiye eurobondu alan yatırımcı, parasını sadece tek bir borçluya yatırmış oluyor. Bu bir CDO oluşturamaz. Çünkü borçlu default ederse para gider. Bir default riski seçeneği otomatikman yoktur.
Şimdi yüzde 50-50 Türkiye ve Brezilya eurobondlarından oluşan bir portföy alalım. Bu portföyü bir bono olarak yatırımcıya satabilirsiniz. Bu da bir CDO oluşturmaz. Sadece varlığa dayalı bir menkul kıymet (ABS) olur. Brezilya veya Türkiye default ederse yine paranız gider.
Risk dilimleri
Şimdi bir şey daha yapalım. Yüzde 50-50 oranda Türkiye ve Brezilya’dan bir portföy oluşturalım. Ama aynı zamanda geri ödememe riskini dilimleyelim.
Şöyle... Bu iki oyuncudan hangisi ilk default ederse, tüm paranız gidecek. Bu birinci dilim. Örneğin, Türkiye default ederse paranız gidecek... Yok Türkiye iyi gitti ama Brezilya default etti paranız yine gidecek. Yani ilk default riskini üstlenmiş oluyorsunuz. Parayı yüzde 50-50 dağıtmaktan çok daha riskli.
Ama aynı nedenden dolayı getirisi de çok daha yüksek.
Öte yandan yüzde 50-50 Türkiye ve Brezilya portföyünü çok riskli buluyorsunuz. O zaman ikinci dilimi satın alın. Bu dilimde ilk default sizi hiç etkilemeyecek. Paranızı ancak hem Türkiye, hem de Brezilya default ederse kaybedeceksiniz. Dikkat edin paranız yine ortalama Brezilya ve Türkiye bonolarına yatırılmış durumda. Dağıtılan sadece default riski. ikinci dilimde, geri ödememe sizi belli bir zaman sonra vuruyor. Bu dilimin riski çok daha düşük olduğu için getirisi de düşük.
Yine de iyi
Ama eğer baz alınan borçlu sayısı artarsa bu çeşit CDO dilimlerinin getirisi yine de benzer ratingli bir bonoya kıyasla daha yüksek olabiliyor. CDO’nun çekiciliği işte burada. Default riskini istediğiniz gibi ayarlayabiliyorsunuz.
Dikkat ederseniz bu durumda sadece Türkiye eurobondu satın alan yatırımcıların yaptığı şey aslında pek akıllıca değil.
Hem daha yüksek default riski üstlenmiş oluyorlar…
Hem de daha az para kazanıyorlar.
CDO’ların moda haline gelmesinin bir nedeni bu.
---
Bugün CDO piyasasının fonlaması ve risklerini tartışıyoruz...
Bugünkü yazıyı “kesip” bir kenara koyun, önümüzdeki aylarda birkaç kez geri dönüp bakmak gerekebilir.
Ana konumuz CDO piyasasında fonlama ve riskler. Ama esas olarak CDO’larda leverage meselesini ele almak istiyoruz.
Yatırımcılar nasıl CDO’ya para yatırıyor… Ve buradaki risk yönetimi koşulları ne?
Bu nokta açığa kavuşmadan önümüzdeki ayların dinamiği tam olarak anlaşılamaz.
Ayrıca, CDO’lar özellikle de sentetik CDO’lar çok önemli enstrümanlar. Dünyanın en büyük piyasası olma yolunda…
Bu da konuya ayrı bir önem kazandırıyor.
Diğer bir deyimle bir taşla iki kuş vurmuş oluyoruz.
Önemli bir enstrümanı tartışırken... ileride yaşanacak günlük piyasa hareketlerini de açıklığa kavuşturuyoruz.
Her zamanki gibi…
Yazıyı en sonuna kadar okumayı ihmal etmeyin. işin püf noktası genelde orada oluyor.
---
CDO nedir?
En kısa şekliyle CDO’ya bir çeşit portföy diye bakın. Varlığa dayalı menkul kıymet de diyebiliriz. Ama bu esasta Asset Backed Security’nin (ABS) çevirisi. CDO, ABS ile aynı şey değil.
CDO dilimlere ayrılmış bir portföy diyelim. En kritik özelliği de bu geri ödememe risk dilimleri. Bir portföydeki default riski sınıflara ayrılıyor yatırımcılara değişik fiyatlardan satılıyor.
Risk almasını sevmeyen yatırımcı default’a karşı büyük bir tampon oluşturabiliyor... Öte yandan default riskinden çekinmeyenlerin güvencesi daha az oluyor…
Hatta hiç de olmayabiliyor.
Şimdi bu dilimlere bakalım.. En riskli dilimin adı equity dilimi (equity tranche.) Bu dilim yüzde 3’e kadarki default riskini üstleniyor. ilk defaultta para kaybetmeye başlıyorsunuz… Hedge fonları genelde bu dilimde.
Equity dilimi çok riskli olduğu için ratingi yok. Yani kredi riski çok yüksek.
Arkasından Mezzanine dilimi geliyor ki… Kurumsal yatırımcılar genelde bu dilimde.
Mezzanine, yüzde 3’ü ile yüzde 6 arasındaki defaultlardan sorumlu. (Örneğin 5 yılda 100 borçludan üçü default ederse Mezzanine para kaybetmez. Ama 4 default olursa, yatırılan paranın üçte biri gider.) Mezzanine yatırımcısı darbe yemeden 3 şirket default edebileceği için buradaki kredi riski daha düşük.
Bu dilimin ratingi genelde BBB– ile BBB+ arasında değişiyor.
Riski daha da düşük olan dilimlere senior ve süpersenior adı verilmiş. Supersenior yüzde 12 ile yüzde 22 arasındaki defaultlardan sorumlu. Yani yatırımcısı bir darbe yemeden portföydeki 10 oyuncu default edebilir.
Bu dilimin ratingi aslında AAA’dan bile daha yüksek. Elbette elde edilen getiri de çok düşük. Yılda 5-8 baz puanı olağan bir getiri.. Getiri portföyde kimlerin olduğuna bağlı. Bu da CDO’nun kalitesini gösteriyor.
---
Kritik nokta... CDO’lar ve hedge fonları
Default riski çok düşük bir nakit CDO dilimleri aldınız diyelim. Ratingi A- olsun.
Beş yıl boyunca defaulttan etkilenmeniz olasılığı sıfıra yakındır. Yani geri ödememe riski çok düşüktür. Bunun için de getirisi (normal olarak) yılda 60 baz puanı gibi bir şeye gelir..
Böyle bir para kimi zengin eder ki?
işte mesele de burada. Geri ödememe riski düşük olduğu için hedge fonları şöyle bir strateji uyguluyor.
Yatırımcıdan 100 alıyor. Bundan Libor kazanıyor. Bu 100’ü repo piyasasında teminat (haircut) olarak tutup 10 veya 15 misli borç alıyor. 100’lük CDO dilimi satın alacağına, nasılsa default riski düşük, CDO’ya 1,000 veya 1,500 yatırıyor. (Yani leverage 10-15)
Bu durumda da kazanç 10 veya 15 ile çarpılıyor. Biz 12 diyelim.
Bir hesap
Getiriniz şöyle…
CDO’dan gelen brüt faiz geliri: (Libor + 60 ) çarpı 1,200
Borç faizi: Libor çarpı 1,100
Net geri…
Libor artı 720 baz puanı.
Veya günümüz koşullarında yüzde 12-13 gibi bir getiri.
Unutmayın. Bu yatırımın ratingi A. Vadesi 10 yıl.
Türkiye’nin gösterge eurobondu ise size yüzde 7 civarında bir getiri veriyor. Vadesi 25 yıl. Ratingi BB-.
Hedge fonlarının stratejisi
işte hedge fonları son yıllarda yukarıda ana hatlarını çizdiğimiz bu stratejiyi uyguladı. Dün burada verdiğimiz habere göre Sadece JP Morgan tarafından izlenen 1 trilyonluk CDO yatırımı var. Bunların yüzde 10’u hedge fonlarına ait... Ve yukarıdaki benzer stratejiler.
Kritik nokta şu...
Bu yatırımcılar repo ile fonladıklarından dolayı CDO dilimlerini mark-to-market yapma zorunda. Bu bir yükümlülük. Yani CDO’nun değerini o günkü fiyata göre yeniden belirleme zorunda.
CDO’ya yatırılmış olan paranın geri kalanı nihai yatırımcıya ait. Burada leverage yok. (Ama işin esası elbette daha karışık.) Mark-to-market burada bir yükümlülük değil.
Öte yandan bu yatırımcılarının farklı bir yükümlülüğü var. Denetleme kurumları tarafından getirilmiş. Buna göre kurumsal yatırımcılar portföylerinde sadece BBB- üstünde bir ratinge sahip olan CDO dilimlerini elde tutabiliyor.
Rating inerse... CDO’un satılması gerekecek.
Sonuç
Mesele şu ki... En moda CDO dilimi yanda değindiğimiz gibi Mezzanine idi. Bunların ratingi de BBB civarındaydı.
Yani CDO ratingleri inerse bundan ilk etkilenecek Mezzanine dilimi olacaktır. Ve yüz milyarca dolarlık CDO bir anda piyasaya sürülme durumu ile karşı karşıya kalacaktır. Daha zaman var.
Ama oyuncuları düşündüren işte tam işin bu püf noktası.
---
Büyük bankalar Türkiye’nin portföylerdeki ağırlığını artırıyor…
Seçim sonuçları şimdiden satın alınmaya başlandı. Oyuncular AKP’nin küçülmüş bir çoğunlukla yeniden iktidara geleceğini düşünüyor ve bunu olumlu bir gelişme sayıyor. Ayrıca AKP’nin sistemle her hangi bir sürtüşme içine girmeyeceği de varsayılıyor.
Bu olasılıkların şu anda yüksek olduğuna biz de katılıyoruz. (Ancak bazı sürprizlerle karşılaşmamız da mümkün.) Ancak bu dışarıdan kaynaklanacak yüksek volatiliteyi unutmamızı da gerektirmiyor. Mesele Türkiye’nin outperform etmesi olasılığı. Dışarıda bir CDO kargaşası çıksa bile Türkiye outperform edebilir.
En azından teorik olarak mümkündür.
Tümünü Göster