1. 1.
    0
    @5 bak en baştan düştüğünüz hata şu sorgulamadan inandığımıza kendinizi öyle bir inandırmışsınız ki biz ne kadar elbette sorguladık, kabul ettik desekte sizi inandıramayız. zaten önceki mesajımda da belirttiğim gibi böyle bir derdimizin olması bile saçma.

    dediğin şeylerin hepsini daha önce okudum da tartıştım da birileri ile, zaman zaman inançsızlığa doğru gittiğim bile oldu ama düşününce ve olaya ön yargısız yaklaşınca insan tatmin olabiliyor ve inanıyor neticede.

    bir örnek vermişsin peygamberin evine uygunsuz vakite gidilmemesi ile ilgili sanırım o bahsettiğin, peygamberin tüm inananlara örnek olduğu, dahası inananların onu örnek alması gerektiğini biliyorsundur ki buna sünnet dendiğini bildiğine de eminim. burada ziyaret adabından bahsediliyor, bunun sadece peygamber için geçerli olmadığı da açık. yani peygamberin evine olur olmaz vakitlerde gitmeyin denirken, bu genel için de geçerlidir. zaten sünnete uyulduğu taktirde tüm inananlar için geçerli olmuş oluyor, bunun getirdiği düzenlemeyi umarım anlatabilmişimdir.

    evlilik meselesine gelince, peygamber eşleri peygamber ile diğer kadınlar arasında irtibat kurulmasını sağlıyorlardı. mesela kadınlar peygambere soramayacakları soruları peygamber eşlerine sorup öyle öğreniyorlardı. yapılan evliliklerin bazılarında daha önce belirttiğim gibi cinsi münasebet bile olmamış, -sen buna inanır mısın bilmiyorum- ee hal böyle olunca neden evlenmiş acaba diye düşünüyor insan ve peygamber eşlerinin irtibatı sağlamaları meselesi mantıklı geliyor insana.

    kime ya müslüman olursun ya öldürürüm dendiğini merak ediyorum işin aslı, inanmayanların ikide bir öne sürdüğü bir konu bu. fetih diyeceksen fetihlerde din değiştirme diye bir şey yoktur. fatih istanbula girerken ordusundaki hıristiyan askerlerin sayısı az değildi.

    peygamber eşlerinin peygamberden sonra evlenmemeleri konusunu tekrar açıklayayım, kuran da belirtildiği üzere peygamber eşleri sizin annelerinizdir denmekte, yani inananlar peygamber eşlerini anneleri kabul etmektedirler. daha önce söylediğim peygamber eşlerinin peygamberden sonra evlenecekleri şahıslardan olacak çocuklarının peygamber çocukları gibi görülebilmesi hadisesi de var. bu arada üvey çocuklarda zaten kan bağı olmaz.

    kuranda anlatılan o dönemde bilinmesi imkansız şeylerden bahsedeceğim ama siz kuranı bilime uyduruyorsunuz gibi klagib bir cevapla karşılaşacağım. tek bir örnek vereceğim bu cevap gelir gelmez beni pekte ilgilendirmez, neden kuranda göğün 7 kat olduğu belirtilmiş? 5 değil, 6 değil, 8 değil 3 değil neden yedi? bunun için bir şeyler söyleyeceğine, bir şekilde yalanlamaya çalışacağına eminim, o yüzden de isteyen istediğine inansın, kimse de kimseye sen illa şuna inan buna inan, ya da seninki kötü ya bak benimki iyi vs demesin diye düşünüyorum.

    @10 eşitlik meselesi ile ilgili daha önce bir şeyler okudun mu bilmiyorum, anlatacağım şey sana göre mantıklı mı onu da bilmiyorum ama bana göre yeterince mantıklı.

    bir babanın bir oğlu bir de kızı olsa ve 3 parça mirası kalsa bu parçanın 2 si oğluna 1 i kızına kalır. böyle bakınca eşitsizlik gibi geliyor insana doğal olarak, yalnız o erkek evladın bakmakla yükümlü olacağı bir ailesi olacağını unutmamak lazım. kız evlat evlenir ve bakmakla(geçimlerini sağlamakla) yükümlü kimse olmaz, kocası kendisine bakar. erkek evlat ailesine bakmakla yükümlüdür. bakmak ile yükümlü olduğu birileri olmayan kız evlat ile bakmakla yükümlü bir ailesi olan erkek evlada aynı mirasın verilmesidir asıl adaletsizlik. herkese ihtiyacına göre veriliyor.
    işin diğer bir yanı kız evladın evlendiği adam da baba mirasından iki hisse alacaktır, hisselerin eşit olduğunu düşünürsek yine eşitlik sağlanmış olur. hisseler eşit olmasa bie daha önce belirttiğim gibi erkek evladın bakmakla yükümlü olduğu(geçimini sağlamak zorunda olduğu) bir ailesi var, kız evladın böyle(geçimi sağlama sorumluluğu) bir yükümlülüğü yok.

    velhasıl beyler benim inancım bana sizin inançsızlığınız size, taşşağınızın keyfine bakın.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster