+1
-3
1.1. Ticari Faaliyetin Özellikleri
Bir faaliyetin ticari faaliyet olarak değerlendirilebilmesi için taşıması
gereken bazı özellikler bulunmaktadır. Buna göre;
• Faaliyetin yerine getirilmesinin sermaye ve emeğe dayanıyor olması
gerekmektedir.
• Faaliyetin devamlı olması gerekmektedir. (Bir takvim yılı içerisinde
birden fazla tekrarlanan veya birden fazla takvim yılında tekrarlanan
işlemlerde de devamlılık olduğu varsayılacaktır).
• Gelir getirici faaliyetlerin bir organizasyon dahilinde yapılmış
olması gerekmektedir (işyeri açma, işçi çalıştırılması, ticaret siciline
kaydolunması v.b.)
• Müessesenin, ticari ve sınai bir müessese şekil ve mahiyetinde
olması gerekmektedir.
1.2. Şirket Ortaklarının Durumu
Şirket ortaklarının gelir vergisi karşısındaki durumları, ortağı
bulundukları şirketin şahıs ya da sermaye şirketi olmasına göre farklılık
gösterir.
1.2.1 Şahıs Şirketlerinin Ortakları
Şahıs şirketleri; adi ve kollektif şirketler ile adi komandit şirketlerdir.
Adi komandit şirketlerde komandite ve komanditer olmak üzere iki
tür ortak bulunmaktadır. Komandite ortaklar gerçek kişilerden oluşur ve
sorumluluğu sınırsızdır, buna karşılık komanditer ortaklar gerçek ve tüzel
kişilerden oluşabilir ve sorumluluğu koydukları sermaye ile sınırlıdır.
Kollektif şirketlerde ortakların, adi veya eshamlı komandit şirketlerde
komandite ortakların ortaklık karından aldıkları paylar şahsi ticari kazanç
hükmündedir ve bu ortaklar kendi paylarına düşen karlarını ayrı ayrı beyan
etmek zorundadırlar.
Adi komandit şirketlerin komanditer ortaklarının şirket kazancından
aldığı pay, şirketin faaliyet konusu ne olursa olsun vergisi tevkif suretiyle
alınmamış menkul sermaye iradıdır.
Serbest meslek faaliyetinde bulunan kollektif ve adi şirketlerde ortaklar
ve adi komandit şirketlerde komandite ortaklar bu işleri dolayısıyla
serbest meslek erbabı sayılırlar.
12
Gelir idaresi Başkanlığı
1.2.2 Sermaye Şirketlerinin Ortakları
Sermaye şirketleri; anonim, limited ve eshamlı komandit şirketlerdir.
Dolayısıyla bu şirketler Kurumlar Vergisi mükellefidirler.
Anonim ve limited şirket ortakları ile eshamlı komandit şirketlerin
komanditer ortaklarının şirket kazancından elde ettikleri kazançlar kar
payı ve iştirak hisselerinden doğan kazanç sayıldığından bu kazançların
menkul sermaye iradı olarak beyan edilmesi gerekmektedir.
Ancak, eshamlı komandit şirketlerde komandite ortakların ortaklık
karından aldıkları paylar, şahsi ticari kazanç olup, gelir vergisine tabidir.
1.2.3. iş Ortaklıkları
Sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek veya
vakıflara ait iktisadi işletmelerin kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya
da gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek
ve kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan bu şekilde
mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler iş ortaklıklarıdır. Bunların tüzel
kişiliklerinin olmaması mükellefiyetlerini etkilemez.
iş ortaklığında mükellefiyet şekli ortakların isteğine bırakılmıştır.
Dolayısıyla işi üstlenen ortakların talebine bağlı olarak iş ortaklarının
mükellefiyet tesisi, kurumlar vergisi kapsamında olabileceği gibi “adi
ortalık” şeklinde de olabilmektedir.
2. TiCARi KAZANCIN TESPiT ŞEKiLLERi
Ticari kazanç elde eden mükellefler Gelir Vergisi Kanununa göre iki
gruba ayrılırlar,
• Esnaf muaflığından yararlanan ve gelir vergisine tabi olmayanlar,
• Esnaf muaflığından yararlanmayan ve gelir vergisine tabi olanlar.
Gelir vergisine tabi olan ticaret ve sanat erbabı ise, kazancın tespit
usulü bakımından ikiye ayrılmaktadır.
• Basit usulde gelir vergisine tabi olanlar, (Ayrıntılı bilgi için “Basit
Usule Tabi Mükellefler için Vergi Rehberi”ne bakınız)
• Gerçek usulde gelir vergisine tabi olanlar.
