-
476.
0evliya çelebi darüşşifayı anlatıyorTümünü Göster
1652 yılında edirne’yi ziyaret eden evliya çelebi, külliyeden; “orada bir darüşşifa vardır ki dil ile tarif edilmez, kalemler ile yazılmaz “ diye bahseder. ünlü seyyah, ayrıca külliye için şu ilginç tanımlamaları kullanmıştır:
“adı geçen bağın ortasında, göğe baş uzatmış bir yüksek kubbedir ki güya aydınlık hamam camekanı gibi tepesi açıktır. bu açık yerde altı adet ince mermer sütunlar üzerinde kiyanıyan tacı gibi bir kubbecik vardır. san’atkar iş üstadı, bu küçük kubbenin ta tepesine halis altın ile yaldızlanmış bir çeşit demir mil üzerine bir bayrak yapmış, ne taraftan rüzgar eserse, o bayrak o tarafa döner. garip görünüşlüdür. ama aşağı büyük kubbe sekiz köşelidir. bu kemerli kubbe içinde dahi sekiz kemer vardır. her kemerin altında bir kış odası vardır. bu odaların her birinde ikişer pencere vardır. bir penceresi odanın dışında olan gülistanlı ağaçlığa bakar, diğeri de bu büyük kubbenin ortasındaki büyük havuz ve şadırvana bakar. bu sekiz adet kış odalarının önünde , yine büyük kubbe içinde sekiz adet yazlık odalar vardır.
üç tarafı kafesli mermerler ile yapılmış bu büyük kubbe altındaki büyük havuzun çevresindeki sel sebillerden berrak su çağlayıp havuza girince , fıskiyelerden berrak su, kemerli kubbenin göbeğinde nihayet bulur.
böyle dikkat ve özenle yapılmış şifa yurdunun anlatılan odalarında çeşitli hastalıklara tutulmuş zengin ve fakir, ihtiyar ve genç doludur.
bazı odalarda ilkbaharda delilik mevsiminde edirne’nin aşk denizi derinliğine düşmüş sevdalı aşıklar çoğalıp, hekimin emriyle bu tımarhaneye getirilerek altun ve gümüş yaldızlı zincirlerle kerevetlerine takılıp, her biri aslan yatağında yatar gibi kükreyip yatarlar... kimisi havuz ve şadırvanlara bakıp kalender hülyası kabilinden sözler eder, nicesi dahi o kemerli kubbenin etrafında olan gülistan ve bağ ve bostan içindeki binlerce kuşların cıvıltılarını dinleyip, delilerin perdesiz ve ölçüsüz sesleriyle feryada başlarlar.
bahar mevsiminde çiçek kısmından sim ve zerrin, deveboynu, müşkü rumi, yasemin, gülnesrin, şebboy, karanfil, reyhan, lale, sümbül gibi çiçekler hastalara verilip güzel kokuları ile hastalar iyileştirilirler. fakat delilere bu çiçekleri verince kimini yerler, kimini ayakları altında çiğnerler. bazıları dahi meyveli ağaçları seyredip, ah daha hel hope pe pohe pelo deyip, çimenlik temaşası ederler... ”
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 30 12 2024
-
elim titreye titreye kombinin
-
2080 türkiye nüfusu
-
sözlük bitmiş beyler la
-
bıcakklamak istedigim yazarr
-
kirazdankupe selam naber surtk
-
gay pataklayan eğer delikanliysan yarın
-
panter emel gel lan burayaa
-
almanya ya gitmek için ne yapmam gerek
-
beyler endonezyalı bir kıza yürümeyi
-
eksi sözlükk kızlarıı
-
gwynplaine kalemini kırdım
-
saglik kadar degerli bise yok
-
yarın akşam silahlı saldırı adam yaralama ve gasp
-
iyi geceler gaziemirde hava 6 derece
-
telefon benim aletten uzun
-
boyum 10 cm kisalsaydi
-
kendimjse nasil engeli raporu cikartabiliris
-
kamyoncukamil anladın sen
-
izmirli laik bir adamım
-
kiz olsaydim şu an tiktokta hediye
-
çetgpt den inci sözlük fıkrası
-
gözümde the vikings nasıl mı işte böyle
-
tip tetkik yontemleri goz korkutuyor
-
ulan gunduz oynanan portekiz ligi maclari
-
beyler türküm ama kendimi ermeni gibi
-
bir kürt bir gün vergi dairesine girmiş
-
kedi köpek bile sigisyor
-
flörttür sohbettir falan bunlar hep beta erkek işi
-
gözlüklü göz doktorlari
- / 2