0
Tağalp: Dağ gibi yiğit
Talas: Yelin kaldırdığı toz; kasırga, fırtına
Talay: Dal gibi ince, Ay gibi güzel; çok büyük göl, deniz
Talaz: Dalga, kasırga, fırtına.bkz. Talas
Talu: iyi, güzel, seçilmiş, seçkin
Tamar: Bkz. Damar
Tamay: Dolunay, ay'ın dolgun durumu
Tamer: Bütünüyle yiğit, tam yiğit
Tamerk: Tam güçlü, özerk
Tan: Güneş'in doğmasından önceki zaman, şafak
Tanalp: Şafak gibi aydınlık ve yiğit; şafak yiğidi
Tanay: Şafak kızıllığının Ay'ı, şafak vaktinin Ay'ı
Tanberk: Şafak gibi aydınlık ve sağlam kimse
Tanbey: Şafak beyi, şafak vaktinin beyi
Taner: Şafak gibi aydınlık ve yiğit; şafak yiğidi
Tanerk: Şafak gücü; güçlü şafak
Tangör: Şafağın doğuşunu gör
Tanıl: Herkesçe bilin, ünlen, tanın
Tanju: Yücelik, ululuk, Çinlilerin Türk hakanlarına verdiği unvan, Kağan, hakan, hükümdar. Bkz Tanyu
Tankut: Uğurlu şafak vakti; şafak uğuru; kutlu şafak
Tansel: Şafak vaktinin seli
Tansoy: Şafak gibi güzel soydan kimse
Tansu: Şaşkınlık verecek denli güzel şe, olağanüstü şey, insanları Hayran eden ve doğaüstü sayılan olay, mucize
Tanyel: Şafak vaktinin yeli
Tanyer: Şafağın doğduğu yer
Taran: Tarla, geniş toprak, geniş yer
Tarhan: Soylu kimse, bey varsıl kimse
Tarkan: Eskiden bey, vezir gibi kullanılmış bir san; saygıdeğer kimse; Dağılmış bir durumda olan, karmakarışık, incin
Taşan: Yükselerek bulunduğu yerin kıyısından aşan, kabına sığmayan
Taşar: Kabına sığmaz, coşar, coşkun
Taşkın: Taşmış bir durumda olan, coşkun; su baskını
Taylan: Uzun boylu ve yakışıklı kimse
Tekant: Tek yemin
Tekay: Biricik Ay,
Tekin: Bir tane, biricik, bir benzeri daha olmayan; beyoğlu, yiğit şehzade
Teoman: Hun imparatoru Mete'nin, yani Oğuz Han'ın babası
Tınaz: Ot ya da saman yığını; ekin yığını, yığı
Timuçin: Büyük Moğol imaparatorluğu'nun kurucusu Cengiz'in asıl adı
Timur: Demir; Timurlenk, aksak timur da denilen ünlü Türk-Moğol imparatoru, yıldırım Beyazıt' tutsak eden kimse
Tokcan: Doymuş kimse
Toker: Gözü gönlü tok yiğit
Tolga: Savaşta askerlerin başlarına giydikleri demirden yapılmış koruyucu başlık
Tolonay: Dolunay, Ay'ın on dördündeki durumu
Tolun: Dolgun, dolun, bedir
Tonguç: Ilk çocuk; çocuk
Toprak: Toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla çürümüş organik Cisimlerden oluşan ve üzerindeki bütün canlılara yaşama ortamı sağlayan madde; kara; ülke, yurt; topraktan yapılmış
Toros: Anadolu'nun güneyinde, Akdeniz boyunca uzanan ünlü sıradağ
Toygar: çayırkuşu, tarlakuşu, torgay, turgay
Tuna: Karaormanlardan doğup Karadeniz'e dökülen, Abrupa'nın Volga'dan sonra en uzun ırmağı
Tunacan: Sevgili Tuna, can Tuna
Tuncel: Tunçtan yapılmış el
Tuncer: Tunçtan yiğit, tunç gibi sağlam yiğit
Tunç: Bakır, çinko ve kalayın karışımından oluşan, pirince Benzeyen koyu kızıl alaşım
Tunga: Alper Tunga adlı söylence yiğidinin adından biri; yiğit, güçlü; Kaplan türünden yırtıcı bir hayvan
Tutku: Bir şeye karşı duyulan aşırı istek eğilim
Türkcan: Can türk, sevgili Türk
Türker: Yiğit Türk, er Türk
Türkmen: Oğuz Türklerinin bir kolu ve bu koldan olan kimse
U
Uca: Ulu, yüce, yüksek, erişilmez
Uğur: insana iyilik getirdiğine inanılan doğaüstü güç ya da bir iyiliğin muştucusu sayılan herhangi bir belirti; iyilik kaynağı olan şey
Uğuralp: Uğurlu yiğit
Ulaş: ("Varmak, ardından koşup yetişmek" anldıbına gelen "ulaşmak"tan Buyruk) yetiş, eriş
Ulu: Çok büyük erdemleri olan, yüce; erişilmez derecede yüksek ve büyük;
Ulualp: Yüce yiğit, ulu yiğit
Ulubay: Yüce ve zengin kimse
Uluhan: Yüce kağan
Umay: Hint Okyanusu adalarında bulunan güvercin büyüklüğünde Zümrüt yeşili kanatları olan, kemikle beslenen, üzerinde Uçtuğu kişiye zenginlik ve mutluluk getireceğine inanılan masal kuşu, devlet kuşu, devlet kuşu; tanrıça
Umut: Ummaktan doğan iç erinci, umulan şey, ümit
Ural: Asya'da bir sıradağ; bu sıradağlardan çıkıp Hazer Denizi'ne dökülen bir ırmak
Utkan: Ateşli kan, od kan
Utku: Birçok emek ve çekinceli uğraşmalar sonucu erişilen mutlu sonuç, yengi, zafer
Uygar: Uygarlığın olanaklarından yararlanan ya da böyle olanakları olan bir ülkede yaşayan
Uygur: VII. Yüzyılda Orta Asya'da büyük bir devlet ve uygarlık kurmuş olan Türk ulusu ve bu ulustan olan kimse
Uysal: Yumuşak başlı, söz dinler, söz anlar, uyar
Uzay: Bütün varlıkları her yandan kaplayan sonsuz boşluk
Uzel: Usta el, becerikli el, işe yatkın el
Uzer: Becerikli yiğit
Ü
Üçer: Üç yiğit
Ülgen: Ulu, yüce, yüksek, sağlam; iyilik tanrısı
Ülkü: Kişiyi umut içinde yaşatan, ulaşılmaya çalışılan yüce dilek, amaç, erek
Ünal: Ad sahibi ol, ünlen, tanın
Ünalan: Ad sahibi olan, ünlenmiş kişi, ünü olan kimse, iyi ad sahibi
Ünalp: Ünlü yiğit
Ünay: Ünlü ve ay gibi kimse, ünü olan Ay
Üner: Ünlü yiğit
Ünlü: Herkesçe tanınan, ün salmış olan, tanınmış
Ünol: Şan ol, ünlü ol
Ünsal: Her yana adını duyur
Ünver: Her yana adını duyur, çok tanınmış biri ol, ünlen
Ürkmez: Korkmaz
Ürün: Doğadan elde edilen yararlı şey
V
Varan: Giden, varan
Varlık: Var olan her şey; önemli, yararlı, değerli şey; var oluş; para Mal, mülk ve genel olarak zenginlik Varol her zaman yaşa
Vural: Vurarak al, vurup al.
Vurgun: Vurulmuş çok sevmiş kimse, tutkun
Y
Yağan: Yağış
Yağız: Koyu buğday rengi, esmer
Yağızalp: Esmer, yiğit, karayağız yiğit
Yalaz: Ateş dili, ateşin her yana uzanan dili, yalım, alaz
Yalazalp: Yalımlı yiğit, yalım gibi yiğit
Yalçın: Düz, çıplak ve dik; düz, kaygan, sarp, dik
Yalçıner: Sarp yiğit, dik yiğit
Yalgın: Ilgım, serap; aşı kalemi almaya ve aşılamaya elverişli ağaç, çiçek
Yalım: Ateşin dili, alaz, yalaz, yalaza, alev
Yalın: Çıplak; içine başka şey katılmamış, sade; gösterişsiz, süssüz
Yalınalp: Katışıksız yiğit, sade yiğit
Yalkın: Yalnız, tek, tek başına; ince, zayıf
Yalman: Düz, çıplak ve yassı taş; mızrak ucu; dik, sarp, yalçın
Yamaç: Dağın eğik yüzeyi, eğik yanı, bayır; karşı
Yaman: işbilir, kurnaz, becerikli
Yankı: Sesin bir yere çarparak dönmesiyle duyulan ikinci ses
Yavuz: Çok sert, yaman, yürekli, korkusuz
Yavuzalp: Korkusuz yiğit, yaman yiğit
Yenal: Yenerek al
Yener: Oyun, yarış, savaş gibi şeylerde karşısındakine üstün gelir
Yengi: Üstün gelme, yenme, utku, zafer
Yetkin: Yetişkin, olgunlaşmış, erişmiş
Yıldıralp: Korkutan yiğit, yıldıran yiğit
Yıldıray: Parıldayan Ay, ışık saçan Ay
Yıldırım: Büyük bir ışıkla gürültü çıkararak hava ile yer arasında olan elektrik Boşalması, şimşek; Osmanlı imparatoru Yıldırım Beyazıt'ın adından
Yiğit: Güçlü ve yürekli; delikanlı, genç, genç adam
Yiğitalp: Yiğitler yiğidi, erler eri
Yiğitcan: Güçlü ve yürekli kimse
Yöntem: Bir işte tutulacak yol, ereğe ulaşmak için tutulacak özenli yol
Yurdakul: Yurda hizmet eden, yurda kul olan kimse
Yüce: Yüksek, büyük, erişimez, ulu
Yücel: Yüce bir duruma gel, yüceleş, büyüdükçe büyü, yükseldikçe yüksel, Büyük ol, ulu ol
Yüksel: Yükseklere çık, yücel; ilerle
Z
Zafer: Amaca ulaşma, başarı - Düşmanı yenme
Zahit: Parlak yıldız
Zahir: Zekeriya'nın oğlu olan peygamber - Allah lütufkardır anlamında
Zekai: Zeka ile ilgili
Zekeriya: Erkek - Bir peygamber
Zeki: Çabuk anlayan, kavrayan
Zeynel: Zenelabidin'in kısaltılmışı
Zihni: Akılla ilgili
Ziya: Aydınlık, nur
Zobu: Itiyarı, delikanlı; hovarda
Zorlu: Güçlü; tuttuğunu koparan
Zobu: Itiyarı, delikanlı; hovarda
Zorlu: Güçlü; tuttuğunu koparan
Tümünü Göster