0
CEM SOMEL
Ozet
Kapitalizm biriken sermayeyi mekanda dengesiz dagitmaktadir. Dunya sisteminde
merkez cevre seklindeki ayrismanm sebebi budur. Cevre toplumunun merkez ulkelerine
kaynak transfer etme mekanizmalarmdan kurtulmasi sistemden hurug etmesine
baglidir. Hurug, otarsi degildir; kendi kaynaklarma dayanan, toplumun ihtiyaglarim
karsilamayi amaglayan, dis iktisad? iliskileri bu amaglara tabi kilan stra-tejidir.
Huruc, esitlikgi bolusum politikasi igerir. Rusya'nm ve Cin'in hurugtan sonra tekrar
dunya sistemine eklemlenmesi sonrasmda hurug giindemden diistii. Kuba, bu
stratejide simdiye kadar basarili oldu. Hurucu basanya ulastirmak, halk igindeki
geliskileri ba§anyla yonetmeye baglidir. Dis tepkileri alt etmenin anahtan budur.
-6
dogudanl mayis-haziran 2008
Gunumuzde gevre ulkelerinin birgogunda
neoliberal d6nu§ume kars. i miicadele buyuk
olgude egemenlerin birer birer uygulamaya
giristigi reformlara karsj direnme ve engelleme
gabalarmdan ibaret kalmaktadir. Her reformdan
ya da donusumden magdur olan kitleler, reformu
engellemeye gahsirken mevcut duzeni savunur
gibi bir gorunurn arz etmektedir. Neoliberal
reformlara karsi durmaya gabalayan toplumsal
hareketlerin gogunun iktidar perspek'tifi ve toplumsal
projesi yoktur. Toplumsal hareketlerde etkili
olan liberal solcularm miimkiin oldugunu iddia
ettikleri baska bir dunyanm nasil kurulacagini
gosteren somut bir projeleri yoktur.
Oysa bundan otuz sene once bagimsizhga
kavusan gevre ulkelerinde toplumsal ve iktisadT
kalkinmayi gergeklestirmek igin dunya-sisteminden
hurug etmek diye ifade edilen bir strateji tartisilmakta
idi.
Gunumuzde hurug stratejisi unutulmu§ gibidir.
Esitlikten ve emekten yana konusan aydmlann
huruca kafa yormamasmi biri mesnetli biri
mesnetsiz iki sebebe baglayabiliriz. Mesnetsiz olan,
bu aydmlarm halk iktidan fikrine isteksiz ve
kuskucu tavirdir. Bu tavir, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler
Birliginin dagildigi ana kadar onu sosyalist
bir toplum olarak goren sosyalist aydmlarm
dagilmamn akabinde travma gegirerek anarsist
egilimlere kapilmasmin sonucudur. Bu aydmlar
sosyal donusum igin devleti ve siyasT iktidan kullanma
fikrine karsi gikarak sivil toplumcu ve mufrit
siyasT liberal kesildi.
Hurug stratejisinin gundemden dii§mesinin ikinci
-ve daha gergekgi- sebebi, kapitalist faaliyetlerin
diinyada ekonomileri bunca birbirine eklemledikten
sonra ulkelerin birer birer hurucunun
yapilabilirligi konusunda duyulan tereddut olabilir.
Bu yazida bu ikinci tereddudii onumuze koyup
kureselle§en dunyada hurucun yapilabilir
olup olmadigmi irdelemeyi amagliyoruz. Bunun
igin once hurug projesini, kuramsal dayanak ve
gerekgelerini ozetlemekte fayda var.
Hurucun geregi
Kapitalist alemde gozlenen biJyuk gelir esitsizliklerinin
ve gelisme dengesizliklerinin bir agiklamasi,
bagimlihk yaklasimmin ve dunya-sistemi
yakla§immm merkez-gevre tahliline dayanmaktadir.
Buna gore sermayedarlarm faaliyetleri,
sermayeyi mekanda dengeli bir sekilde dagitmaz.
Kapitalist uretim ve ticaret faaliyetlerinin
yayildigi cografyada sermaye ve servet bazi mahallerde
temerkuz eder. Temerkuz ettigi yerlerde
uretim,'araglan stoku b'riktikge i§gucunijn verimi
yukselip ferf ba§ma ge<ir artar, Buna mukabil
baska mmtikalarda uretim araglan stoku az ve
iptida? kaldigmda oralarda isgucunun verimi ve
fert basjna gelir diisuk kahr.
Kapitalizmin ideologlarmm geli§tirdigi modernlesme
yaklasimi, sermayenin ve servetin
mekanda dengesiz birikmesini bazi mmtikalarda
insanlarm diger mmtikalardakilere kiyasla daha
galiskan, girisken ve tutumlu -yani 'rasyonel'- olmasi
ile izah eder. Kapitalist dunya sisteminin
bes asirhk tarihini bilenler igin bu izah kendi basma
kifayetsizdir. Sermayedarlarm kapitalizmin
gelismedigi mmtikalarda faaliyette bulunabilmesi
igin burjuva devletlerinin neden sistematik cebir
kullandigmi agiklamamaktadir. Tarihte koylulerin
gesitli yontemlerle topraktan kopanlmasmdan,
buyuk uygar toplumlarm topyekun mustemlekelestirilmesine
kadar sayisiz cebir ornegi, sermaye
birikiminin mmtikadan mmtikaya kar§iliksiz
kaynak transferlerinden yararlandigini dolayli olarak
kamtlatnaktadir. Sermayenin neden bazi
yorelerde birikip digerlerinde birikmedigini buyuk
olgude bu karsiliksiz transferler agiklamaktadir.
Sermayenin ve servetin yogunlastigi yerlerde
de gelir adaletsiz dagilmaktadir. Uretim araglan
stokunun yigildigi mmtikalarda isgucu veriminin
semeresi insanlar arasmda esitge paylasilmamaktadir.
Kapitalist faaliyetlerin gevre mmtikalarmdan
merkez mmtikalanna kaynak transferi,
mahallT smifsal somuru ili§kisinin uzerine bolgelerarasi
ve milletlerarasi somuru iliskilerini eklemektedir.
Kapitalist dunya-sisteminde merkez ekonomileri,
gevre ekonomilerinde kapitalist iktisadT faaliyet
hacmini belirlemektedir. Merkez ekonomilerinin
genisledigi (milIT hasilanm ve sermaye birikiminin
arttigi) donemlerde, gevre ekonomileri
de merkez ulkelerine yaptiklan ihracatm artmamayis-
haziran 2008 dogodan
siyla genislemektedir. Merkez ekonomileri daraldigi
donemlerde gevre ekonomileri de kisilan ihracat
imkanlan sebebiyle daralmaktadir. Bagimliligm
bir yonu budur.
Buna ilaveten, merkez ulke sermayedarlannin
gevre ekonomilerindeki faaliyetleri gevre ekonomilerinin
uretim yap/s/ni da belirlemektedir. Birkag
ornek vermek gerekirse, 16.-19. yuzyillarda
sermayedar tacirlerin faaliyetleri multezimlerin
katkisiyla Bati Anadolu'yu ve Balkanlan tedricen
Avrupa'ya tanmsal ihracat bolgesine donusturdu.
Keza 20. yuzyilm sonunda Turkiye'nin smaT
mamul ihracatgisma donusmesi, merkez Cilke
sirketlerinin smaT iJretimi gevre ulkelerine yayma
egilimi ile baglantilidir.
Kapitalist dijnya-sisteminde gevre ulkelerinden
merkez ulkelerine kaynak transferinin gorunur
ve gorunmez birgok mekanizmasi mevcuttur.
19. yuzyilda mustemlekeci devletler mustemlekelerinden
vergi toplayip bunu kendine transfer
ederdi. Kaynak transfer yontemlerinden baska
biri, kredilerden saglanan faiz gelirlerinin ve yatirimlardan
kazamlan karlarm transferidir.
1994'ten beri Ticaretle Baglantili FikrT Miilkiyet
Haklan Anlasmasi uyannca gevre ulkelerinin
merkez ulkelerindeki bulus ve eser sahiplerine
daha gok lisans ve telif hakki odemeye mecbur
edilmesi de gozle gorunur transfer yontemleri
arasmdadir.
Olkeler arasi ticarette de transferler olmaktadir.
Bu karsiliksiz transferler mal ve nakit hareketlerinde
goriJIebilen bir aktarma degildir; nisp?
fiyatlarm tesekkulu yoluyla olmaktadir. 'Alanm
razi satanm razf oldugu, ithalatla ihracatin degerce
denk oldugu ticarette de kayit disi transferler
oldugu degigib yontemlerle ortaya konmustur
(Somel 2007). Qevre ulkelerinin resmi
istatistiklerde gorunen dis ticaret agiklan, nispT
meta fiyatlan yoluyla bu ulkelerden merkez ulkelerine
yapilan reel kaynak transferlerini gizlemektedir.
Kaldi ki neoliberal donemde gevre ulkelerinin
ihracat rekabetinin bu ulkelerin ticaret
hadlerini aleyhlerine degistirdigi, yani ayni ithalati
yapabilmek igin daha gok ihracat yapmaya
mecbur kaldiklan resmi istatistiklerden dahi okunabilmektedir
(UNCTAD 1996: 148; Ram 2004).
dogudan! mayis-haziran 2008
Qevre toplumlanni bu kaynak transferlerine
razi etmekte gesitli kurumlar etkendir. Bunun basmda
ulus-devlet sistemi gelmektedir. Merkez ulke
devletleri, gevre ulke devleti, gevre toplumunda
isbirlikgi zumreler ve uluslararasi kuruluslar,
elbirligi iginde §irketlerin gereksedigi politikalan
gevre ulkesinde uygulamaktadir. Nitekim giinumiizde
gevre iilkelerinde neoliberal donusumleri
uygulayan burjuva iktidarlan, arkalarma merkez
devletlerini ve dunya-sisteminin uluslararasi
kuruluslanni alarak emekgilere karsi bunlarm
pgibolojik tehdidini kullanmak suretiyle donusume
muhalefeti bastirmaya galismaktadir.
Bagimlilik yazarlan 1970lerde az gelismisligin
yukandaki izahmdan, gevre ulkelerinin sosyal ekonomik
kalkmma igin sistemden hurug etmesi
gerektigi sonucunu gikardi. Hurug her seyden
evvel kapitalist dunya-sisteminin nufuz alanmdan,
yani merkez ulkelerinin kapitalist uretim ve
ticaret faaliyetlerinin tesir sahasmdan gikmak
anlamma geliyordu.
Semir Emin hurucu, gevre ulkesinde devletin
iktisadT kararlarmi toplumun ihtiyag ve onceliklerine
gore vermesi olarak tarif eder (Amin 1984;
1985: 108). Qevre ulkesi iki segenekten birini
segmek durumundadir. Ya kapitalist dunya-ekonomisiyle
butunlesmeye devam edecektir. Bu
durumda ekonomide neyin iiretilip neyin uretilmeyecegini
kapitalist dunya-ekonomisinin mukayeseli
ustunlukler, karlihk ve kaynaklarm dunyada
etkin kullanimi mantigi belirleyecektir. Ya da
iktisat politikalan halkm onceliklerine ve tercihlerine
gore tasarlanacaktir.
Kar mantigjna tabi olmayan kaynak tahsisi
demek, devletin sirketlerin piyasalardaki faaliyetine
mudahale etmesi demektir. Bu mudahale,
segici (ayinmci) politikalar seklinde ortaya gikar.
Ornegin ithalatta segici politika, ithal edilecek
metalann ve hizmetlerin ne olduguna ve miktarlarina
karar vermek; ve bu karari gergeklestirecek
gumrCik vergileri ve miktar tahditleri uygulamak
demektir. Ornegin uluslararasi sermaye
hareketlerinde segicilik, hem buhranlara yol
agan hem de ulkede yaratilan servetin disanya
kacmasma meydan veren portfoy yatirimi, kisa
vadeli banka kredisi ve mevduat transfer! gibi
muameleleri kisitlamak veya yasaklamak demektir.
Yabanci sirketlerin dogrudan yatinmlarinda
segicilik, bunlarm ancak ekonominin (teknoloji
transfer! vs. agismdan) gereksedigi sektorlerde
yatirim yapmasma izin vermek; yabanci yatinmm
faaliyetinin ekonomiye zarar vermesini 6nleyecek
sekilde denetlemek; gereksenmeyen
yabanci yatinma ruhsat vermemek anlamma gelir.
Huruc otarsi, kendi iginde kapanma degildir.
Kendi kaynaklarma daha gok dayanmak ve kaynak
tahsisini toplumun ihtiyaglarma gore yapmaktir.
Tümünü Göster