1. 26.
    0
    @121 senin başbugunun nerede eğitim aldıgını biliyomusun?
    herkes kendi düşünceleri dogrultusunda birilerini örnek alır
    o herif fatih sultan mehmet'i ne bilim şeyh şamili filan örnek almış olabilir
    deniz gezmiş'inde örnek aldıgı kişi atatürktür
    biraz uzun olacak ama bi yazı paylaşıcam

    özeti bu: “Büyük Türk Milleti! Atatürk için toplanalım!
    Mustafa Kemal’in milli kurtuluş idealini yaşatmak için, Mustafa Kemal Devrimine saldıran karanlık güçlere dur demek için, Milletçe yabancı uşaklığına düşmekten kurtulmak için, Tam Bağımsız, Gerçekten Demokratik Türkiye için, Gazi Mustafa Kemal’in milli kurtuluşçu saflarında toplanalım!”

    Yürüyüşün başlarına geri dönelim. Deniz Gezmiş’ler Samsun’da Atatürk Anıtı önünde saygı duruşunun ardından bir bildiri dağıtmaya başlarlar:

    “Büyük Türk Milleti! Atatürk için toplanalım!

    Mustafa Kemal’in milli kurtuluş idealini yaşatmak için, Mustafa Kemal Devrimine saldıran karanlık güçlere dur demek için, Milletçe yabancı uşaklığına düşmekten kurtulmak için, Tam Bağımsız, Gerçekten Demokratik Türkiye için, Gazi Mustafa Kemal’in milli kurtuluşçu saflarında toplanalım!”

    Yürüyüşe geçtiklerinde ise Samsun çıkışında gözaltına alınırlar. Bir geceyi emniyette geçirdikten sonra mahkemeye çıkarılırlar. Savcı tutuklanmalarını istemektedir. Anlaşılan iktidar, gençliğin Mustafa Kemal’in ideali için eyleme geçmesini kabullenememektedir.

    Ancak Deniz’ler mahkemede çok etkileyici bir savunma yaparlar:

    “Burada 24 genç değil, Mustafa Kemal’in kendisi ve ilkeleri yargılanmaktadır.”

    Deniz’ler o sırada hakimin karşısında dimdik ayaktadırlar. Çünkü Atatürk’ün Bursa Nutkundan cesaret almaktadırlar:

    “Türk genci, inkılâpların ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve inkılâpları benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu, ‘Bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır’ demeyecektir. Hemen müdahale edecektir.

    Polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, ‘Polis henüz inkılâp ve cumhuriyetinin polisi değildir’ diye düşünecek, fakat asla yalvarmayacaktır. Mahkeme onu mahkûm edecektir. Yine düşünecek, ‘Demek adliyeyi de ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım’. (... )

    işte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği.”

    Deniz’lerin rehberi işte Atatürk’ün bu devrimcilik anlayışıdır. Bir yıl sonra, 23 Aralık 1969’da Doğan Avcıoğlu’nun çıkardığı Devrim gazetesinde yapılan bir röportajında Deniz Gezmiş, gençlik eylemleriyle ilgili bir soruya şu yanıtı verecektir:

    “Devrimci gençlik eylemi, Mustafa Kemalci zinde güçler saflarını birbirlerine kenetlemiştir. Mustafa Kemal adı, geniş öğrenci kitlelerinde daha fazla ağızdan ağza dolaşır olmuş, forumlarda Bursa nutku ve Gençliğe Hitabe tekrarlanmış ve bunlar uygulanmıştır. Emperyalistler ve işbirlikçileri, Gazi Mustafa Kemal’in çizgisinin geniş kitlelerde ve bütün zinde güçlerde yankılanmasından korkmuşlardır bugün.”

    Gerçekten de Türkiye’de kurulan Amerikancı-sağcı düzenin en büyük korkusu gençliğin Atatürkçü bir devrimcilik anlayışıyla mücadele etmeye başlamasıdır.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster