1. 26.
    0
    @1gibi oç göremedği somut gerçekleri anlatan çok güzel bir yazı ;

    4 kişilik bir aile eğer sağlıklı beslenecekse ve insanca yaşayabilecekse aylık asgari 3 bin 386 TL’ye ihtiyaç duyuyor.

    Bu kapsamda, ailenin “gıda, içecek vb.” için ayırması gereken tutar 1071, giyim ve ayakkabı için ayırması gereken tutar 212 TL…
    Diğer harcama kalemleri ve ayrılması gereken tutarlar ise şu şekilde belirlenmiş:

    Kira, su, elektrik vb. için 957, mobilya, ev bakımı vb. için 194, sağlık için 75, ulaştırma için 331, haberleşme için 145, eğlence ve kültür hizmetleri için 74, eğitim için 66, lokanta, yemek, otel vb. için 140, çeşitli mal ve hizmetler için 120 TL.
    Bir diğer önemli gösterge de, 2011 Nisan ayına göre yıllık olarak 2012 Nisan ayında açlık sınırının 120, yoksulluk sınırının ise 381 TL artış göstermesi… Geçtiğimiz yıl Nisan ayında açlık sınırı 951, yoksulluk sınırı 3 bin 5 TL idi..

    2012 yılında asgari ücret ise bir önceki yılın aynı ayına göre asgari geçim indirimi dahil, 630 TL’den 701’TL düzeyine yükselmişti

    Demek ki, işsizlik sorununu çözemeyen Türkiye’de bir de çalışan sorunu var…

    Çalışan derken CEO’ları kastetmediğimiz belli…
    Asgari ücret bu haliyle bilinmeli ki, hem başlı başına bir sorun hem de çok başlı(!) bir sorun…
    Bir kere yükü, ağırlığı, mesai saatleri ve verilen emekle hiçbir şekilde bağdaşmasa da, artık herkes asgari ücretle işçi çalıştırıyor…

    Mevcut işinde daha yüksek ücretle çalışanların gelirleri de tehlikede, çünkü taşeron şirketler zaten asgari ücretten bir kuruş fazla vermemek üzere kurulmuşlar sanki…

    Asgari ücretlenin hem çalışma koşulları çok ağır hem de gelirleri açlık ve yoksulluk sınırına yetişemiyor…

    Nasıl yetişsin?
    4 kişilik bir ailenin açlık sınırında dolaşmaması için beslenme ihtiyacı ve beslenme harcaması belli…
    Ayrı şekilde yoksulluk sınırı da belli…

    Peki nasıl oluyor da, böyle hassas bir konuda yıllardır, sürdürülen cimrilik, ülkenin ekonomik durumuyla açıklanıyor?

    Ülke ekonomisinin nereden nereye geldiğini anlatırken, ekonomiyi neredeyse uzaya taşıyanlar(!) bu iyilik halinden, asgari ücretlinin de yararlanması gerektiğini düşünmüyor ya da düşünemiyor…

    Galiba sorun refah anlayışında…

    Sadece belli kesimlere yarayan ekonomik büyümeler bazıları için o kadar yeterli ki açlık ve yoksulluk sınırını, sendikaların ‘fantezi’ hanelerine yazıp rahatlıyorlar…

    Yani onların hedefi refah değil. Aynı şekilde büyümeden her kesimin nasibini alması ya da gelir dağılımında adalet de değil…

    Oysa refah, ülkenin büyümesinden her kesimin eşit yararlanabilmesidir…
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster