1. 26.
    0
    Dalan: Dal gibi olan, dal gibi ince yapılı
    Demir: Yeraltından çıkarılan, türlü iştekullanılan dayanıklı bir maden, bu madenden yapılmış olan
    Demiralp: Demir gibi sağlam yiğit
    Demiray: Demir gibi sağlam ve Ay gibi güzel
    Demircan: Demir gibi sağlam kimse
    Demirhan: Yakut Türklerinden olan Sular arasında tanrı sayılan ve dağ Başlarında oturduğuna inanılan kutsal ruhlardan biri
    Demirkan: Sağlam ve güçlü kan
    Deniz: Yeryüzünün büyük bölümünü kaplayan çok geniş ve tuzlu su
    Denizhan: Ünlü Oğuz Destanı'na göre, Oğuz Han'ın altı çocuğundan En küçüğü, eski Türklerin inanışına göre doğa tanrılarından biri
    Deren: Tırmık da denilen bir tarım aracı; ekini biçip toplayan, derleyen
    Derin: Dibi, yüzeyin ya da ağzından uzak olan, çok içten gelen ve içe işleyen kendi türünde son derecesine ulaşmış, derinliği olan
    Devrim: Kısa zaman içinde gerçekleştirilen ve olumlu yönde önemli niteliksel Değişimlere yol açan haraket
    Dikmen: Koni biçiminde sivri tepe, dağların en yüksek yeri, doruk, dik, Yerdeki orman, yayla, dikilerek oluşturulan ağaçlık, çam ve başka Ağaçların gövdeleri, dik olan yer
    Dilmen: Dil bilen kimse, dilci
    Dinç: Sağlık durumu iyi, güçlü, gücü yerinde, canlı
    Dinçalp: Güçlü yiğit, güçlü ve yiğit
    Dinçer: Güçlü er, güçlü kimse
    Dinçerk: Güçlü kuvvetli kişi
    Dinçtürk: Sağlıklı, sağlam Türk, güçlü Türk
    Diren: Karşı koy, dayan, harmanda sapları yaymaya yarayan, uzun çatallı, ağaçtan yapılmış bir tarım aracı
    Dirlik: Düzen içinde mutlu yaşam, mutluluk, sevinç, iyi geçinme, erinç
    Doğa: Kendiliğinden var olan, canlı, ve cansız nesnelerden oluşan, Kendini sürekli olarak değiştiren varlığın tümü, tabiat
    Doğan: Küçük kuşlarla beslenen, ava alıştırılarak kuş avında kullanılan, Akdoğan, çakırdoğan, aladoğan gibi türleri olan bir kuş, şahin
    Doğanalp: Şahin ve yiğit yiğit kimse
    Doğanay: Ayın ilk günlerinde Ay, yeni Ay (ayın ilk günleri doğan çocuklara verilir
    Doğu: Güneş'in doğduğu yönden
    Doğuer: Doğu yiğidi
    Doğuş: Doğma, doğma biçimi, yaradılış
    Dolun: Dolgun, dolarak biçimi yuvarlaklaşmış, ayın ondördü
    Dolunay: Yuvarlaklaşmış ay, dolgunlaşmış Ay, Ay'ın on dördü Çok güzel kimse, Ay gibi kimse
    Dora: Doruk
    Doruk: Dağların, tepelerin en yüksek noktası, tepe
    Durukan: Temiz kan, saf kan
    Durul: Berraklaş
    E

    Ediz: Değerli, ulu, yüce, yüksek
    Efe: Özellikle Batı Anadolu yiğidi, yiğit, zeybek, ağa, ağabey, kabadayı
    Efekan: Yiğit bir soydan gelen
    Ege: Ulu, büyük, Türkiye ile Yunanistan arasındaki denizin adı
    Egemen: Yönetimini kendi gücüyle, dışardan denetime bağlı kalmadan Sürdüren, üstün, sözünü, geçiren
    Ekin: Tahılın tohum olarak tarlaya atıldığı andan başlayarak harman Oluncaya değin aldığı duruma verilen ad
    Emre: Dost, arkadaş, sevdalı, tutkun, ünlü, Türk ozanı Yunus'un adlarından biri
    Engin: Yüksek olmayan, düzey bakımından düşük, denizin, karasularından Uzakta bulunan geniş bölümü, ucu bucağı görünmeyecek denli geniş
    Eralkan: Al kanlı yiğit
    Eralp: Yiğit erkek, yiğit kimse, yiğitler yiğidi,
    Eraltay: Altay dağlarından gelmiş yiğit
    Eray: Ay gibi yiğit
    Erberk: Sağlam, yiğit, sert yiğit
    Erbuğ: Yiğitler başı, komutan
    Erdağ: Dağ gibi er, dağ gibi yiğit
    Erdem: iyiliksever, acıma, alçakgönüllülük gibi övgüye değer niteliklerin genel adı
    Erdin: Ereğine ulaştın; Tanrı yolunda ermiş duruma geldin, olgunlaştın Yetiştin
    Erdinç: Dinç yiğit
    Erek: Ulaşılmak istenen, ardından koşulan şey, amaç, erişilmek istenen sonuç
    Erez: Buğday ve arpa tarlalarında yetişen deliceotu da denilen bir bitki
    Ergin: Olmuş, olgunlaşmış yetişmiş
    Ergün: Erken doğan güneş, yumuşak, uysal, sulu sepken, sulu kar
    Erim: Bir şeyin erişebileceği uzaklık, muştu, iyi bir şeye işaret olan durum, sevgi
    Erinç: Mutluluk içinde yaşama, dirlik
    Eriz: Yiğidiz, erkeğiz, er izi, er yolu
    Erk: Yaptırma gücü, güç sözü geçerlilik
    Erke: işe çevrilebilen güç,
    Erkmen: Güçlü kimse, güçlü erkek, sözü geçen kimse
    Erkut: Uğur getiren yiğit, uğurlu yiğit
    Erman: Er kişi, yiğit kişi
    Erol: Yiğit ol, erkek ol, er ol
    Ersan: Yiğit ünlü, er sanlı
    Ersin: "yiğitsin" "erkeksin" erişsin, ulaşsın, gelişsin, yetişsin, olgunlaşsın
    Ertan: Güneş'in doğma zamanından az önce, şafaktan önce
    Ertaylan: Yiğit ve uzun boylu kimse
    Erte: Sonraki, gün; şafak sökme zamanı; herhangi bir işteki ilk başarı
    Ertekin: Yiğit ve tek, yiğit ve biricik, biricik yiğit, yiğit prens.
    Erten: Erkek tenli
    Ertürk: Yiğit Türk, erkek Türk
    Erün: Yiğit diye tanınan, ünlü yiğit
    Eryiğit: Yiğit erkek
    Esen: Hiçbir sayrılığı, hiçbir sakatlığı olmayan, sağlık ve mutluluk içinde olan sağlıklı
    Esener: Sağlıklı yiğit
    Esentürk: Sağlıklı Türk
    Eser: Yel, sert esen yel; esme işini yapar, esinti olur yel olur
    Esmen: Esen yel gibi kimse
    Eti: M.Ö. 1900-1200 yılları arasında Anadolu'da büyük bir Uygarlık kurmuş olan Orta Asyalı bir ulus
    Evre: Bir olayda birbiri ardınca gelen değişik durumların Her biri, alınan yol aşama
    Evren: Var olan her şey, bütün varlıkların oluşturduğu bütün, kainat, dünya
    Evrim: Ağır ağır ve kendiliğinden olan değişim, kendiliğinden gelişme
    Ezgü: iyi kimse
    F

