-
1.
+3Liseliler bilir mi bilinmez ama, bir zamanlar ilkokuldayken türkçe kitabında geçen bir hikayedir bu.
Refik Halit Karay'ın memleket hikayeleri kitabındaki eskici adlı bölümde geçer.
Hikayenin orjinalinini buraya aktarıyorum.
ESKiCi
(Hasan adlı bir çocuk, istanbul'dan, dilini bilmediği yabancı bir ülkeye gitmişti. Orada çok sıkılıyordu.)
Bir gün halası sokaktan bağırarak geçen bir eskiciyi çağırdı.
Evin avlusuna sırtında yayvan bir torba, elinde bir küçük iskemle ve uzun bir demir parçası olan, incin kılıklı bir adam girdi. Torbasında da mukavva gibi bükülmüş bir tomar duruyordu.
Halası ile Hasan, eskicinin önüne bir sürü patlak, sökük, parça parça ayakkabı dizdiler.
Eskici, iskemlesine oturdu. Hasan da merakla karşısına geçti.
Hasan, bir aralık nerede, kimlerle olduğunu unuttu, dalgınlığından ana diliyle sordu:
— Çiviler ağzına batmaz mı senin
Eskici, başını şaşkınlıkla işinden kaldırdı. Uzun uzun Hasan'ın yüzüne baktı:
— Türk çocuğu musun?...
— istanbul'dan geldim!
— Ben de o taraftan... izmit'ten!
Dişsizlikten peltek çıkan bir sesle adam yeniden sordu:
— Ne işin var burada?
Altı aydan beri susan Hasan durmadan, dinlenmeden, nefes almadan konuşmaya başladı.
Eskici hem çalışıyor hem de yurdunun bir deresini, bir rüzgârını, bir türküsünü dinliyormuş gibi hem zevkli hem yaslı dinliyordu. Daha çok dinlemek için de elini ağır tutuyordu.
Fakat sonunda bütün ayakkabılar tamir edilmiş, iş bitmişti.
Hasan, yüreği burkularak sordu:
— Gidiyor musunuz?
— Gidiyorum ya, işimi tükettim.
O zaman gördü ki memleketlisi küçük çocuk, minimini yavru, ağlıyor... Sessizce, titreye titreye ağlıyor.
— Ağlama, ağlama!
Eskici başka söz bulamamıştı. Bunu duyan çocuk hıçkıra hıçkıra ağlıyordu; bir daha Türkçe konuşacak adam bulamayacağına ağlıyordu.
— Ağlama diyorum sana, ağlama!...
Bunları derken onun da katı, nasırlaşmış yüreği yumuşamıştı. Önüne geçmeye çalıştı ama yapamadı, kendisini tutamadı. Gözleri doldu ve gözyaşları sakallarından aşağı döküldü.
derste bu hikayeyi okuduğum günü dün gibi hatırlarım.
90 lı yıllarda çocuktuk, öğrenciydik.
Herhalde hiçbir kuşak, 90 yıllardaki bizler gibi eskiye özlem duymuyordur.
Zaman çabuk geçiyor, zavallı bünyelerimiz yeniliğe alışamıyor maalesef.
90 lı yıllardaki öğrenciliğimiz bitti maalesef ve en masum günler geçti gitti o tahta sıraların soğukluğunda.
çocukça sevgiler, minicik kalplerdeki heyecanlar kayboldu akreple yelkovanın acımasız darbeleriyle.
"örtmeniim, örtmeniim" sesleri yıllık ödev kapaklarındaki süslemeler kadar çabuk uzaklaştı dillerimizden.
ant okuyan çocuk heyecanıyla başlanılan 12 yıllık serüvenin anfilerde dünyalı "hoca"ların umarsız dikteleriyle sona ermekten başka seçeneği yoktu.
özet: 90 lı yıllarda ilkokul öğrencisi olan birinin serzenişi.
-
izmirin dağlarında kürtçülük açar
-
kadın mancigi istiyorum sadece
-
niyet ettim silik yemeye cezaevi nasıl bir yer
-
gazi sultan yavuz burası dert kuyusu mu
-
mottogirl selamun aleycum
-
kurdler dogru yapiyo aga
-
tyler dursunun babaları şukulaşıyor
-
kabzımal feyzullah ne anlatıyorsun yine
-
tip okuyan baycerraha sallıyor
-
melek gozun anasının
-
hormon tedavisi filam olsana kostang
-
megane2 10 kişilik sözlükte başlık taşıyor
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 26 01 2025
-
izmir kars rize
-
tyler dursunu silin aga
-
konstant seni niye zikiyolarlar lan
-
hayatında köyünden dışarıya adım atmamış
-
keşke züt deliğimizden nefes alsaydık
-
aranızda türk hekimi var mı
-
kim dediyse iyi demiş
-
hurma ne aq
-
arada film izledim geldim hala aynı kavga
-
gs ye verilmeyen kırmızılar
-
püberte ucan kedi karı değil dost
-
sizin nasıl bir yaşam sevinciniz var amk
-
lan kavga etmeyin nedenmi
-
sevilmeye ihtiyacı olan
-
boyle giderse 200 seneye turkiyenin yuzde 90ı
-
askerliği uzatmama kararı
-
konstant sen onlara aldırma
- / 2