2. 1. Gerçek Usulde Vergilendirme
Basit usul koşullarını taşımayan gelir vergisi mükelleflerinin ticari
13
Ticari Kazancın Gerçek Usulde Vergilendirilmesi Rehberi
kazançları gerçek usule göre tespit edilir. Gerçek usule tabi mükellefler
tutacakları defterler yönünden iki sınıfa ayrılırlar:
• Birinci sınıf tacirler (Bilanço esasına göre defter tutanlar)
• ikinci sınıf tacirler (işletme Hesabı esasına göre defter tutanlar)
2.1.1. Birinci Sınıf Tacirler (Bilanço esasına göre defter tutanlar)
Aşağıda yazılı tüccarlar bilanço esasına göre defter tutarlar;
• Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satanlardan
yıllık alımları veya satımları tutarları Vergi Usul Kanunu 177.
maddesinde belirtilen miktarlardan fazla olanlar (2009 yılı için
yıllık alımlarda 119.000 TL veya yıllık satımlarda 168.000 TL,
2010 yılı için yıllık alımlarda 120.000 TL veya yıllık satımlarda
170.000 TL)
• Diğer işlerle uğraşanlardan bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi
iş hasılatı Vergi Usul Kanunu 177.maddesinde belirtilen miktarı
aşanlar (2009 yılı için 67.000 TL, 2010 yılı için 68.000 TL)
• Yukarıda yazılı işleri beraber yapanlardan iş hasılatının beş katı ile
yıllık satış tutarının toplamı Vergi Usul Kanunu 177.maddesinde
belirtilen miktarı aşanlar (2009 yılı için 119.000 TL, 2010 yılı için
120.000 TL)
• Her çeşit ticaret şirketleri
• Kurumlar vergisine tabi diğer tüzel kişiler
• Kendi istekleri ile bilanço esasına göre defter tutanlar
Bilanço esasına tabi olan mükellefler aşağıda yazılı olan defterleri
tutmak zorundadır:
• Yevmiye defteri
• Defteri kebir
• Envanter defteri
Bu defterlerin yanı sıra sürekli imalat işiyle uğraşanlar imalat defteri,
banka, banker ve sigorta şirketleri banka ve sigorta muameleleri
defteri, depo (ardiyeler) işletenler ambar defteri, yabancı nakliyat ve
ulaştırma kurumları veya Türkiye’deki temsilcileri hasılat defteri tutmak
mecburiyetindedirler.
Ayrıca anonim şirketler, damga vergisi defteri tutmak zorundadır.
Anonim şirket dışındaki diğer kurumlar vergisi mükellefleri ile kollektif ve
14
Gelir idaresi Başkanlığı
adi komandit şirketler ve bilanço esasına göre defter tutan gerçek kişiler
istemeleri halinde damga vergisi defteri tutabileceklerdir.
2.1.1.1. Bilanço Esasına Göre Ticari Kazancın Tespiti
Birinci sınıf tacirler, hesaplarını bilanço esasında tutacakları defterlerde
takip ederler.
Birinci sınıf tacirler, hesap dönemi sonunda bilanço çıkarırlar. Bunun
için işletmeye dahil mevcutları, alacakları ve borçları saptarlar ve Vergi
Usul Kanunu hükümlerine göre değerlerler. Ticari bilançonun vergi
kanunlarına uyumlaştırılmış haline mali bilanço denir.
Bilanço esasına göre ticari kazanç, mali bilançolar üzerinden hesap
dönemi sonunda ve başındaki öz sermaye tutarları arasındaki farktır.
Ayrıca, hesap dönemi içinde söz konusu işletmenin sahip veya
sahiplerince;
• işletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir,
• işletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Dönem sonundaki öz sermayenin dönem başındakine göre fazla
olan kısmı o dönemin ticari kazancı sayılır. Tersi durumda ise fark, zararı
gösterir.
(Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul
Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile Gelir Vergisi Kanununun 40
ve 41’inci madde hükümlerine uyulur.)
2.1.2. ikinci Sınıf Tacirler (işletme hesabı esasına göre defter tutanlar)
Birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar, ikinci sınıf tacir sayılırlar
ve ticari işletme hesabına göre defter tutarlar.
2.1.2.1. işletme Hesabı Esasında Ticari Kazancın Tespiti
ikinci sınıf tacirler, kazançlarını işletme hesabı esasında tespit ederler.
Bu usulde kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılatlarla,
giderler arasındaki müspet farktan oluşur. Giderlerin daha fazla olması
halinde zarar doğmuş olur.
işletme hesabı esasına tabi mükelleflerin genel olarak tutmak zorunda
oldukları tek defter, işletme hesabı defteridir. Bunun yanında mükellefler
yaptıkları işin niteliğine göre aşağıdaki defterleri tutacaklardır.
• Bitim işleri defteri
• Ambar defteri
Tümünü Göster