    Fatih: Fetheden
    Ferdi: Bireysel, tek başına.
    Ferhan: Sevinç, neşe. iyi haber karşısında verilen ödül. Güçlükleri aşıp bir yeri ele geçirme.
    Feridun: Tek başına, eşsiz.
    Ferit: Sıralanmış inci taneleri. Tek başına. Emsalsiz.
    Feyyaz: Berekeli, gür, verimli. Eli açık.
    Fırat: Bir nehir adı. Türkiye'den geçip Basra'ya dökülür.
    Furkan: iyi ile kötü, doğru ile yanlış arasındaki herşeyi gösteren.
    G

    Gediz : Su birikintisi, gölcük, Ege Bölgesi'nde bir akarsu; adını bu akarsudan alan bir ilçe
    Gencer: Delikanlı, genç yiğit bkz. Gençer
    Genç: Yaşı ilerlememiş olan, yaşlı olmayan, canlı, dinç
    Gençalp: Genç yiğit
    Gençer: Delikanlı, genç yiğit
    Geray: Açık maviye yakın, gök rengindeki Ay
    Giray: Uygun, yaraşır, eski Kırım hanlarının ünvanı
    Girgin: Herkesle çabucak ahbaplık, yakınlık kurabilen, sokulgan kimse
    Göğen: Gök, mavi, yeşillik
    Gökalp: Gök gözlü yiğit
    Gökay: Mavi Ay; gökyüzündeki ay
    Gökberk: Mavi ve gözlü ve sert
    Gökdeniz: Mavi deniz
    Göker: Gökyüzünün yiğidi, gök yüzlü erkek, mavi gözlü kimse
    Gökhan: Oğuz Han'ın oğlu
    Gökmen: Mavi gözlü ve sarışın kimse
    Göksagun: Mavi gözlü hekim
    Göksel: Gökyüzüyle ilgili
    Göktan: Mavi şafak, mavi tan
    Göktuna: Mavi Tuna
    Göktunç: Mavi gözlü ve tunç gibi
    Göktürk: 552-745 yılları arasında Orta Asya'da hüküm süren, Bumin Han'ca kurulmuş olan Türk devleti ve bu devletin halkından olan kimse
    Gönen: Mutlu ol, sevin
    Gönenç: Varlık, bolluk, mutluluk, sevinç
    Görkem: Gösteriş, görünüş, gürbüz, iyi gelişmiş, göz alıcı ve gösterişli olma hali, göz alıcılık, gösterişlilik
    Görkmen: Alımlı, yakışıklı yiğit, görkemli erkek
    Güçhan: Çetin han, güçlü han
    Güçkan: Güçlü soydan olan kimse
    Güçlü: Dayanıklı, zorlu, gücü olan, kuvvetli, sözü geçer
    Güçlüer: Dayanıklı, zorlu yiğit, güçlü yiğit, sözü geçer yiğit
    Güçlütürk: Dayanıklı, zorlu Türk, kuvvetli Türk
    Gültekin: Tek gül, biricik gül, gül gibi güzel ve tek, gül şehzadesi
    Gün: Güneş'in yeryüzüne saçtığı ışık, gündüz, güneş
    Günal: Kırmızı Güneş, al Güneş
    Günalp: Güneş gibi ve yiğit
    Günay: Güneş ve ay, güneş gören yer, güney
    Günberk: Güneş gibi yakıcı ve sert
    Günce: Gün'e benzeyen, günü gününe tutulan, anıların yazıldığı defter
    Gündoğan: (Güneş doğarken doğan çocuklara konulan adlardan) Doğan güneş, doğan gün
    H

    Hakan: Eskiden Türk imparatorlarına verilen unvan. Kağan
    Hansoy: Han soylu, bey soyundan gelen
    Heper: Bütünüyle yiğit, hep yiğit, her zaman yiğit
    Hınçal: Öcünü onda koyma, öcünü al, öç al
    I
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster