1. 26.
    0
    Öcal: Sana yapılan kötülüğün acısını çıkar, öcünü al
    Ödül: iyi bir işe, bir başarıya karşılık olarak verilen armağan
    Öğün: ("Övünmek'ten buyruk) kendi kendini öv, kendi kendini yücelt, övün
    Öğünç: Övünülecek şey, kıvanç, övünç
    Öke: Olağanüstü yetenekleri olan kimse, dahi
    Ökmen: Akıllı, zeki
    Öktem: Yürekli, yiğit, güçlü, görkemli; ünlü
    Ökten: Güçlü, yiğit
    Önal: Önce davran, başa geç
    Önalan: Önce davranan, önde giden, başa geçen
    Öncel: Birine göre kendinden, önce gelen, selef; yol açan, yol gösteren
    Öncü: Önder, yol gösteren, önde giden, bir işte yol açan
    Öncüer: Önde giden yiğit, öncülük eden yiğit
    Önder: Yol gösterici, kılavuz; büyük bir işte, toplumsal bir olguda önde giden, kendine başkalarını uyduran ve onları yöneten kimse, şef, lider
    Önel: Bir işin yapılması için verilen süre
    Öner: Önde gelen yiğit önde giden erkek
    Över: Bir kimsenin ya da bir şeyin iyiliklerini söyleyebilerek onun Değerini belirtir.
    Övgü: Övmek için söylenen güzel söz, övme
    Övün: Kendi kendini öv, kendini yücelt
    Övül: Başkasınca beğenil ve iyiliklerin söylensin
    Övünç: Bir niteliği nedeniyle övünme işi, sevinme, sevinç, kıvanç
    Özay: Özü Ay gibi
    Özbek: Yürekli, doğru, namuslu; Orta Asya'da yaşayan bir Türk boyu, Bu boydan kimse
    Özberk: Özü sert, özü sağlam
    Özcan: Bir kimsenin kendi öz canı olan
    Özdilek: içten dilenen şey, içsel dilek
    Özdoğa: Özce doğaya benzeyen kimse
    Özel: Yalnız bir tek şeye, bir ereğe ya da kimseye ayrılmış olan; her Vakit görülenden ayrı, alışılmıştan, olağandan ayrı
    Özen: Bir şeyi elden geldiğince iyi yapmaya çalışma, özenme
    Özenç: Bir şeyi elden geldiğince iyi yapmaya çalışma işi, özenme işi, özen
    Özer: Özü yiğit, özce erkek, yiğit
    Özerk: Kendi kendini yöneten
    Özgen: Yapıp ettiklerinden hiç kimseye karşı sorumlu olmayan, özgür
    Özgü: Belli bir şeyde ya da kimsede bulunan, başkasında olmayan
    Özgül: Pözü gül kimse; özellikle bir türle ilgili olan, o türe özgü olan
    Özgün: Hiç kimseye benzemeyen
    Özgür: Başkasının kölesi olmayan, eyleminde kimseye hesap vermeyen, hür
    Özinal: Özü inanç verici
    Özinan: Özü inandırıcı
    Özkan: Soylu kan
    Özler: Göreceği gelir, hasret çeker
    Özmen: Özlü kimse, içten kimse
    Özok: Özü ok gibi doğru kimse, doğru özlü kimse
    Özol: Bir şeyin en güçlü bölümü ol, özü ol
    Özsel: Özü sel gibi olan, kimse; içle ilgili, içsel
    Özsoy: Özü temiz, soylu kimse
    Öztan: Gerçek şafakn
    Öztekin: Biricik kimse, benzeri olmayan kimse; öz şehzade, tam bir şehzade
    Öztuna: Gerçek Tuna Irmağı
    Öztunç: Tunç gibi sağlam kimse, özü tunç
    Öztürk: Gerçek Türk; özü Türk, öz Türk
    P

    Pamir: Orta Asya'da yükseltilerle dolu kütle, yayla
    Par: Çeşme; bahçe, gül bahçesi, alev
    Pars: Etoburlardan, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, Yırtıcı bir hayvan
    Pasin: Eski bir Türk oymağını adı
    Pekcan: Sağlam, dayanıklı can; güçlü can; çok cana yakın
    Peker: Sert yiğit, sağlam, dayanıklı yiğit, sıkı yiğit, çok yiğit, pek yiğit
    Pekin: Kuşkuya yer olmayacak denli kesin
    Pekiner: Pek yiğit, kuşkuya yer olmayacak denli yiğit
    Pekşen: Çok şen
    Perk: Sağlam, güçlü, sert, berk
    Polat: Sertleştirilmiş demir, su verilmiş demir, çelik; çelik gibi sert
    Polatalp: Çelik yiğit
    Polathan: Çelik gibi sert han, çelik kağan
    Polatkan: Çelik kan, sağlam kan
    Pusat: Zırh ve korunma araçlarının genel adı; silah
    R

    Raci: Sezgi, anlayış, dikkat
    Rasin: Beyaz ay,dolunay
    Rasit: Dürüst, güvenilir
    Refik: Yüce,ulu
    Reha: Candan, cana yakın
    Renan: Kızıl kan
    Resat: Kahraman, cesur, savasçi
    Resit: Yigit, cesur
    Rusen: Sabah günes dogarkenki zaman
    Rüçhan: Orta Asya'da Tanri dağı,bir Türk boyu
    S

    Sağcan: Sağlıklı can, sağlıklı kimse
    Sağun: Saygıdeğer, kutsal kimse; hekim, doktor
    Sağlam: Dayanıklı, kolay bozulmaz; yıkılmaz; zarar görmemiş, bozulmamış; güvenilir, dürüst
    Salgır: Akarsu
    Salman: Özgür, hiç kimsenin kölesi olmayan
    Saltuk: Kendi başına bir varlığı olan; Doğu Anadolu'da kurulan
    Sanal: Ün kazan, ünlü ol
    Sanalp: Ünlü yiğit
    Sanberk: Ünü sağlam
    Sancar: Eski Türk adlarından; kısa kama
    Sançar: Sancar
    Saner: Ünlü yiğit, tanınmış kimse
    Sanlı: Çok tanınmış, herkesçe bilinenen, ünlü
    Saran: Çevresini kuşatan, çevreleyen; kollarının arasına alan; hoşa giden, beğenilen Sargın insanı saran, çeken, çekici; sevimli; candan, içten, yürekten, tutkun, istekli
    Sarp: Geçilmesi, çıkılması güç, çok dik
    Sarper: Dikbaşlı yiğit, sarp yiğit
    Sarphan: Sarp kağan
    Saruhan: Sarı kağan, sarı han; Saruhan, Selçuk uçbeylerindendi, Manisa'yı alarak Saruhanlı Beyliği'ni kurmuştu
    Savaş: Birbirine düşman iki ordunun çarpışması, silahlı eylem
    Saygın: Saygı gösterilen, güvenilir olan, saygı gören
    Sayhan: Saygı gösteren kağan
    Sayıl: Kendini saydır, saygı gör, önemsen
    Seçen: Iyiyi kötüden ayıran, seçme işini yapan kimse
    Seçkin: Seçilerek en iyi diye ayrılan; benzerleri arasında göze çarpan; seçilmiş
    Seçkiner: Herkesçe beğenilen yiğit
    Sel: Sürekli yağmurlardan ya da eriyen karlardan oluşarak önüne Gelen herşeyi alıp zütüren taşkın su
    Selçuk: Küçük sel; tezcanlı, evecen, hızlı; Selçuklulara adını veren Sultan Selçuk'tan
    Sencer: Halden bilen kimse; kale, hisar; Çağatay hanlarından birinin adı
    Sener: Sen yiğitsin
    Seren: "sermek" eylemini yapan; gemilerde yelken direği
    Sergen: Sergilenmiş olan, sergi; raf
    Sert: Kesilmesi, kırılması, çizilmesi ya da çiğnenmesi güç olan; hoşgörüsüz
    Seyhan: Çukurova'da Adana'dan geçerek Akdeniz'e dökülen büyük ırmak
    Seyhun: Orta Asya'da bir ırmak
    Sezgin: Sezme yeteneği olan kimse, sezici
    Somer: Katışıksız yiğit, tam yiğit
    Sona: Bir tür ördek, suna; artık ondan sonrası olmayan, sona gelen; (mecaz olarak) son çocuk
    Sonay: Artık ondan sonrası olmayan Ay; (mecaz olarak) son çocuk
    Soner: Artık ondan sonrası olmayan yiğit; (mecaz olarak) son erkek Çocuk, son yiğit
    Sorkun: Bir tür söğüt
    Soydan: Soylu, iyi bir soydan gelen
    Soyer: Soyu er, soyu yiğit, soylu yiğit
    Soyhan: Soyu han olan, kağan soylu
    Soykan: Soylu kan
    Soylu: Öteden beri temiz tanınmış, bir aileden olan, soyu temiz olan
    Sökmen: Selçuklular çağında Hasankeyf Artuklu Beyliği'ni kuran
    Sönmez: Sürekli olarak yanar, hiç sönmeden yanar
    Sözen: Iyi ve güzel konuşan kimse
    Sözer: Iyi ve güzel konuşan yiğit; sözünün eri kimse
    Süalp: Asker yiğit
    Süer: Er yiğit, yürekli kişi, asker yiğit
    Sümer: Aşağı Mezopotamya'da bir bölge Sümer ülkesi; M.Ö. 400 Yıllarında bu bölgede devlet kuran bir türk kavmi

    Ş

    Şahin: Küçük kuşlarla beslenen, eğitilerek kuş avında kullanılan, yırtıcı bir kuş sınıfı ve bu sınıftan bir kuş, doğan
    Şahinalp: Şahin gibi yiğit
    Şahiner: Şahin gibi yiğit
    Şan: iyi tanınma, ün
    Şanal: Adın her yanda duyulsun, ünün yaygınlaşsın, iyi ün sahibi ol
    Şanlı: Ünü yaygın, ünlü, iyi ün sahibi
    Şanlıbay: iyi ün sahibi ve varsıl kimse
    Şansal: Adını, şanını her yana duyur, şan ver
    Şanver: Ünün, şanın her yana yayılsın
    Şaylan: Kendini öven, övüngen; neşe saçan, sevinçli; ince, incelikli, nazik
    Şen: Yaşamından memnunluğunu davranışlarıyla gösteren, bunu çevresindekilere de yayan kimse, neşeli
    Şener: Neşeli yiğit, şen yiğit, şen erkek
    Şenol: Her zaman neşeli ol
    Şensoy: Soyu şen kimse, şen soydan
    Şimşek: Çok bulutlu, yağmurlu havalarda, buluttan buluta ya da yere elektrik boşalırken oluşan, kırık çizgi biçimindeki çok yoğun elektrik akımı; (mecaz olarak) çok hızlı kimse
    Şölen: Eğlenmek ya da bir güzel olayı kutlamak için yapı
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster